8mm traduction Turc
51 traduction parallèle
Still shots on the left and 8mm front and rear.
Sol taraftan normal fotoğraf, ön ve arkadan da video görüntüsü alın.
Microphone, tape recorder, 8mm camera, daytime coverage...
Mikrofon, kayıt cihazı, 8 milimetre kamera, gündüz izleme...
I got them with the 8mm movie.
8mm'lik bir film taktım ben.
Where's the 8mm film?
8 mm'lik film nerede?
It has a Super 8mm camera in here... and the dot, the 10 : 00 dot... will show exactly what the camera sees on the back.
Süper 8mm kamerası buradır... ve nokta, 10 : 00 noktası... kameranın arkada tam olarak ne gördüğünü size gösterecek.
Super 8mm...
Süper 8mm...
A film like this, 8mm film, it costs $ 200 or $ 300 to make.
Böyle bir 8mm film yapmanın maliyeti $ 200 ya da $ 300.
The parcel contained one 8mm film, 54 still pictures and a 19-page letter.
Paket 8 mm boyutunda bir film, 54 hareketsiz resim ve 19 sayfalık bir mektup içeriyordu.
The 8mm film was considered to be a vivid and authentic film showing an unidentified man chop the body of a woman into pieces and put her into his collection.
8 mm'lik canlı ve gerçek olan film kimliği belirsiz bir kişinin, bir kadının vücudunu parçalara ayırışını ve koleksiyonuna koyuşunu gösteriyordu.
Hideshi Hibino newly created this video as a restructured Semi-Documentary based on the 8mm film, pictures and letter.
Hideshi Hibino 8 mm'lik filmi, resimleri ve mektubu temel alarak yeniden düzenlediği bu yarı belgesel filmi tekrar oluşturdu.
This is the summarized story of the contents of the 8mm film, still pictures and letter.
Bu, 8 mm'lik filmin, hareketsiz resimlerin ve mektubun içeriğinin özet bir öyküsüdür.
8mm impact socket!
8mm düz vida!
I am however, NOT in Hollywood, not having been offeredeven a minor role in a 8mm pornographic movie!
Ve ben nasıl olsa Hollywood'da değilim. 8 mmlik bir pornoda bile küçük bir rol alacak kadar bile yeterli değilim.
You know, we have 8mm film of his father fan-dancing for J. Edgar Hoover.
Biliyor musunuz, babasının J. Edgar Hoover için çıplak dans ettiği, 8 mm'lik bir filmimiz var.
An American pilot brought his own 8-mm movie camera.
Amerikalı bir pilot, kendi 8mm kamerasını getirmişti.
One of our loyal viewers from South Park, sent us some 8 millimeter film of what he claims to be the Mexican Staring frog of Southern Sri Lanka.
South Park'tan sadık bir izleyicimiz bize 8mm'lik bir film göndermiş. Filmdekinin "Güney Sri Lanka'nın Meksika Bakışlı Kurbağası" olduğunu söylüyor.
Kodak doesn't develop 8mm's anymore.
Kodak artık 8 mm'lik filmleri banyo etmiyor.
Each week you'll receive an installment and one Super 8 movie featuring the reproductive rites and customs of countries from around the world.
Her hafta bir fasikül ve dünyanın çeşitli ülkelerinden üremeye ilişkin gelenek ve alışkanlıkları içeren bir 8mm film alacaksınız.
And he was lowering me on a 9mm, well 8.8mm rope.
Ve beni 9 mm, daha doğrusu 8,8 mm'lik bir iple indiriyordu.
If only we had some money and bought that 8mm camera.
Ah paramız olsaydı da, şu sekizlik kamerayı alsaydık be sağdıç.
How much is this 8mm camera anyways?
Kaç para ki şu sekizlik kamera?
I want my 8mm back.
Sekiz milimetreliğimi geri istiyorum dedim.
- Actually I said 8 mm.
- 8mm demiştim ben.
I did. Shot an independent on an 8 mm.
Çevirdim. 8mm'lik bağımsız bir film çekmiştim.
Eight millimeter, bold choice.
8mm, cesur bir seçim.
What is this? 8mm?
8 milimetre mi?
I've done those transfers from 8mm.
8mm'lerin transferini yaptım.
No, it's because it's an 8mm film.
Hayır, çünkü bu bir 8mm'lik film.
What's an 8mm film?
8mm'lik film ne demek?
It's the same prop that we're using in the 8mm sci-fi movie that I'm filming.
Çektiğim 8mm bilimkurgu filmlerde kullandığımızla aynı yapıda.
So you're going to watch an 8mm film.
8mm'lik film izleyeceksin yani.
Bruce had some of the films, 8mm, that he used to show us, where they get into the old traditional stance and one guy would come in and throw a couple of punches and the other guy would back up and fall down over the plant pot.
Bruce'un eskiden bize gösterdiği birkaç 8 mm filmi vardı. Onların geleneksel kavgalarının olduğu bir film. Bir adam gelirdi, birkaç yumruk atardı.
And he's watching this 8mm film and he's watching it backwards.
8mm bu filmi izliyordu. Geri sarıp tekrar izliyordu.
He would stretch and read and review on 8mm film of a boxer at the same time.
İzlerken kendi de hareketleri yapıyordu. Aynı anda geri sarıp bir daha gözden geçiriyordu.
- It's a camera. - 8mm.
- Kamera. - 8mm.
I have around 150 8mm and 16mm movies.
Yaklaşık 15 metrelik 16mm film var.
There should be an 8mm thunderbolt in each one of those holes.
Deliklerin her birinde 8 milimlik geçmeler olmalı.
Wollensak Fastax eight millimeter.
Wollensak Fastax, 8mm.
'Sir! _ 8mm
- Stoß ä!
8mm details.
Sekiz milimetrelik parçaları.
8mm details fit well.
Sekiz milimetrelik parçalar tam uyuyor.
- 8mm and 20mm details?
- Sekiz ve 20 milimetrelik olanlar mı?
We need more 8mm and 6mm details...
Bizim sekiz milimetrelik parçalara ihtiyacımız var...
Then please explain to me why they needed a gas-proof door with a peep hole with double 8mm glass and a metal grill on the inside?
O halde lütfen bana açıklayın,... bunun için neden 8 milimetrelik çift camlı bir gözetleme deliğine,... gaz sızdırmaz bir kapıya ve içeriden metal ızgaralara ihtiyaçları vardı?
I couldn't help but notice that the, uh... bullets used are 8mm, as opposed to, uh,
Ben yardım edemedim ama farkettim Kullanılan mermilerin 8mm olduğunu... Aksine, uh,
Yeah, well, the guy who didn't toss his gun probably had the 8mm.
Evet, tabii, silahını atmayan adam Muhtemelen 8 mm'dir.
8mm camera.
8 mm kamera.
What are the chances he'd have a camera and a roll of 8mm film?
Şansı nedir Bir kamerası olurdu Ve bir rulo 8mm film mi?
I have all the film, the 8mm film.
Hepsinin 8 mm filmleri var.
8mm wide. 16mm.
8 ve 16 milimetrelik filmler.
this reminds me of camera buff here where the costumes hang there used to be a screen overthere was a projection room we would show 16 and 8mm films there were projectors nobody uses this equipment the enthusiasm is gone too
Bu bana " Kamera Kurdu'" filmini hatırlatıyor. Burada, kıyafetlerin asılı olduğu yerde bir ekran dururdu. Orada bir projeksiyon odası vardı.