A traitor traduction Turc
2,609 traduction parallèle
His brother was sentenced and exiled as a traitor.
Kardeşi, vatan haini olarak cezalandırıldı ve sürgün edildi.
So you think there's someone inside the CIA - a mole, a traitor? Is that what you think?
Yani sence burada, CIA'in içinde bir köstebek, bir hain var?
Hard to believe she was a traitor.
Bir hain olduğuna hâlâ inanamıyorum.
Must be tough, finding out that she's a traitor, especially after you based Clara Strike on her and all.
Onun bir hain olduğunu öğrenmen çok zor olmalı senin için. Özellikle Clara Strike'ı ondan ilham alarak yaratmış olman falan.
Devil was a friend before he became a traitor.
Bir haine dönmeden önce Devil iyi bir dosttu.
Stark said you were a traitor.
Stark senin bir hain olduğunu söyledi.
7-2-2 was a traitor within our network - - fed you information for your book that revealed our existence.
- Evet biliyorsun. 722 ağımızın içinde bir haindi. Varlığımızı ortaya çıkaran kitabın için sana bilgi veriyordu.
You'd have your own brother be called a traitor?
Öz kardeşine hain denmesine göz mü yumardın?
- I'd rather go poor than be hanged a traitor.
- Hain olarak asılmaktansa fakirliği tercih ederim.
She's a traitor and a liar just like her brother.
O da abisi gibi bir yalancı ve hain.
One can't have a traitor at the BBC.
BBC'de vatan haini barınamaz.
The night I left you, I turned my back on life.. .. and infiltrated an international drug cartel.. .. posing as a traitor, for the sake of my country.
Gece senden ayrıldım, hayata sırtımı döndüm... ve ülkem adına, uluslararası bir uyuşturucu karteline hain sıfatıyla sızdım.
King Rash is a traitor who has sold Onderon to the Separatists for the crown.
Kral Rash, taht için Onderon'u Ayrılıkçılara satan bir haindir.
The one you recognize is a traitor and a Separatist minion.
Sizin tanıdığınız ise bir hain ve Ayrılıkçı bir dalkavuk.
And you're a traitor!
Ve sen de bir hainsin!
Wait, I thought you said I was a murderer... and a traitor and...
Katil ve hain olduğumu düşünüyordun.
Michael always used to say, "There's nothing worse than a traitor."
Michael her zaman "bir hainden daha kötüsü yoktur" derdi.
And I know why now... 'Cause you're a traitor.
Ve şimdi sebebini biliyorum Çünkü sen bir hainsin.
But they would kill a traitor.
Ama bir haini öldürürler.
He's a quitter and a traitor.
O bir hain.
There is a traitor among us.
Aramızda bir hain var.
My friend is a traitor!
Arkadaşım bir hain!
You're a traitor, Kilowog.
Sen bir hainsin, Kilowog.
He-he suspected Mikhail was a traitor.
Mikhail'in hain olduğunu şüphelendi.
They got a traitor in the house.
İçlerinde bir hain var.
He was a traitor?
- O bir hain miydi?
SurrendrDorothee said, "Your Log Cabin closet case " hit the Uncle Tom Daily Double, "a traitor to his race and a traitor to his sexual orientation."
SurrendrDorothee şöyle demiş, " Eşcinselliğini saklayan ama Çakmak Asker ile vuruşan kendi ırkına ve kendi seksüel yönelimini hiçe sayan bir hain!
Rabin's a traitor!
Rabin bir hain!
That Clay is a traitor and a murderer.
Clay'in bir hain ve katil olduğunu da kanıtlayacak.
You're gonna find those documents, Juice,'cause that's gonna prove that Clay is a traitor and a murderer.
O belgeleri bulacaksın Juice, çünkü o belgeler Clay'in bir hain ve katil olduğunu kanıtlamamıza yardım edecek.
That's gonna prove Clay is a traitor and a murderer.
O evraklar Clay'in bir hain ve katil olduğunu kanıtlamaya yarayacak.
He's a traitor.
O bir hain.
Because whatever she has that paints Annie as a traitor isn't worth the paper that it's printed on.
Çünkü elinde Annie'yi vatan haini olarak gösteren her ne var ise basıldığı kâğıt kadar bile değeri yok.
When there's overwhelming evidence that one among us is a traitor, he has no choice but to act swiftly.
Aramızda bir hain olduğuna dair sağlam bir kanıt mevcutsa süratle harekete geçmek dışında bir seçeneği yok.
I know you're not a traitor and right now you're the only one who can help me help you.
Vatan haini olmadığını biliyorum ve şu anda sana yardım etmeme yardım edecek tek kişi sensin.
When your own country thinks you're a traitor, everything changes.
Kendin ülken seni hain olarak gördüğünde, her şey değişir.
No, David wasn't a traitor, but... but he did believe that the Afghani people, they needed our help.
David bir hain değildi. Ama Afganlıların yardımımıza ihtiyacı olduğuna inanıyordu.
It won't make it any easier, but hopefully they'll find some closure knowing that he wasn't a traitor.
Hiç kolay olmayacaktır ama onun bir vatan haini olmadığına umarım inanırlar.
Becca, Paul was a traitor.
Becca, Paul bir haindi.
Paul was not a traitor.
Hayır. Paul bir hain falan değildi.
Do you really think Paul was a traitor?
Paul'un bir hain olduğuna gerçekten inanıyor musun?
Now he's a traitor.
Şimdiyse bir hain.
One of us was a traitor.
İçimizde hain vardı.
You're a traitor and a terrorist, and now it's time you pay for that.
Bir hain ve teröristsin. Şimdi bunun bedelini ödeme vakti.
Don't know why we're out here instead of just tossing this traitor in a slurry pond.
Bu haini çamurlu bir göle atmak yerine neden burada olduğumuzu anlamıyorum?
As far as the British Government's concerned, you are a wartime traitor who has still to be brought to justice.
Bildiğim kadarıyla İngiliz Hükümeti senin halen adalete teslim edilmesi gereken bir vatan haini olduğunu düşünüyor.
You don't like that I killed that traitor back there, even though he owned guns and a rebel flag, even though he shot one of my boys.
Silahı ve asi bayrağı olup adamlarımdan birini vurmasına rağmen o asiyi öldürmem hoşuna gitmedi.
And because I was on team Miles... I was unfairly tainted as if I was a scumbag traitor too.
Ve sırf Miles'ın birliğinde olduğum için ben de sanki pis bir hainmişim gibi insafsızca lekelendim.
Just the word of a dead traitor and a Fed snitch.
Ölü bir hain ile bir federal köstebeğinin sözleri var.
Well, the last six months have hardly been stellar for this agency, between Jai murdered on U.S. soil and now a possible traitor in our midst.
Son 6 ay bu teşkilat için pek parlak geçmedi. Jai kendi topraklarımızda öldürüldü. Şimdi de aramızda muhtemel bir hain var.
And then you hacked the alarm system I set up in the Tampa warehouse... and then all of a sudden, I'm the traitor.
Ve sonra sen Tampa'daki depoya kurduğum alarm sistemini kırdın ve sonra ben birden hain oldum.