Abiding citizen traduction Turc
70 traduction parallèle
It's going to be nice to be a law-abiding citizen.
Kanunlara saygılı bir vatandaş olmak güzel olacak.
Thirty-six hours ago I was a decent, respectable law-abiding citizen... with a wife and a kid and a big job.
36 saat evvel dürüst ve yasalara saygılı bir vatandaştım. ... karım, bir çocuğum ve büyük bir işim vardı.
Look, officer, I'm a law-abiding citizen.
Bak, Müfettiş. Ben yasalara saygılı bir vatandaşım.
A law-abiding citizen like you don't need no gun.
Senin gibi bir kanun adamı silah taşımaz.
I'm a law-abiding citizen.
Yasalara saygılı bir vatandaşım.
I just thought, as a law-abiding citizen, you might be willing to help out.
Düşündüm de yasalara saygılı biri olarak seve seve yardım ederdin.
Oh, and don't bother thanking me,'cause I'm just a law-abiding citizen doing his duty.
Oh, sakın benim için dert etme, ben yasalara saygılı, kendi halinde bir vatandaşım.
To all appearances, no different from any other law-abiding citizen.
Görünüşte, kanuna saygılı diğer vatandaşlardan hiç farkı yok.
I'm a law-abiding citizen.
Ben kanunlara uyan bir vatandaşım.
I want the decent, Iaw-abiding citizen of this country to be able to walk the streets without fear.
Bu ülkenin saygın, yasalara bağlı yurttaşlarının korkusuzca sokaklarda dolaşabilmesini istiyorum.
He has always been a good, law-abiding citizen...
O her zaman iyi, yasaları gözeten bir yurttaş olmuş...
You have no right to - to bully a law-abiding citizen.
Hiçbir - Yasalara uyan bir vatandaşı rahatsız etmeye hakkınız yok.
I'm just a simple law-abiding citizen, Officer.
Ben sadece sivil bir vatandaş-polisim, komserim.
You used to be a pretty normal, law-abiding citizen, Jack.
Eskiden yasalara uyan oldukça normal bir vatandaşmışsın Jack.
I'm a law-abiding citizen, just like yourself.
Kanunlara uyan bir vatandaşım, tıpkı senin gibi.
And, therefore, the prosecution will prove that this... repulsive and degenerate woman brutally murdered a decent, law-abiding citizen.
Ve bu sayede dâvâcı, bu iğrenç soysuz kadının cânîce kanunlara saygılı bir vatandaşı öldürdüğünü kanıtlayacak.
You see, son, Elvis was a law-abiding citizen himself.
Görüyorsun ya, evlat, Elvis kanunlara uyan biriydi.
And she had no business invading the privacy of a law-abiding citizen.
Ve kanunlara saygılı bir vatandaşın mahremiyetini bozmaya hakkı yoktu.
Well, except for six previous speeding violations... seems you are a law-abiding citizen.
Evet, önceki altı hız ihlallerinizi saymazsak... kanunlara saygılı bir vatandaş gibi görünüyorsun.
I've been a law-abiding citizen my whole life.
Ve bir gün seninle... ateş ediyorum... kırıyorum... Hayatım boyunca kanunları koruyan bir vatandaş oldum.
By the time of the Great Depression, my father, Vincenzo Cortino... was a law-abiding citizen struggling through the ranks of the Manhattan olive oil business.
Büyük Kriz zamaninda, babam, Vincenzo Cortino... yasalara uyan, Manhattanda zeytin yagi isinde yer almaya calisan bir vatandasti.
Detective, if you think Alan had anything to do with this, he is the straightest, most law-abiding citizen in the world.
Dedektif, Alan'ın bununla herhangi bir şeyi yapmış olduğunu sanıyorsanız, bilin ki..... O en düzgün ve dünyada yasalara en çok saygı gösteren vatandaştır.
Well, I was an honest law-abiding citizen.
Ben dürüst, kanunlara uyan bir vatandaştım.
But there's no way I'm strong-arming a law-abiding citizen.
Ama kanunlara uyan bir vatandaşa kaba kuvvet kullanmam.
Some of your officers conspired to murder my father, a law-abiding citizen.
Babama komplo kuran bir polis. Kanun koruyucu.
This woman is my friend. She's an extremely law-abiding citizen.
- Arkadaşım yasalara saygılıdır.
I'm a law - abiding citizen.
