A boyfriend traduction Turc
7,420 traduction parallèle
Do you have a boyfriend?
Sevgilin var mı?
What's the point of having a boyfriend when I'm down here tripping over spiders?
Erkek arkadaşın olmasının yararı ne ki burada örümceklerle dans ederken?
A boyfriend is one thing, but engaged is a completely different story.
Erkek arkadaş tamam ama nişanlanmak bambaşka bir hikâye.
Find a boyfriend shirt that fits. Bring the hair down if you can. Tuck in the shirt.
şık bir erkek gömleği bul yapabiliyorsan, saçlarını aşağıya indir.
Dear Rose, I suppose the most important news is that I have a boyfriend
Canım Rose, sanırım en önemli haber erkek arkadaşımın olması.
Qualifications and a boyfriend, Eilis.
Nitelikler ve bir erkek arkadaş Eilis.
You got a boyfriend?
Erkek arkadaşın var mı?
You got a boyfriend? A cute boyfriend?
Yakışıklı mı?
I heard you got a boyfriend.
- Sevgili yapmışsın.
I have a boyfriend.
Benim sevgilim var.
Has she ever had a boyfriend?
Hiç sevgilisi olmuş mu?
May I ask, do you have a boyfriend?
Erkek arkadaşınızın olup, olmadıgını sora bilirmiyim?
Would you like a boyfriend?
Bir erkek arkadaş ister misiniz?
Do you have a boyfriend?
- Sevgilin var mı?
Malala says that you can have a girlfriend but she can't have a boyfriend. g.
Malala, senin sevgilin olabileceğini ama kendisinin sevgilisi olamayacağını söylüyor.
Even Gretel has a boyfriend.
Gretel'in bile bir erkek arkadaşı var.
And she has, I don't know... trouble with a boyfriend, I thought it Would be nice to have a night away. I thought...
Galiba bir de, erkek arkadaşıyla sorunları var.
I will never have a boyfriend like that.
Hiç böyle bir sevgilim olmayacak.
And doesn't she have a boyfriend now?
Artık erkek arkadaşı yok mu?
She doesn't have a boyfriend.
- Erkek arkadaşı yokmuş.
If she has a boyfriend, a real Slit-eye, he'll chop off your prick with a samurai sword.
Eğer gerçekten de çekik gözlü bir erkek arkadaşı varsa, o zaman senin sikini samuray kılıcıyla ikiye böler.
No, I don't have a boyfriend and if I did he wouldn't be a jock or a metal head.
Hayır... Erkek arkadaşım yok ve olursa da İskoç veya metalci olmaz.
- I'll never get a boyfriend.
- Asla erkek arkadaşım olmayacak.
It seems like your boyfriend went on a war path, stole a car, beat the shit out of some guy.
- Görünüşe göre sevgilin kavgaya hazır bir araba çalmış, adamın birini de haşat etmiş.
Doing a soufflé or being someone's boyfriend, I have to be the best ever at it.
Sufle yapıyorsam ya da birinin sevgilisi oluyorsam en iyisi olmam gerek.
My boyfriend's got a garage in the back.
Arkada erkek arkadaşımın bir tamirhanesi var.
- I'll put a hole in your boyfriend.
Yoksa erkek arkadaşını delikli nane yaparım.
But is he... a good... boyfriend?
Peki iyi bir sevgili mi?
Putting a bullet in your boyfriend!
Sevgiline sıkıyorum!
Then one boyfriend moved in, and he took a liking to me real fast, so she kicked us out.
Sonra sevgililerinden birisi bize taşındı. Benden çabucak hoşlanmaya başladı. Annem de ikimizi evden attı.
- No. Well, I saw a movie with my boyfriend.
- Ben erkek arkadaşımla film izledim.
Could you be my boyfriend, just for a minute?
Erkek arkadaşım olurmusunuz? Bir kaç dakkalığına.
Then, about a week later I went to a slumber party and I told all the girls about my high school boyfriend.
Bir hafta sonra pijama partisine gittim. Bütün kızlara liseli bir sevgilim olduğunu söyledim.
They're also searching for a man believed to be her boyfriend.
Ayrıca sevgilisi olduğuna inanılan bir adamı arıyorlar.
It's a photo of me with an old boyfriend.
Eski sevgilim ve benim bir fotoğrafımız.
He's a country solicitor. And my boyfriend.
Kendisi avukat ve erkek arkadaşım olur.
It was a present from Mom's boyfriend.
Annemin sevgilisinden bir hediyeydi.
And Ben, her boyfriend, was a prick, but I kind of liked him anyway.
Erkek arkadaşı Ben, tam bir hıyardı ama onu da sevdim sayılır.
Shame, I know, but I did get a text from my boyfriend.
Yazık oldu. Biliyorum fakat erkek arkadaşımdan mesaj gelmişti.
He's a brave man, your boyfriend.
- Sevgilin cesurmuş.
And a boyfriend.
- Bir de sevgilisi var.
I had a black boyfriend once.
Bir keresinde siyahi bir erkek arkadaşım vardı.
My boyfriend wants me to sell it for a smart car, or something.
Erkek arkadaşım satıp karşılığında akıllı araba almamı istiyor.
We've been broken up for three weeks, and you already got a new boyfriend?
Ayrılalı üç hafta oldu ve şimdiden yeni bir sevgili yapmışsın.
Wouldn't it figure that the first time That you're in love and in a monogamous relationship, It would be with my boyfriend.
İlk defa aşık olduğun ve tek eşli ilişki yaşadığın kişinin erkek arkadaşım olacağını hiç tahmin etmezdim.
I met a guy named Darrell, and now he's my boyfriend.
Yardıma ihtiyacım var. Darrell adında bir çocukla tanıştım ve şimdi erkek arkadaşım.
I have a hot boyfriend.
Seksi bir erkek arkadaşım var benim.
It's getting to the point where your boyfriend should start leaving a toothbrush at the overnight down at the station.
Artık öyle bir noktaya geldik ki sevgilin, zaten geceyi geçireceğim diye nezarethaneye diş fırçasını bırakıyor.
He's gotta be a superhero if he's gonna be my boyfriend.
Eğer sevgilim olacaksa süper kahraman olması kesin.
If her blood work came back positive for signs of meningitis, we could get her into isolation, away from the boyfriend, get a social worker in there, maybe save her life.
Kanı, menenjit bulguları için olumlu çıkarsa onu karantinaya alabiliriz, sevgilisinden uzağa oraya bir sosyal hizmet görevlisi koyup belki hayatını kurtarırız.
Now, Gwen, you have a clean record, at least you did up until yesterday, and it's clear that your boyfriend, Aster, meant a great deal to you, so help me understand how it is that you end up
Gwen temiz bir sicilin var, en azından düne kadar öyleydi. Belli ki erkek arkadaşın Aster da senin için çok önemli biriymiş.