30 traduction Turc
43,744 traduction parallèle
My team seized that money 30 seconds after you cut the feed to the conference room.
Konferans odasındaki bağlantıyı kestikten 30 saniye sonra ekibim paraya el koydu zaten.
_
Araç tam 7 : 30'da gelecek. Gizliliğe önem gösterin.
Ah, push one of epi. Let's charge to 30.
1 mg epi verin. 30'a şarj edelim.
- Almost 30.
- Neredeyse 30.
let's... let's give it like, 30 more seconds.
30 saniye kadar daha.
We said 8 : 30.
Akşam 8.30 demiştik.
Yeah, well, Tandy's the idiot who picked 30-year-old novelty cars for a road trip.
30 yıllık acayip bir arabayı kullandığı için Tandy'nin salaklığı.
30 grams of fat?
30 gram yağ mı?
Uh, well, that explains the 8 : 30 pickup.
Bu neden 20 : 30'da almaya geldiğimi açıklıyor.
30 years ago.
- 30 yıl önce.
I'm not even 30.
Yaşım bile 30 yok.
From 30 years ago. Clearly, it was flawed.
30 yıl önceki test, hatalımış demek ki.
I knew in general, if you're out on the street at 3 : 30 in the morning, at some point, you realize you made a very wrong turn.
Eğer 3.30 gibi sokakta oluyorsan eğer aynı noktada orada olduğunu biliyordum. Çok yanlış gittiğinin farkındaydım.
I'd say about 20, 25.
- 30-40 arası.
Which?
- Hangisi? 30 mu 40 mı?
If you're unclear, presumption will be that you didn't... 20 miles per hour last time I looked at the speedometer, crossing Larabee in the left-most lane.
Tam olarak hatırlamıyorsan, varsayımım- - Son baktığımda 30 km / s idi, Larabee'yi en sol şeritte geçerken.
For the first time in 30 years, I see fear in Wallace Boden's eyes.
30 yıldır ilk kez Wallace Boden'ın gözlerinde korku görüyorum.
Everyone's drunk before 8 : 30.
Herkes 8 : 30'dan önce sarhoş olur.
At the 30 year, I came early to drop off flowers and she was... She was vacuuming the floor herself.
30. yılda çiçekleri bırakmak için erken gelmiştim, yerleri kendi süpürüyordu.
"Should've done it 30 years ago." I did the math.
"30 yıl önce yapmalıydım" Hesap yaptım.
Now I have to go out there and give Toby a coupon for 30 cents off his next purchase.
Şimdi gidip Toby'e bir sonraki alışverişi için 30 sentlik indirim kartı yazmam gerek.
Okay, then give me, like, a solid half an hour, just 30 minutes...
Peki, o zaman bana yarım saat ver. Tam 30 dakika...
Uh, I could write that exploit in 30 seconds and create the loop of me alone while I'm at it.
O kodu 30 saniyede yazıp kendi görüntümü döngüye sokabilirim.
What has happened in society that we can't go 30 minutes without a water?
Bir toplulukta 30 dakika su içmeden duramaz mıyız?
As I explained, we will need an entire Thanksgiving dinner for 30 people.
Açıkladığım gibi, 30 kişilik bir Şükran Günü yemeğine ihtiyacımız var.
Great, yeah, the dishes have started rolling in, my crew made me 30 fun and festive turkey place cards.
Harika, evet, yemekler gelmeye başladı ekibim 30 eğlenceli ve neşeli hindi yer kartı yaptı.
We got to cook enough sides for 30 kids.
30 çocuğa yetecek kadar yemek yapmalıyız.
Other stuff meaning enough food for 30 people?
Diğer şeylerden kastın 30 kişiye yetecek kadar yemek mi?
Okay, $ 28.50 a head times 30 people, that's... uh...
Tamam, adam başı 28.50 dolar, bu...
$ 28.50, so, you, uh... subtract $ 1.50 from 30 and, uh...
28.50 dolar, sen 30'dan 1.50 dolar çıkar ve...
Does it look like it's for a family or 30 kindergarteners?
Aile için mi yoksa 30 çocuk için mi bir bak?
It's hard to tell, there's 30 individual cups.
Söylemesi zor, 30 ayrı kase var.
In the last 30 years, our country has had twice as many mass shootings than the other 24 richest countries on this planet combined.
Son 30 sene içinde, dünyanın en zengin 24 ülkesinin toplamından iki kat fazla silah çatışmasına ve ölümlere ev sahipliği etti ülkemiz.
Beginning at 6 : 30 a.m. in the East, polls across the country will be open.
İlk olarak, doğuda 06.30'da olmak üzere ülkede oylamalar başlayacak.
Anyway, there's an Elvis impersonator later tonight at the Nine Thirty club.
9 : 30 Club'da bu akşam bir Elvis canlandırması var.
The motorcade leaves for the Capitol in 30 minutes.
Konvoyunuz 30 dakika sonra Meclis'e yol alacak.
The Feds are throwing a net over D.C., and their EOC is monitoring every camera and feed within a 30-mile radius.
Federaller, Washington'ı çembere aldı ve 50 kilometre çapında bir bölgedeki tüm kameraları gözlüyorlar.
We are looking for a white male, 30 to 40 years old, who's been targeting female sex workers.
Aradığımız kişi 30-40 yaşları arasında beyaz bir erkek ve hayat kadınlarını hedef alıyor.
At this rate, by the time we get to the Offshore, we'll all be 30 or 40.
Açıklar'a bu hızla gidersek 30-40 yaşımıza geliriz.
Each candidate has 30 minutes to decide whether they want to take the money and return to the Inland or continue in the Process with nothing.
Her adayın, parayı alıp İç Kesimler'e dönmeye ya da parasız şekilde Süreç'e devam etmeye karar vermesi için 30 dakikası bulunuyor.
You have 30 minutes to think about it.
Senin de düşünmek için 30 dakikan var.
The summit meeting is in 30 minutes.
Zirve toplantısı 30 dakika sonra.
I've been a cop more than 30 years now.
30 yıldan fazladır polisim.
A big male like this one can dive to 30 metres and hold his breath for half an hour.
Bunun gibi büyük bir erkek 30 metre dalabilir ve nefesini yarım saat tutabilir.
30 rotations over 15 seconds.
15 saniyeden fazla sürede 30 dönüş.
It's 4 : 30.
Saat 4.30.
12 inches in diameter, about 60 feet in length.
30 santimetre çapında 18 metre uzunluğunda.
She's 30 feet down, but her phone still works.
9 metre aşağıda ama telefonu hala çalışıyor.
5 : 30 a.m.
Sabah 5 : 30'da.
20 or 25? - Closer to 20.
- 30'a yakın.
She's been in there for 30 minutes.
- 30 dakikadır orada.