English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / All the things that make us

All the things that make us traduction Turc

150 traduction parallèle
" all the things that make us
"al the things that make us"
"Lucky there's a man who'll positively tell you " all the things that make us " laugh'n'cry
Şansımıza bizi güldüren ve ağlatan her şeyi olumlu anlatacak bir adam var.
Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
" all the things that make us
" all the things that make us
" all the things that make us
" Ağlatabilecek
" all the things that make us
"all the things that make us"
" all the things that make us
"Ağlatan ve güldüren herşeyi"
On which we used to rely? Lucky there's a family guy Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
* * * * * * eMrE _ bEkMaN * * * * * *
"all the things that make us " laugh'n'cry
Bizi güldürmek ve ağlatmaktan ibaret... olduğunu anlatan...
Lucky there's a man who positively can do all the things that make us Laugh and cry
Şansımıza bizi güldüren ve ağlatan her şeyi olumlu anlatacak bir adam var.
Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
O, bizi güldürüp ağlatabilecek Her şeyi anlatadan adam.
Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
"Şanslıyız ki bize"
" all the things that make us
"... anlatan adam. "
Lucky there's a man who positively can do all the things that make us Laugh and cry
Şanslyız ki bizi güldüren ve ağlatan şeyleri gerçekçe söyleyecek bir adam var
Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
"Şanslıyız ki bize ağlatan ve güldüren herşeyi olumlu anlatacak"
"Lucky there's a man who positively can do all the things that make us " Laugh and cry
Şansımıza bizi güldüren ve ağlatan her şeyi olumlu anlatacak bir adam var.
" Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
O, bizi güldürüp ağlatabilecek.
" Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
"Şanslıyız ki herşeyi olumlu düşünen ve yapan bir adam var"
" Lucky there's a man who positively can do all the things that make us
Şanslıyız ki bize Ağlatan ve güldüren herşeyi...
All the things that make us feel like victims, it's a lesson.
Kendimizi kurban gibi hissettiren bu şeyler bize ders olsun.
All the things that make us Laugh and cry
Bizi güldürmek ve ağlatmaktan ibaret... olduğunu anlatan...
* * lucky there's a family guy * * lucky there's a man who positively can do * * all the things that make us * * laugh and cry * * he's...
# Neyse ki aile reisi var # Neyse ki bizi güldüren ve ağlatan şeylerin # Hepsini yapabilen
♪ all the things that make us ♪
" ağlatan ve güldüren her şeyi
♪ All the things that make us ♪
" Her şeyi anlatan adam.
♪ All the things that make us ♪
" Ağlatabilecek
♪ all the things that make us ♪
" Ağlatabilecek
♪ all the things that make us ♪
♪ All the things that make us ♪
♪ All the things that make us ♪
"Ağlatabilecek"
♪ all the things that make us ♪
"Ağlatabilecek"
♪ All the things that make us ♪
All the things that make us
* Lucky there's a man who positively can do * * all the things that make us * * laugh and cry. *
"O, bizi güldürüp" "Ağlatabilecek"
# All the things that make us #
"All the things that make us"
♪ All the things that make us ♪
♪ Ağlatabilecek ♪
All the things that make us not perfect are what make us so perfectly who we are.
Tüm bunlar.. .. bizi kusursuz yapmaz.. .. bizi kusursuzca kendimiz yapar
All the things that make us Laugh and cry
Metin Dökmen
Lucky there's a man who positively can do All the things that make us
# Neyse ki her şeyi anlatır, olduğu gibi anlatır #
However, I'm afraid this little jaunt we've organized now... is going to change all that because, amongst other things... it's going to make it necessary for us to penetrate all the way to their main base.
Yine de, şimdi ayarladığımız bu küçük gezinin... tüm bunları değiştireceğini düşünüyorum çünkü diğer şeylerin yanında... bu bizim onların ana üssüne nüfuz etmemizi gerektirecek.
And remember that no matter who you are... and what you do to live and survive... there's still some things that make us all the same.
Ve unutmayin kim olursaniz olun... ve ne yaparsaniz yapin... hala bizleri ayni yapan bir seyler vardir.
- Weird things happen all the time so we make up ghost stories to explain the powers inside us that we don't understand.
- Garip şeyler her zaman olur. Aslında sahip olduğumuz bilinmeyen güçleri açıklamak adına bu hikayeleri anlatırız.
That's all the media and the politicians are ever talking about, the things that separate us, things that make us different from one another.
Medyanın ve siyasetçilerin sürekli dilinde olan şey bunlar, bizi ayıran şeyler, , bizi diğerlerinden farklı kılan şeyler.
You see... it's a publishing house, so that means people write things for us... and then we print out all the pages and fasten them together... and make them into what we call a "book," Jones.
Biliyorsun... orası bir yayınevi, dolayısıyla insanlar bizim için yazı yazıyorlar... biz de bütün sayfaları basıyoruz ve birbirine tutturuyoruz... ve "kitap" dediğimiz şeyler haline getiriyoruz, Jones.
So, existence is a certain kind of gift. My existence, or anybody's existence, or that there is anything at all is in the manner of a gift. And, of course, one begins to move further in the direction of what I actually believe about things when we make this move from saying the world is simply given to saying that it has been given to us,
Tabii ki, biri inandığım doğrultuda bir şeyler söylerse, misal, dünyanın bize öylece sunulduğunu söylerse, biri de bu doğrultuda devam edip, bunun bir yaratıcısının olduğunu, tanrı tarafından verildiğini söyler.
- I said ifshe would just give us a month, joe would make things right, that he would flip the house and put all the money he borrowed back with interest.
Joe'nin her şeyi yoluna sokacağını söyledim. Parayı ev için ödünç aldığını ve hepsini geri verecek dedim. - Faiziyle birlikte.
Where's that list Duck's buddy Shel gave us with all the things that make American different?
Duck'ın kankası Shel'in bize verdiği liste nerde? Hani şu American Airlines'ı farklı kılan şu şeyler?
♪ all the things that make us ♪
¶ all the things that make us ¶
♪ all the things that make us ♪
Nihilix
We like all the predictions it can make for us when we're doing practical things, even though we mostly suspect in our heart of hearts that that's probably not the final truth.
Pratik şeyleri yaparken, bizim için yapabileceği bütün öngörüleri severiz,... ve hatta muhtemelen, nihai doğru olmadığından yana... çoğu zaman kalpten gelen bir tereddüde sahip olsak bile.
Microscopes have unlocked our understanding of the cells that make up all living things and revealed the world of the smallest and simplest organisms around us and in us.
Mikroskoplar, bütün canlıları oluşturan hücreleri anlamamızda anahtar görevi görmüş, çevremizde ve içimizde bulunan en ufak ve basit organizmaların dünyasını ortaya çıkarmıştır.
All of the little things that make us human don't stand up under the scrutiny of the camera.
Bizi insan yapan tüm küçük şeyler kameraların karşısında dağılır gider.
Because the more I think of it, this man who lost his... career, his wife, his child... all the things that place us in the world, that make us who we are... and then compare it... to what TT says and does.
Çünkü bizi biz yapan, bu dünyadaki yerimizi belirleyen her şeyini kariyerini, karısını, kızını kaybetmiş bu adamı daha çok düşündükçe GT'nin söylediği ve yaptığı her şeyle daha iyi karşılaştırma yapıyorum.
There's gonna be one less lonely girl She touched all of us in her short time on this planet, and, you know, those are the things that make the job real.
O, kısa süre içinde hepimize bu gezegene dokunmuştu çünkü bu tarz şeyler işimizi gerçek kılan şeylerdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]