A drug traduction Turc
7,548 traduction parallèle
Why does Nelson think that I am a drug addict?
Nelson neden uyuşturucu bağımlısı olduğumu düşünüyor?
Do you really think the cops are gonna connect your call to a pharmacist with a drug heist in the parking lot
Gerçekten senin eczacıyla telefon görüşmenle garip bir yerdeki ilaç soygununu polisin... -... seninle bağlayacağını mı düşünüyorsun?
She came to us in need, fighting a drug addiction, in very poor physical health, and spiritually lost.
Buraya uyuşturucuya karşı savaşırken fiziksel ve ruhsal olarak kötü bir hâlde geldi.
I'm a drug and addiction specialist.
Uyuşturucu ve bağımlılık uzmanıyım.
I was supposed to meet Lana for a drug deal, but I never went.
Uyuşturucu satmak için buluşacaktık ama gitmedim.
You're a drug dealer.
Uyuşturucu satıcısı olduğun.
You brought a gun to a drug deal?
Uyuşturucu pazarlığına silah mı getirdin?
I'm not actually a drug dealer, Alexa.
Torbacı değilim ben, Alexa.
Nirvana star Kurt's baby born a drug addict
NIRVANA'NIN YILDIZI KURT'ÜN BEBEĞİ EROİNMAN DOĞDU
And I had to assume another identity for months to help take down a drug ring.
Uyuşturucu şebekesini bitirmek için aylarca başka kimlikle yaşadım.
The guy's a drug addict, isn't he?
O adam uyuşturucu bağımlısı, değil mi?
He's not a drug addict.
Uyuşturucu bağımlısı değil.
Which is why I cannot get caught on a boat of a drug dealer.
Bu yüzden bir torbacının teknesinde yakalanamam.
The newspaper said he was a drug dealer.
Gazetede uyuşturucu satıcısı olduğu yazıyordu.
"This guy is a sex pervert," or "this guy's a drug dealer."
"Bu adam bir cinsi sapık" ya da "bu adam torbacı".
Sex parties or letting the town erupt into a drug war, which leads to the DEA showing up and burning down the town's source of commerce?
Seks partileri mi, yoksa kasabayı uyuşturucu savaşı meydanına çevirip sonucunda Narkotik'in gelip kasabanın geçim kaynağını yakıp gitmesi mi?
This whole thing is about a drug deal?
Bütün bunlar uyuşturucuyla mı ilgiliydi?
- She has a drug problem.
- Uyuşturucu problemi var.
The foaming around the mouth indicates a drug overdose, probably from cocaine.
Ağız kenarındaki köpürmeler aşırı doza işaret muhtemelen kokain.
She died of a drug overdose.
Aşırı dozdan öldü.
Throwaway kid in and out of group homes, becomes a drug-addicted adult.
Grup evlerine girip çıkan çocuk sonunda uyuşturucu bağlımlısı bir kadın oluyor.
Which rules out a drug addict with no BE priors.
Diploması olmayan uyuşturucu bağımlısı için imkansız.
Your law partner recently pleaded guilty to a drug charge.
Ortağınız uyuşturucu suçlamasında suçunu kabul etti.
He was in that room with Lobos, and he is a major drug dealer.
Lobos ile birlikte o odadaydı ve büyük bir uyuşturucu taciri.
Jefe, I can't run a Mexican drug cartel from New York City.
Patron, New York'tan Meksikalı bir uyuşturucu şebekesini yönetemem.
I'm a white lawyer in a Wall Street office and you are a Puerto Rican drug dealer.
Ben Wall Street ofisinde beyaz bir avukatım sense Porto Rikolu bir uyuşturucu satıcısı.
But unfortunately, your ex-wife's drug habit is getting you in over your head with some guys that cause real physical damage to settle a debt.
Ama maalesef, eski karınızın uyuşturucu bağımlılığı sizi borcunu ödetmek için gerçekten zarar verebilecek insanlarla karşı karşıya getirtiyor.
Uh, you know, maybe they have a chapter on drug dealers.
Uyuşturucu satıcıları hakkında bir bölüm olabilir.
Hair grows, on average, about one centimeter per month, which can give you a retrospective timeline of drug exposure.
Saç her ay ortalama olarak 1 cm. uzar. Bu da uyuşturucu mazuriyetinin geçmişe yönelik çizelgesini gösterir.