Ben yasalara uyan bir yurttaşım.
Clark, if anything could turn a law-abiding citizen into a card-carrying serial killer... it's Kryptonite.
Clark, yasalara uyan bir yurttaştan, kart taşıyan bir katile ( Joker ) dönüşmesinin sebebi olsa olsa kriptonittir.
I can't believe I raised such a law-abiding citizen.
Kanunlara bu kadar saygılı bir vatandaş yetiştirdiğime inanmıyorum.
Till yesterday, I was a law-abiding citizen
Düne kadar, yasalara uyan iyi bir vatandaştım.
Your Honor, I'm a law-abiding citizen.
Sayın Hâkim, ben yasalara saygılı bir vatandaşım.
You have any idea how many times your average law-abiding citizen is recorded every week, McGee?
Kanunlara uyan sıradan bir vatandaşın, hafta kaç kez kaydedildiğini biliyor musun?
Oh, look at you... A law-abiding citizen all of a sudden.
Bir anda yasalara bağlı vatandaş mı oldun bana?
You're a law-abiding citizen, eh?
Yasalara bağlı bir vatandaş mısın?
As a law-abiding citizen.. .. my client is legally asking for euthanasia.
Müvekkilim yasalara uyan bir vatandaş olarak yasal ötanazi istiyor.
I'm a law abiding citizen now I pay all my taxes
Ben kanunlara saygılı bir vatandaşım. Bütün vergilerimi öderim.
Tonight we're here to celebrate me being a law-abiding citizen for five... come on, now, count'em... five straight years!
Bu gece burada, kanunlara uyan bir vatandaş olarak yaşadığım beş yılı kutluyoruz... Haydi, şimdi geri sayın tam olarak beş yıl.
I am nothing but a private law-abiding citizen.
Ben yasalara saygılı bir vatandaşım. Haklarım var.
There is no reason a law-abiding citizen should be punished for removing serial numbers from a gun, a TV set, anything they own!
Kanunlara bağlı birisi sahip olduğu bir şeyin üstündeki seri numarasını sildi diye cezalandırılmamalı. İster silah olsun, ister televizyon.
My father is a taxpayer and a law-abiding citizen.
Babam ; vergisini ödeyen, kanunlara uyan bir vatandaş.
All right, so according to his record, Jack Leung was a law-abiding citizen until three days ago, when he was charged for assaulting another fishing boat captain, down at the docks.
Sabıka kaydına bakılırsa Jack Leung birkaç gün önce limanda başka bir balıkçı teknesi kaptanına saldırmakla suçlanana kadar yasalara saygılı bir vatandaşmış.
She appears to be your average law abiding citizen.
Yasalara saygılı bir vatandaş gibi görünüyor. Hiç bir kayıt yok.
I'd prefer to be thought of as a law-abiding citizen.
Kanunlara saygılı bir vatandaş olduğumu düşünmeyi tercih ederim.
Tell them I came to see you, asking for help, and you refused because you're an upstanding, law-abiding citizen.
Yardım istemeye geldiğimi kanunlara uyan bir vatandaş olarak isteğimi geri çevirdiğini söyle.
He is not a law-abiding citizen.
Kanunlara bağlı bir vatandaş değil.
Axl wants to remain a law-abiding citizen, and we should respect that.
Axl yasalara saygılı bir vatandaş olarak kalmak istiyor, ve biz buna saygı duymalıyız.
I am law abiding citizen.
Ben yasalara saygılı bir vatandaşıyım.
During which time he was a model, law-abiding citizen, your honor.
Bu süre zarfında kendisi... örnek, yasalara saygılı bir vatandaştı, sayın yargıç.
Every family in good standing, every law-abiding citizen will be welcomed back when the construction for the new Lennox Gardens is completed.
Buradaki her aile yasalara saygılı her vatandaş inşaat işleri bitince evlerine yeni Lennox Gardens'a geri dönecektir.
He's a law-abiding and upstanding citizen.
O yasalara bağlı ve saygılı bir yurttaştır.
THE RECORDS CLEARLY SHOW THAT MR. SCHMIDT HAS ALWAYS BEEN A LAW-ABIDING, TAX-PAYING CITIZEN
Kayıtlarda da olduğu gibi Bay Schmidt her zaman yasalara saygılı, vergilerini ödeyen ve işini kanuna uygun yürütmeye çalışan bir vatandaştır.