Abed traduction Turc
1,047 traduction parallèle
Abed in the house!
Abed geldi!
- Abed?
- Abed?
I think Abed took out a page on Craigslist.
Sanırım, Abed onları "Sarı Sayfalar" dan bulmuş.
- Abed.
- Abed.
Abed the Arab.
Arap Abed.
And Abed.
Ve Abed.
Abed's a shaman.
Abed bir şaman.
Abed is better.
Abed daha iyidir.
I agree with Abed that tonight has been very special.
Ben de Abed'e bu akşamın özel olduğu konusunda katılıyorum.
- abed.
Abed.
- isn't abed's dad a hardcore muslim?
Abed'in babası fanatik bir Müslüman değil mi?
And your family's privacy. But abed is an adult and a u.s. citizen.
Fakat Abed yetişkin bir Amerikalı.
- i am calculating abed's expenses For the semester.
Abed'in yarıyıl masrafını hesaplıyorum.
- britta, um, it's amazing what you're doing for abed.
Britta, Abed için inanılmaz şeyler yapıyorsun.
- abed, how's it going, buddy?
Abed, nasıl gidiyor, dostum?
- look, i really need to talk to you about abed.
Bak, seninle Abed hakkında konuşmalıyım.
- abed is not normal.
Abed normal biri değil.
- thanks for the pizza, abed.
Pizza için teşekkürler, Abed.
I got it, abed. i got everything.
Ben ödüyorum, Abed, Her şeyi ben ödüyorum.
- i think you are really weird, abed.
Bence gerçekten çok tuhaf birisin, Abed.
have you met abed?
Abed'le tanıştın mı?
All right, now, the only reason Why this whole mess got started Is because both of you wanted the best for abed.
Tamam, bunca saçmalığın tek nedeni ikinizin de Abed'in iyiliğini istemenizdi.
- abed may not be a great filmmaker,
Abed harika bir film yapımcısı olmayabilir.
Have you met abed?
Abed'le tanıştın mı?
I think you are weird, abed.
Bence tuhaf birisin, Abed.
- okay, look, i need to talk to you about abed.
Tamam, bak, Abed hakkına konuşmamız gerekiyor.
- i think you are weird, abed.
Bence tuhaf birisin, Abed.
- abed.
- Abed.
Don't use that word around Abed.
Abed'in yanında o kelimeyi kullanma.
Sorry.
Kusura bakma, Abed.
I know Abed's been eyeing that shirt for three weeks.
Şansla oynamadığına emin misin? Abed'in 3 haftadır o gömleğe baktığını biliyorum.
I gave Abed my shirt because I'm not selfish, which is something you'll discover while we are working on this.
Abed'e gömleğimi verdim, çünkü bencil biri değilim. Bu ödevi yaparken bunu kendin de keşfedeceksin zaten.
Abed, have you been racist this whole time while I'm telling everybody at church what a sweet little caramel angel you are?
Abed, ben kilisedekilere senin şirin bir deve yavrusu olduğunu söylüyorum sense kalkmış ırkçılık yapıyorsun.
From now on, Abed, friends don't mess with each other.
Abed, bundan böyle arkadaşlar birbirleriyle dalga geçmeyecek.
It makes the group uncomfortable when you talk about us like we're characters in a show.
Abed, grup da bulunan hiç kimse.. ... bizlerle izlediğin bir filimin karakteri gibi konuşmandan hoşlanmıyor.
- Attention, students, this is Abed...
Öğrencilerin dikkatine. - Abed konuşuyor...
- How about you, abed?
Peki sen, Abed?
- This is really important to me, abed.
Bu benim için çok önemli, Abed.
Hi, abed. - Hi.
Merhaba, Abed.
- Abed, here.
Abed, al.
No, Abed.
Hayır, Abed!
All of Abed's films are about us. What?
Abed'in bütün filmleri bizle ilgili.
Yeah, but Abed posted this video two weeks ago.
Evet, ama Abed bu videoyu 2 hafta önce yayınladı.
♪ Wah-waah! ♪ Where's Abed?
Abed nerede?
- abed?
- Abed?
- abed wants to study film.
Abed sinema okumak istiyor.
[britta clears throat ] [ clears throat louder] - so, abed, how's film class?
Abed, sinema dersi nasıl gidiyor?
Greetings, Abed.
Merhaba, Abed.
Sure, i'll do it, chandler.
Teşekkürler, Abed!
- Oh, thank you, abed. - Oh!
Britta'yı şu heriften kurtaracağım.
Abed, you're not Batman.
Abed, Yarasa Adam falan değilsin.