250's traduction Turc
712 traduction parallèle
That's a real beauty- - 250 quid plus hospital treatment.
Çok şık. 250 sterlin ve hastane masrafları.
As night fell, he took the 250,000 francs from the sale and headed home.
Markiz, gece yarısına doğru satıştan aldığı 250 bin frank ile evinin yolunu tutmuştu.
Returning home with bad news, the Marquis tells the Marquise about the theft of both jewels and 250,000 franks.
Kötü bir halde eve dönen markiz karısına mücevherlerin ve 250 bin frankın çalınışını anlatır.
It's beating at over 250 to the minute.
Dakikada 250 atıyor.
There's $ 250,000 at the end of the line.
İşin ucunda 250.000 dolar var.
I hope you realize that Miss Totten's father, the late Daniel S. Totten, left only a quarter of a million dollars for this project.
Umarım Bayan Totten'ın babası Daniel Totten'ın bu proje için yalnızca 250.000 dolar bıraktığının farkındasınızdır.
- Here's 250 for you.
- Ya bana?
- I'll take mine and'Ntoni's.
- Sana 250 çünkü sen daha bebeksin.
But it's 250,000, which is not bad.
Artık 250,000 olsa da fena sayılmaz.
Georges's was 250 francs.
George'unki 250 franktı.
25 % of what the insurance company stand to lose, and that's over a quarter of a million.
Sigorta şirketinin karşıladığı miktarın yüzde yirmibeşi. Bu 250 binden fazla eder.
- lt's $ 1,250.
- 1250 dolar.
Well, this is first-offense burglary, that's about $ 250.
Birinci dereceden soygun olduğuna göre 250 dolar civarındadır.
Each leg of cow that sits on a small perimeter, They are 200 or 250 kilos of blow.
Küçük bir çevreye sığan her bir ineğin ayağı, 200 yada 250 kilo basar.
It's approximately 250 miles faster than the speed of sound.
Ses hızından yaklaşık 250 mil daha hızlı.
Every man's entitled to 640 acres, free and clear.
İsteyen herkese 250 dönüm toprağı bedava veriyorlar.
And was apparently timed to coincide with the shooting of red lightning... Just as the horse, valued at $ 250,000, was leading the pack at the far turn.
Anlaşıldığı üzere 250.000 dolar değerindeki atın yarışı önde götürürken... vurulması da bu planın bir parçası.
There's not a dame up there that weighs less than 250 pounds.
120 kilodan hafif kadın yok.
Mr. Gallagher, I'm afraid you misunderstood me. I said 250 words.
Bay Gallagher, korkarım yanlış anladınız. 250 kelime demiştim.
True, it is 250 years since your departure.
Gerçek, ayrılışınızdan beri 250 yıl oldu.
We'll try it with a 250
250'lik bir ışıkla deneyelim.
Next, 250 yen.
Sıradaki, 250 yen.
In 1944, five members of the O.S.S. - the military espionage unit - were ordered behind the German lines... for the purpose of delivering $ 250,000 in gold... to the French underground.
1944'te, O.S.S'in beş üyesi.- - Askeri Casusluk Örgütü- - Alman mezvilerinin arkasında görevlendirildiler... 250000 dolarlık altını götürmek için.
The biggest I've personally designed... is theJaeger 250.
Kişisel olarak tasarlanmış olan en büyüğü... adı theJaeger 250.
Yes, the Air Force searched the area 250 miles out of Nassau.
Hava Kuvvetleri Nassau'nun 250 mil dışını araştırdı.
Well, let's just split the difference, shall we?
- Farkı paylaşalım. 250 dolar.
$ 250. Well, let's not quibble about it. $ 200 it is.
- Kılı kırk yarmayalım. 200 dolar olur.
So he gave me $ 250,000 in traveller's cheques and here I am.
Bana 250.000 dolarlık seyahat çeki verdi, işte buradayım.
- Let's bid it up here, come on.
- Haydi fiyat artıralım, haydi. - 250 dolar!
And if we ever hope to make orbit, we'll have to lighten our load by at least 500 pounds.
Ve yörünge dışına çıkmak için, yükümüzü en az 250 kilo hafifletmeliyiz.
Futori got 250,000 yen?
Futori 250.000 yen mi alacakmış?
Here in Daytona, Florida, it's the 250cc 100-mile classic with Yamaha leading and winning it, taking seven of the top 10 places.
Florida, Daytona'da 250 cc sınıfı, 100 mil klasik yarışını Yamaha kazandı ve ilk 10 sıranın yedisini aldı.
He's a little Greek boy who lives in Athens with his parents.
Tam evlatlık için başvurdum, ayda 250 dolar.
250 like that, it's going to be mad
Böyle 250 makine, manyak bir şey olacak.
It's past the post office... 200 yards down and then left at the light.
Evet. Postaneyi geçince, 250 arşın aşağı yürü, sonra ışıktan sola dön.
They came up $ 750 from that, so it's $ 6,250 they offered me.
Sonra 750 dolar artırıp tekliflerini 6250 dolara çıkardılar.
- He's got 500 acres to himself.
- Orada 250 hektar arazisi var.
- Yeah, it's hopped up to over 160.
- Aynen öyle, 250'ye çıkar diye tahmin ediyorum.
And we'll probably have to recall... 250,000 square feet of artificial turf... because they said... there's too much lead in the green paint.
Bundan başka, 80 bin metrekarelik suni çimi piyasadan toplatmak zorundayız. Çünkü yeşil boyada çok fazla kurşun varmış.
In the Fall of 1940, it sent 250 a thousand soldiers for the Lybian neighbor e more 300 a thousand for the Etiópia.
1940'ın sonbaharında, Mısır'ın komşusu Libya'ya, 250.000 kişilik bir kuvvet yığmıştı. Etiyopya'ya da 300.000 kişi göndermişti.
There's over a $ 250 bounty on each one of Blake's men.
Blake'in her bir adamı için 250 doların üzerinde ödül var.
There's $ 250 bounty money on that fella I shot and on Sam Blake and every one of his men.
O vurduğum adamın, Sam Blake ve bütün adamlarının başına 250 şer dolar ödül var.
And about 500 degrees up around the valley somewhere.
Ve vadinin yukarısındaki bir yerlerde yaklaşık 250 derece.
- 200 D's cash or 250 in food coupons?
- 200 $ nakit, 250 $ yiyecek kuponu?
In the center of the attack line, front Berlin, 250 metal rings for kilometer opened way to the assault cars.
Cephenin merkezinde, Berlin'in karşısında 400 top, saldırı tanklarına yol açmaktaydı.
In fact, 250 a thousand men had been isolated :
Aslında 250,000 kişinin bağlantısı kesilmişti.
That's 250 rand.
Bu da 250 Rand yapar.
From the amount of poison in his body, he estimates that Davis was stung by no less than 250 wasps.
Vücudunda ki zehir miktarından... Davis'in en az 250 eşek-arısı tarfından sokulduğu değerlendirilmiş.
If he was on course and on schedule, he made the contact about here, 250 miles out.
Planlanmış olan rotasında uçtuysa, düşmanı şuralarda gördü, yaklaşık 250 mil mesafede.
There's no man... just 250 people waiting for the leading lady to take the stage.
Hiçbir erkek yok... Sadece seni sahnede görmek isteyen 250 kişi var.
It's $ 250.
250 $ kadar.