Altogether traduction Turc
1,719 traduction parallèle
"Ever since I have found you, Holi's altogether different"
"seni sevdikten sonra holi daha farklı geliyor bana"
I think I'm gonna try to do it, and if I give up drinking altogether, I was wondering if maybe you could...
Sanırım deneyeceğim ve eğer içkiyi tümüyle bırakmış olsaydım merak ediyordum da belki sen...
We find it simpler to eliminate the drive altogether.
Bu dürtüyü tamamen yok etmeyi daha kolay bir seçenek olarak görüyoruz.
It's altogether a new kind of magic. Something we've never seen before.
Hepsi birleşince hiç bilmediğimiz yeni bir tür büyü ortaya çıkıyor.
Oh, this is powerful altogether.
Bu kadarı da fazla artık.
We can't rule that out altogether.
Bu ihtimali göz ardı edemeyiz.
We're leaving for a land that's altogether different!
Bambaşka bir memlekete gidiyoruz.
One more round and we'll be out of it altogether.
Bir tur daha yaparsak elimizdekiler tükenecek.
I was eventually able to stop having sex with prostitutes altogether.
Fahişelerle seks yapmayı bırakabildim.
It is almost as if they create another organism altogether.
Sanki hep birlikte başka bir organizma meydana getirirler.
Look, I feel I have to stay away From the bride altogether.
Dinleyin, benim gelinden tamamen uzak durmam gerek.
It's ridiculous. I wish we could just dump The whole wedding list altogether.
Keşke bütün düğün listesini çöpe atabilseydik.
Had he looked three lines earlier in Shakespeare's "Caesar" he would have found this line, which is not altogether inappropriate.
Shakespeare'in "Sezar" ındaki üç satır yukarıya baksaydı pek de uygunsuz olmayan şu sözleri bulabilirdi.
You belong to a different planet altogether!
Sen başka gezegene aitsin.
Altogether different
Tamamen farklı.
Probably altogether, I guess five years, somewhere around there.
Toplamda beş yıl etmiş olabilir. O civarda bir şey.
Five altogether Oda was on last night's
Toplam 5 kişi Oda dün akşam ölenler arasında
Well, I'm forgetting about time altogether.
Zamanın nasıl geçtiğini unutuyorum.
It's not enough, but... If we work altogether, it wouldn't be totally impossible
Yeterli değil ama hep birlikte çalışırsak, tamamen imkansız olmaz.
More modern altogether.
Sonuçta daha modern bir iş!
# You're somethin'else altogether # # You have everything #
Mary?
I do my best work when i eliminate sleep altogether.
Uykuyu bütünüyle yok ettiğimde çok iyi işimi yapıyorum.
Well, it's a different fruit altogether. Then we'll keep looking.
O zaman aramaya devam ederiz.
It would be best to avoid an investigation altogether.
Soruşturma açılmasını toptan önlemek en iyisi olur.
are two very different things. In fact, to do either of them very well, you have to pretty much ignore one of them altogether, which is what i've done.
İşin aslı, birisini çok iyi yapabilmek için diğerini tümüyle gözardı etmek gerekiyor.
Your brothers will always come first, and when your father dies, you may be cut out of the business altogether.
Ağabeylerin hep önce gelecek. Baban öldüğünde de seni işten de atacaklar.
Then they'll stop talking about it altogether.
Daha sonra tamamen unutacaklar.
Different man altogether.
Bambaşka bir adam olacak.
I've been having visions here, three altogether.
Burada imgelemler gördüm, üçü bir arada.
Then when Ryan was arrested, he just stopped talking altogether.
Sonra Ryan tutuklandığında, tamamıyla konuşmayı bıraktı.
I was putting them altogether, all the toys together.
Hepsini bir araya topluvordum.
And the fact that when Emily Gilmore reads it, she's going to hire men to attack me with tire irons, well, that's something else altogether.
- Emily Gilmore okuduğunda,.. ... bana levyeyle saldıracak adamlar tutacak. Bu apayrı bir olay.
The only other option we have is pulling it altogether.
Diğer seçeneğimiz tamamen kaldırmak.
In fact, you've a lot to thank me for, Leon Taylor... one little slip with that knife and I could have put an end... to your sex live altogether.
Aslında, bana teşekkür edecek çok şeyin var Leon Taylor o hançerle ufacık bir hata yapsam, bir anda bütün seks hayatına son verebilirdim.
But if you add the kidney symptoms back into the mix, then we are looking at another letter altogether, one that is apparently not in the alphabet.
Ama işin içine böbrekteki belirtileri de katarsak karşımıza bambaşka bir kelime çıkar. Sözlükte olmayan bir kelime.
There's nine altogether.
Şuna bir bak. 9 var her beraber.
Your father actually begged me to stop working altogether.
Baban çalışmayı tamamen bırakmam için bana yalvarmıştı.
How many dead altogether?
Toplamda kaç kişi mi öldü?
I am dangerously close to giving up men altogether.
Neredeyse erkeklerden tamamen vazgeçmek üzereyim.
There are like four of them altogether.
- Toplam dört merkez var.
But they didn't know for sure who we were, so they pointed their guns at us and ordered us all, 23 of us altogether, men and boys, to drop our pants.
Ama kim olduğumuzdan emin değildiler silahlarını bize doğrultup, 23 kişiye, adam ve delikanlılara pantolonlarımızı indirmemizi emrettiler.
We're going to lose you altogether when we get deeper, so now's a good time to wish us luck.
Derine indiğimizde sizi tamamen kaybedeceğiz, yani şimdi iyi şanslar demek için iyi bir zaman.
we come from a planet called Earth, in an altogether different galaxy.
Dünya denen bir gezegenden geliyoruz, başka bir galaksiden.
I know, so let's just see if we can't rule it out altogether.
Biliyorum, o zaman birlikte bu olasılığı gözden çıkaralım.
A side that is altogether more wonderful.
Bütünüyle çok daha muhteşem olan bir yüz.
These images are driven by something altogether different.
Bu görüntüler tamamen farklı şekilde oluşmuş.
It was difficult to abandon the sea altogether until the land became green.
Yeryüzü yeşillenene dek denizi temelli terkedebilmek çok zordu.
altogether 95 % of Danish Jews were saved in a rescue action that is without parallel in the history of the Nazis` "final solution"
Nazilerin Nihai Çözüm operasyonlarına tamamen zıt bir kurtarma operasyonuyla Danimarkalı Yahudilerin yüzde 95'i kurtarıldı.
- altogether around 60,000 Jews were handed over to the Germans.
Toplamda, yaklaşık olarak 60,000 Yahudi, Almanlara teslim edilmişti.
With Auschwitz initially built for an altogether different purpose than the gassing of the Jews.
Aslında, Auschwitz başlangıçta Yahudilere gaz odası olsun diye kurulmuş bir tesis değildi.
Missed them altogether?
- Tamamen ıskalayamaz mıydım?