Always remember that traduction Turc
474 traduction parallèle
In the midst of all this pomp and glitter... I always remember that our play was written... on that old Remington Number 2 typewriter... and on a never-to-be-forgotten diet of frankfurters.
Tüm bu şatafat ve gösteriş içinde aklıma hep oyunumuzun o eski Remington daktiloda ve asla unutulmayacak sosis diyeti eşliğinde yazıldığı geliyor.
Always remember that, kid.
Bunu hiç unutma.
Always remember that the truth has never hurt any man.
Şunu hiç unutma, gerçekler asla bir erkeği incitmez.
His mind was made up. You must always remember that, Ethne... for the sake of his memory and for your own happiness.
Onun hatırına ve kendi mutluluğun için... bunu asla aklından çıkarmamalısın Ethne.
Always remember that.
Bunu hiç unutma.
Always remember that one bad prisoner can spoil things for the rest of you.
Şunu unutmayın ki bir kötü mahkûm geri kalan herkes için işleri mahvedebilir.
Always remember that.
Bunu aklından çıkarma.
Always remember that.
Her zaman hatırlayacağım.
And always remember that I don't want to make you unhappy, because you love me.
Senin mutsuz olmanı hiç istemediğimi unutma.
Always remember that.
Sakın unutma bunu.
Your name is nicole, always remember that.
Senin adın Nicole. Bunu her zaman aklında tut.
And always remember that you can eat well even though you ´ re broke.
Meteliksiz de olsanız, iyi yemek yiyebileceğinizi unutmayın.
I want you to always remember that.
Bunu her zaman hatırlamanı istiyorum.
Always remember that.
Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın.
I'll always remember that last day.
O son günü hiç unutmayacağım.
I'll always remember the fun we've had... and I'll probably find myself wishing I could hear you sing that little waltz song again.
Burada yaşadığım keyfi hiç unutmayacağım... ve daima seni o küçük vals şarkısını söylemeni dileyerek anımsayacağım.
You know, you're like that little arrow on your hat - straight and shining - and that's the way I'll always remember you.
Biliyorsun, sen de şapkandaki küçük ok gibi düzgün ve pırıl pırılsın... seni hep böyle anımsayacağım.
You're like that little arrow on your hat - straight and shining - and that's the way I'll always remember you.
Sen de şapkandaki küçük ok gibi düzgün ve pırıl pırılsın seni hep böyle anımsayacağım.
"Take good care of yourselves, my darlings, " and remember that I love you " and you are always in my thoughts and prayers.
"Kendinize iyi bakın canlarım sizi sevdiğimi ve her zaman aklımda ve dualarımda olacağınızı unutmayın."
I want you to remember that whatever you do, and wherever you are, you've always got a home here... and, whatever you shoot, there's always room for them here, too.
Unutma ki, her ne yaparsan yap ve nerede olursan ol burası daima senin evin. Ayrıca her ne avlarsan avla, onlar için de daima yerim var.
I didn't want to take the bus... because there was always the chance that someone might remember seeing me on it.
Otobüse binemezdim, her an birinin beni görebilme ihtimali vardı.
I want you to know that and to remember it always.
Bunu bilmeni ve her zaman hatırlamanı isterim.
But I'm sure you'll remember when you talk to folks that the Nolans have always paid their insurance on the dot.
Ama eminim, insanlarla konuşurken Nolanların sigorta poliçelerini hep zamanında ödediğini hatırlayacaksınız.
Remember that, darling, always.
Bunu unutma canım. Hep.
Then remember that the devil's always able to hog-tie you.
o zaman unutma, şeytan her an senin peşinde olabilir.
Remember we said, we've always said, you and I, that moral concepts of good and evil and right and wrong don't hold for the intellectually superior.
Her zaman söylediğimizi hatırla, sen ve ben iyi ve kötü, doğru ve yanlış üzerinden giden ahlak anlayışının entelektüel üstün insanları bağlamadığını söylerdik.
Don Salvatore will always be your friend. Remember that.
Bay Salvatore her zaman için arkadaşınız olacak ne olursa olsun.
Do you not remember that we always take the obvious and reverse it?
Her zaman görünürdekini alıp değiştirmeye çalıştığımızı hatırlamıyor musunuz?