A son with drug issues.
Oğlu uyuşturucu kullanıyordu.
You got any other ambitions than to be a small-time drug dealer?
Ufak çaplı uyuşturucu satıcısı olmaktan başka bir azmin var mı?
My goal is to one day be a big-time drug dealer.
Benim amacım, bir gün büyük çaplı uyuşturucu satıcısı olmak.
He was a terrorist drug dealer.
O uyuşturucu satıcısı bir terörist.
The actress, who has a history of drug and alcohol use, is being confined in the maximum security wing of the clinic for her own protection.
Alkol ve uyuşturucu geçmişi bulunan aktris, kendi güvenliği açısından hastanenin yüksek güvenlikli bölümüne kapatıldı.
He's got a couple of misdemeanors for drug possession.
Uyuşturucu bulundurmaktan O kabahatler bir çift var olduğunu.
They were guarding a turncoat captain in the Jotas drug cartel.
Jotas uyuşturucu kartelinden, itirafçı bir lideri koruyorlardı.
He's a lawyer, he knew lawyers, and he knew how to work the system, but you take any African-American up - on drug charges...
O bir avukat, avukatları tanıyordu ve sistemin nasıl çalıştığını biliyordu,... ama uyuşturucu suçunda herhangi bir Afrika Amerikalının peşine düşersen...
I believe she'd want to de-emphasize drug crimes, but her critics would suggest she was doing this as a favor to her old client, Lemond Bishop, a top drug dealer.
Onun uyuşturucu suçlarına daha az önem vermek istediğine inanıyorum,... aama eleştirileri gösteriyor ki bunu eski müvekkiline bir iyilik olarak yapıyordu,... Lemond Bishop'a, en üstü düzey uyuşturucu satıcısına.
You're a fucking drug dealer, right?
Sen lanet olası bir torbacısın, değil mi?
Well, not only he's my boss, he's a fucking drug dealer.
Sadece patronum değil, üstelik lanet olası bir torbacı.
" The brothers kept the summer people high on cocaine, a glamorous drug for the glamorous set.
"Kardeşler, yazlıkçıların kokain ile kafayı bulmalarını sağlıyorlar." "Büyüleyici bir sahne için büyüleyici bir uyuşturucu."
A commander of one of the largest drug cartels in Mexico.
Meksika'nın en büyük kartellerinden birinin komutanı. Herşeye rağmen onu öldürdü.
There are a lot of important people in this town who have invested in the drug trade.
Uyuşturucu ticaretine yatırım yapmış birçok önemli insan var bu kasabada.
You have a "client" that's a black drug dealer.
Siyahi bir uyuşturucu satıcısı müşterin var.
We successfully dismantled a major drug money smuggling operation within the Zetas cartel.
İçinde Zetas Kartel'in de yer aldığı, büyük bir uyuşturucu parası kaçakçılığını, yaptığımı operasyonla başarıyla engelledik.
Oh, he's a thuggish drug dealer from the East Side.
Doğu yakasının ünlü uyuşturucu satıcılarından.
I'd say we're looking at a fast-acting drug that could be administered intramuscularly.
Kas içinden yapılmış ve hızlıca etki eden... bir ilaç arıyoruz diyebilirim.
One had a long history of drug-related arrests, and the other was a model citizen.
Birinin uyuşturucudan tutuklanmaktan uzun bir geçmişi varmış... ve diğeri de örnek bir vatandaşmış.
I hate L.A. drug dealers more than I hate Boston drug dealers.
Boston'dakilerdense L.A. uyuşturucu satıcılarından daha çok nefret ediyorum.
And in the meantime, I'm looking into a new trial drug.
Ve bu süreçte, yeni test ilaçları da arıyorum.
This drug is only temporary, should not be consumed frequently also can not be used as a solution because it will only continue become more dangerous diseases
Uykusuzluğum devam ediyor dediğin için ilaçların dozunu biraz arttıracağım. Ama bu bir çözüm değil. Daha da kötüye gidebilir.
a drug dealer 32
drugs 794
drug 108
drugged 34
drug dealer 38
drug dealers 45
drug addict 17
drug trafficking 25
a drunk 30
drugs 794
drug 108
drugged 34
drug dealer 38
drug dealers 45
drug addict 17
drug trafficking 25
a drunk 30