Alfred traduction Turc
2,694 traduction parallèle
You know I've done this before, right?
Teşekkür ederim, Alfred. Bunu daha önce yaptığımı biliyorsun değil mi?
That'll signal Alfred and no one else knows about it.
Bu işaret verecek Alfred ve bundan kimsenin haberi yok.
alfred, they're coming for Burr.
Burr için geliyorlar.
ALFRED : I'm overriding the manor's fail-safe protocol so help can reach us.
Malikâne arıza güvenliği protokolünü yeniden yazıyorum, böylece yardım ulaşabilir.
Alfred, why are you driving me today?
Alfred, neden bugün sen şoförlüğümü yapıyorsun?
He'll die, Alfred. Unless I find him.
Onu bulmazsam ölecek, Alfred.
Blew up the Alfred P. Murrah Federal Building in Oklahoma City?
Oklahama şehrinde Alfred P. Murrah Federal Binasını havaya uçuran kişi.
- What's going on, Alfred?
- Neler oluyor, Alfred?
Alfred : Are you sure it isn't a bit much?
Bunun biraz fazla olmadığına emin misin?
- Alfred : They're in the Cauldron.
- Cauldron bölgesindeler.
- You'll stay here and help Alfred.
- Burada kalıp Alfred'e yardım edeceksin.
Alfred [on radio] :
Kıpırdama var.
Sorry, alfred,
Üzgünüm Alfred...
This is so good. Alfred should leave town more often.
Alfred daha sık şehirden ayrılmalı.
Alfred Adler would say that a repression of visual stimuli...
Alfred Adler der ki : görsel uyaranların baskısı...
Alfred...
Alfred...
- Is Alfred behaving well? - Absolutely.
- Alfred sıcak davrandı mı?
There's an old tree house hanging there, waiting for you to come, Alfred.
Orada seni bekleyen ağaçtan yapılmış eski bir ev var, Alfred.
Alfred is really cheering up, since he met you.
Seninle tanıştığından beri Alfred'in gerçekten keyfi yerinde.
Hi, Alfred.
Selam, Alfred.
Alfred, didn't I tell you, who is waiting in the old tree house?
Alfred, sana ağaçtan yapılmış o eski evde kimin beklediğini söylemiş miydim?
Close your eyes, Alfred.
Gözlerini kapat, Alfred.
Officer Alfred Miller, Denver.
Memur Alfred Miller, Denver.
Here we are, thank Alfred.
- Buyurun, efendim. - Teşekkürler, Alfred.
Alfred can find a cabin, and I know I have work.
Alfred bir vagon bulabilir. Ben geri kalanını hallederim.
Leave it there, it's when Alfred return the carriage.
Beni orada bırakırsınız. Alfred bagajları bıraktıktan sonra beni bulur.
- That Joshua... Sandy and Alfred...
- Şu Joshua, Sandy ve Alfred.
So we're carrying on at 12 Alfred Street! Run back to our house.
Alfred Sokağı 12 numarada devam ediyoruz!
Oh, Lord Alfred.
Lord Alfred.
I am going to make a film for Mr Alfred Hitchcock.
Mr. Alfred Hitchcock için bir film yapacağım.
Making her return to Hollywood, her Serene Highness Princess Grace of Monaco has accepted to appear for Mr Alfred Hitchcock in Universal Pictures'Marnie.
Hollywood'a dönüş yapan Yüce Majesteleri Monako Prensesi Grace Mr. Alfred Hitchcock'un, Universal Pictures yapımı Marnie filminde oynamayı kabul etti.
"Princess Grace has accepted to appear during her summer vacation in the motion picture Marnie, to be made by Mr Alfred Hitchcock and shot in the United States."
"Prenses Grace, yaz tatili boyunca Mr.Hitchcock tarafından yapılan ve Birleşik Devletler'de çekilecek olan Marnie adlı filmde oynamayı kabul etti."
Hollywood rocked, and the world as well, as Academy Award-winning actress Grace Kelly has been announced to star in Alfred Hitchcock's new picture, Marnie.
Hollywood, ve aynı zamanda dünya Oscar ödüllü aktris Grace Kelly'nin Alfred Hitchcock'un yeni filmi Marnie'nin yıldızı olacağı haberiyle sarsıldı.
... in the next film by director Alfred Hitchcock.
... Alfred Hitchcock'un gelecek filminde.
I spoke to Mr Alfred Hitchcock a few days ago and I informed him of my decision.
Birkaç gün önce Mr. Alfred Hitchcock'la konuştum ve O'nu kararım hakkında bilgilendirdim.
Alfred Conteh is freaking over the coffee mugs.
Alfred Conteh kahve kupalarının üzerinde hilkat garibesi gibi durdu.
And I think that's a letter from Alfred Conteh's lawyer on your desk.
Ve sanırım Alfred Conteh'in avukatından gelen masanın üzerinde bir mektubu var.
It was Marilyn Monroe's, who collected puzzles, and it had been given to her by Alfred Hitchcock.
Bu yap-boz, yap-boz koleksiyonu yapan Marilyn Monroe'ya ait. Ona da Alfred Hitchcock vermiş.
I mean, this is the jigsaw puzzle that Alfred Hitchcock gave Marilyn Monroe.
Ne de olsa bu Alfred Hitchcock'un Marilyn Monroe'ya verdiği bir yap-bozdu.
- Alfred, tell us about it, would you?
Alfred, ondan bahset bize.
- I understand, Alfred.
Anlıyorum, Alfred.
It's OK, Alfred, go ahead.
Tamam, Alfred, devam et.
At the station there'll be me, Sigrid, Monika, Frederike, Walther and Alfred.
İstasyonda ben, Sigrid, Monika, Frederike, Walther ve Alfred olacak.
Alfred, as ever, will say,'Little Nelly.'
Alfred her zamanki gibi "Küçük Nelly" diyecek.
The portrait in your room depicts you alongside Lord Thomas Hamilton, son of Alfred Hamilton, the lord proprietor of these Bahama Islands.
Odanızdaki portre sizi resmediyor. Yanınızda Alfred Hamilton'ın oğlu Lord Thomas Hamilton var. Bahama Adaları'nın sahibi olan lord.
- Sofia and mother Karen Dinesen, Einar, Erasmus and Alfred and the destiny of others who were victims of euphoric folly of mad people.
Sofia, Karen, Dinesen ve Einar'ın hikâyesi. Erasmus, Alfred ve daha binlerce çılgın insanların abartı mutluluklarına kurban gidenlerin hikâyesi.
- Alfred.
- Merhaba.
- And you are from...?
- Alfred mi?
Unh.
Alfred?
Alfred Hitchcock said,
Alfred Hitchcock demiş ki...
Alfred.
- Alfred.