" "Do you not remember that we always take the obvious and reverse it, so we reverse the role of life- -" "
"Bizim hep görüneni tersine çevirdiğimizi bilmez misin? ' -" O zaman, hayatın rolünü değiştir. "
I want you to remember that what we do here is serious because it really sucks for me always having to be the spoilsport.
İşimizin ciddi oIduğunu unutmamanı istiyorum... ... çünkü devamIı oyunbozan oImayı sevmiyorum.
Remember always that we blessed you before we left.
Gitmeden önce bizi daima, hatırlamanı istiyoruz.Şansın açık olsun.
Remember, God always helps those that believe in him, whether they are good or bad.
Şunu bilin ki Tanrı, inanlara daima yardım eder.
I'd like it always to remember that you were the first.
Seni hep ilk öpüştüğüm kişi olarak hatırlamak isterim.
And the thought to always remember is that every news article should...
Unutulmaması gereken fikir, her yeni makalenin...
But always remember there are no walls, no locks no bolts that anyone can put on your mind.
Ama unutma ki düşüncelerini hiçbir duvar, hiçbir kilit engelleyemez.
Your Majesty once told me that you could not afford the luxury of being a woman, that always you were forced to remember that you are a queen, and that your only love, your only thought, must be your duty.
Bir keresinde bana bir kadın olmanın ağırlığını taşıyamadığınızı,... size bir Kraliçe olduğunuzun hatırlatılmasını istemediğinizi,... ama ilgilenmeniz gereken tek şeyin göreviniz olduğunu bildiğinizi söylemiştiniz.
And remember that I'll always be ready to help you.
Unutma ki sana yardım etmek için amadeyim.
Remember : I will recognize you always, with that beard and mustache.
Unutma : bu sakal ve bıyıkla seni nerde olsa tanırım.
Remember always, that after the battle of Actium with Octavian dead and Antony dead you saw the victor sail away on her golden barge.
Her zaman anımsayın ki, Octavian'ın öldüğü, Antony'nin öldüğü Actium'daki savaştan sonra zafer kazananı gördünüz altın mavnasıyla uzaklaşıyordu.
He has brought her so that he may always remember his sin.
Onu da getirdi çünkü günahlarını hep hatırlamalıydı.
You remember your number and always wear the ones that has your number.
Daima üzerinde numaranız olan üniformayı giyin.
You said it yourself, remember, that they always get you?
Seni her zaman yaklayabileceklarini kendin demiştin, hatırlıyor musun?
That's one thing you gotta remember about a junkie ‒ he'll always rat.
Unutma, eroinmanlar her zaman ispiyonlar.
He was always broke, but I remember that day, because he had 2800 dollars.
Her zaman parasızdır, ama o günü hatırlıyorum çünkü 2800 doları vardı.
Now that's the Ohristina I'll always like to remember.
İşte bu daima hatırlamak istediğim Christina.
We can't tell what's in the cards, but I want you to know that wherever you are, wherever I am, I will always remember you, men.
Kaderimizde ne var bilemeyiz ama bilmenizi istiyorum ki her nerede olursanız olun, her nerede olursam olayım sizi hep hatırlayacağım.
Remember always that a wise man walks with his head bowed humble, like the dust.
Hiç unutma bilge insan hep yere bakar toprak gibi alçakgönüllü olur.
Remember always that a wise man walks with his head bowed humble like the dust.
Şunu daima hatırla bilge bir adam, başı önde yürür toprak kadar mütevazi.
Always remember, gentlemen, that you are a failure in catering if you don't know what to do with your leftovers.
Beyler şunu aklınızdan çıkarmayın. Artan malzemeyle ne yapacağınızı bilmiyorsanız, yiyecek işinde başarılı olamazsınız.
Or perhaps this actually was the scene that would stay with them, the moment the soldiers would always remember.
Ya da belki de bu, onların dimağlarına yerleşecek bir sahneydi. Askerlerin her zaman hatırlayacağı bir an.
And I think anybody who was there must have exactly the same impression, that, you know, it is something that they will always remember.
Ve sanırım orada olan herkeste, tıpatıp aynı etkiyi bırakmıştır. Bilirsiniz, bu her zaman hatırlayacağınız bir şeydir.
always remember 37
remember that 729
remember that one 18
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
remember that 729
remember that one 18
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89