Akron traduction Turc
195 traduction parallèle
A queen like you in Akron, I could master the Earth.
Ekron'da senin gibi bir kraliçem olsa dünyaları yönetirim.
I'd go to Akron.
- Akron'a.
Akron.
- Akron.
There's a cottage camp just outside Akron in a grove of maple trees.
Akron'ın hemen dışında, akçaağaçların arasında bir kır kampı var.
Wouldn't that get a little monotonous, just Akron, cold beer and "Poor, poor thing" for two weeks?
İki hafta boyunca sadece Akron, soğuk bira ve "Zavallıcık," biraz monoton olmaz mı?
I've never heard Harvey say a word against Akron.
Harvey'nin Akron hakkında olumsuz bir şey söylediğini duymadım.
Have you ever been to Akron?
Hiç Akron'a gittin mi?
Akron.
Akron.
Back in Akron.
Akron'daki gibi.
- So am I... but I've got these customers coming in on the 11 : 30 plane... all the way from Akron, and I promised them I'd be there.
Ben de. Ama 11.30 uçağıyla ta Akron'dan gelecek olan müşterilerim var, onlara söz vermiştim.
And they called from Akron.
Hani söylemiştim ya. Akron'dan aradılar.
What happened in Akron wasn't my fault.
Akron'da olanlar benim suçum değildi.
I wish to speak with Mr. Mark Peters in Akron, Ohio.
Akron, Ohio'dan Bay Mark Peters ile görüşmek istiyorum.
Mark Peters, on the same day blew himself up and an ammunition dump outside Akron, Ohio.
Mark Peters, aynı gün içinde Akron, Ohio dışındaki cephane çöplüğünün hemen dışında kendini patlattı.
" Akron, Ohio.
Akron, Ohio.
Peters lived in Akron, Diller in Los Angeles, wills in Cambridge.
Peters Akron'da, Diller Los Angeles'te, Wills Cambridge'de.
A for Akron.
Akron'un A'sı.
The next attack was in Akron.
Bir sonraki saldırı Akron'daydı.
We have decided... that thou shouldst have this money for the train to Akron.
Bir karar verdik. Akron'a giden tren için bu parayı almalısın.
We're from Akron.
Bizde Akron'dan.
But they're from Akron.
Ama onlar Akron'dan.
This guy won the Akron Open, Vincent.
Bu adam Akron Open'ı kazandı, Vincent.
There is no such thing.
Akron Open'a benzer başka bir şey yok. Nereden duydun bunu?
At 12 : 30 we're taking out that lame from Akron.
Akron'dan gelen şu topalla 12 : 30 için sözleştik.
Well, some investors I know have a situation in akron.
- Akron'da tanıdığım iyi bir yatırımcı var.
The investors want me in akron tomorrow for the proxy fight.
.. Yarın akron'da olmalıyım.
These akron steel folk are pretty conservative.
Bu insanlar çok tutucu.
Are there any tours? Anything to see in akron?
Ya da Akron'da görülebilecek yerler?
Ebby, something great happened in akron.
... Akron'da harika şeyler oldu.
And I loved it, but akron isn't our home.
Bizim evimiz Akron değil.
By the way, the meetings in akron and Cleveland are getting bigger and bigger every day, much like our experience here in New York.
Bob'un söylediğine göre Akron ve Cleveland'da toplantılar günden güne büyüyormuş. Tıpkı New York'ta ki gibi.
Uh, he had an exorcism in Akron. Let's go!
Akron'da bir şeytan çıkarma işi varmış.
- Akron.
- Akron vardı.
- Akron?
- Akron?
I know about finding yourself married in Akron at sixteen.
16 yaşında Akron'da birden evlendiğini biliyorum.
I'm from Akron.
Akron'danım.
Akron, to be precise.
Akron, tam olarak.
Mr. Leland Gaunt never ran a business in Akron, Ohio.
Bay Leland Gaunt, Akron, Ohio'da bir iş yürütmemiş.
I still remember. It was like a suburb of Akron, Ohio where I grew up.
Akron, Ohio'nun dışında bir yerdeydi.
Douglas, this thing stops in Akron which isn't far from Cuyahoga Falls, where my library is.
Douglas, bu tren Akron'da duruyor. Kütüphanemin olduğu Cuyahoga Şelalesi'ne çok yakın.
I don't think we'll make it to Akron
Akron'a varamayacağız galiba.
He's working for Firestone in Akron, Ohio.
Ohio, Akron'da Firestone için çalışıyormuş.
You're flying to Akron just to zing a guy?
Ona cevap vermek için Akron'a mı gideceksin?
- Fingers crossed. We'll stop to see friends in Akron. I told you about the Bermans.
- Akron'da arkadaşlarımızı Berman ailesini görmek için duracağız.
People lose their lives. I'm the chief hostage negotiator for the Akron and tri-county area.
Akron bölgesinde polisin baş arabulucusuyum.
Mom told the truth about Akron.
Anne, Akron hakkında doğruyu söylemiş.
In Akron, a friend of the family went missing.
Akron'da bir aile dostu kaçırılmıştır.
I was over at that newsstand that has papers from all around the country, and I grabbed myself an Akron Beacon.
Ülkenin her yerinden gazete getiren gazeteciye gitmiştim ve kendime bir Akron Beacon aldım.
Traced it to a plant in Akron that manufactures hairbrushes.
Atron'da saç fırçası üreten bir fabrikaya aitmiş.
I could've made a living in Akron.
Akron'da çok güzel yaşayabilirdim.
It was akron, Ohio.
Akron Ohio'da.