A little late for that traduction Turc
387 traduction parallèle
- It's a little late for that.
- Saat şov için geç oldu.
It's a little late for that, isn't it?
Bunun için saat biraz geç değil mi?
- It's a little late for that now.
- Artık bunun için biraz geç.
It's a little late for that.
Bunun için biraz geç.
- It's a little late for that.
- Artık çok geç.
Guess it's a little late for that though.
Bunun için biraz geç oldu sanırım.
I'd ask you in, but it seems a little late for that.
Seni içeri davet ederdim ama bunun için biraz geç.
It's a little late for that.
Bunun için çok geç.
It's a little late for that now.
Artık bunun için biraz geç.
Isn't it a little late for that?
Bunun için geç değil mi?
It's a little late for that now.
Bunun sırası değil şimdi.
It's a little late for that now, isn't it?
Biraz geç kalmadın mı?
It's a little late for that.
Onun için biraz geç.
Looks like it's a little late for that now.
Sanırım artık bunun için çok geç.
It's a little late for that.
- Bunun için biraz geç.
Oh, I think it's a little late for that, Kimmie.
Oh, Bunun için biraz geç kaldın, Kimmie.
A little late for that, no?
Bunun için biraz geç, değil mi?
It's a little late for that. Excuse me.
- Bunun için biraz geç.
It's a little late for that kind of thinking... and I have to work tonight.
Bunu düşünmek için biraz geç artık... ve bu gece çalışmam gerekiyor.
But it was a little late for that.
Ama bunun için biraz geç kalmıştım.
Well, it's a little late for that, isn't it?
Bunun için artık çok geç değil mi?
Sue me. Well, it's a little late for that.
Şey, o iş için zaman geç oldu.
- It's a little late for that, Frank. - What?
- Bunun için biraz geç, Frank.
With all due respect, Mrs. Timkin, it's a little late for that.
Saygısızlık etmek istemem, ama bunun için biraz geç kaldık.
It's a little late for that, Mr. Burrows.
Bunun için artık biraz geç.
Isn't it a little late for that?
Bunun için biraz geç kalmadın mı?
darling, i think it's a little late for that.
Hayatım sanırım bunun için biraz geç kaldık.
Well, it's a little late for that.
Bunun için geç kaldın.
A little late for that.
Biraz geç.
It's a little late for that, Dad.
- Bunun için biraz geç baba.
Well, it's a little late for that.
Bunun için biraz geç.
Genie, isn't it a little late for that?
Cin, bunun için biraz geç olmadı mı?
- It's a little late for that.
- Bunun için biraz geç.
It's a little late for that, Scott.
- Bunun için geç kaldın.
Well, it's a little late for that now, isn't it?
Bunun için biraz geç, değil mi?
- It's a little late for that.
- Geç kaldınız.
I think I'm a little late for that.
- Korkarım çok ileri gittim.
Isn't it a little late for that? .
Bunun için biraz geç değil mi?
Isn't it a little late for that?
- Bunun için biraz geç değil mi?
Isn't it a little late for that?
Bunun için biraz geç değil mi?
- It's a little late for that now.
- Bunun için biraz geç.
It's a little late for that.
Biraz geç kaldın.
It's a little too late for that, buddy.
Bunun için biraz geç kaldın dostum.
Please call my home and try to make the new housekeeper understand that I will be home for dinner but I'll be a little late.
Lütfen evimi ara ve yeni yardımcı bayanın akşam yemeğine evde olacağımı ama biraz gecikeceğimi anlamasını sağla.
- It's a little too late for that.
- Bunun için biraz geç oldu.
It's a little bit late for that.
Kendimiz için endişe ediyoruz.
I think it's a little too late for that.
Sanırım bunun için bir parça geç kaldık.
Honey, it's a little too late for that.
Tatlım, artık bunun için biraz geç değil mi?
We're probably a little too late for the movie, but that's okay.
Muhtelemen film için çok geç, am çok da önemli değil.
I promised little Jimmy I'd be home for his birthday, so could you get a message to him that I may be late.
Yani ona biraz geç kalacağım hakkında mesaj gönderebilirsiniz.
It's a little too late for that.
Bunun için biraz geç.