And as far as i'm concerned traduction Turc
289 traduction parallèle
But to return to your obligation as far as I am concerned, it is paid for and forgotten.
Ama sorumluluğunuza gelince benim bakımımdan ödendi ve unutuldu.
And, Mac, as far as I'm concerned, you can settle it any way you like.
Sen dilediğin gibi çözümleyebilirsin, Mac.
And all I have to say to you is that as far as I'm concerned you're legally dead.
Sana söyleyecek bir çift lafım var. O da, bana göre senin kanunen ölü olman.
As far as I'm concerned, there isn't any third party and there isn't any book.
Bence üçüncü kişi de yok, defter de.
- Well, you used to be one of us... and as far as I'm concerned, you still are.
- Evet, sen bizden biriydin... ve anladığım kadarıyla, hala öylesin.
Now, as far as I'm concerned she and you and he can go wherever you wanna go.
Bence hava hoş : kız, sen ve o, nereye giderseniz gidin.
Well, I hate to disappoint you, gentlemen, but the program as far as I'm concerned is one cigar, another drink and early to bed.
Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem beyler, ama benim programım bir puro, bir kadeh içki daha içtikten sonra erkenden yatmak olacak.
As far as I'm concerned it's the dust, and we need a new vacuum cleaner.
Bana soracak olursan konu toz, bu yüzden bir elektrik süpürgesi lazım.
As far as I'm concerned, you can get on your horse and keep riding.
Bana kalirsa, atina atlayip gidebilirsin.
As far as I'm concerned, he can have China, Guadalcanal and the whole stinking Pacific and Pearl Harbor.
Bana kalırsa Çin'i, Guadal Kanal'ı ve Pasifik'in hepsini ve Pearl Harbor'ı alabilirler.
Now you're back and maybe you have changed your mind as far as I'm concerned.
"Şimdi sen geri döndün ve... "... bana kalırsa, belki de... "... fikrini değiştirdin. "
And as far as I'm concerned, you can go too.
Bana göre, sen de gidebilirsin.
And as far as I'm concerned, you are executive material.
Bence senden iyi bir yönetici olabilir.
And as far as I'm concerned, you're tops.
Gördüğüm kadarıyla siz zirvedesiniz.
And as far as blackmail is concerned... you only think I'm going after Nancy.
Şantaja gelince... Nancy'nin peşinde olduğum sadece senin düşüncen.
You know, I could use a good man... and you're it as far as I'm concerned.
Biliyorsun iyi bir adama ihtiyaç var... bana göre sen bu işe yakışırsın.
As far as I'm concerned, fine but... if the police found my car outside your house it would mean questions, and I'm wanted, you know.
Teşekkür ederim ama eğer polis arabamı kapınızda bulursa şüpheleneceklerdir, yani aranıyorum bilirsiniz işte.
As far as I'm concerned, a soldier's job is to wear his uniform and kill the enemy.
Bence askerin görevi üniformasını giyip düşmanı öldürmektir.
As far as that Indian boy is concerned, his father was Bold Eagle, one of the bravest warriors that ever rode a horse. And on top of that, he's my adopted son, and I haven't done this much explaining in years.
- Kızılderili Çocuğa gelince, babası Cesur Kartal'dı ülkenin gördüğü en cesur savaşçılardan biri dahası o benim manevi oğlum ve bir yıldır hiçbir yerde bu kadar çok açıklama yapmadım.
And as far as I was concerned, I was almost obliged to go, seeing as my unit had gone, and it was my duty to follow them.
Birliğimin gittiğini gördükten sonra ve onları takip etme görevim olduğundan neredeyse gitmeye mecbur kalmıştım.
What makes the inquiry difficult, as far as we're concerned, and it's for this reason we require your cooperation, it's I'm certain this man is, as far as his appearance goes, sane.
Soruşturmayı tahminimizden daha zorlaştıran ve senin işbirliğine ihtiyaç duymamızın nedeni bu adamın olayları devam ettikçe zeki biri olduğundan emin olmam.
So far as I'm concerned, he was number one then, and he is number one now.
Benim fikrimi soruyorsanız, eskiden de bir numaraydı, hala daha öyle.
Keep your pyroxenes, magnetites and coarse-grained plutonics as far as I'm concerned.
Piroksenler, manyetitler ve magmatik taşlar... senin olsun.
People have been bushed before today, and as far as I'm concerned, that's the stone end of it.
Geçen gün insanlar yorgunluktan öldüler,... ve ben ne kadar endişelensem de bu iş bitmiştir.
And as far as I'm concerned, Miss Mallow was homicided.
Bana kalırsa Bayan Mallow cinayete maruz kalmış.
As far as I'm concerned, you have your privacy, and I respect that.
Özel hayatın seni ilgilendirir, buna saygı duyuyorum.
Hey, as far as I'm concerned, this is all safety experts'hype. I've been racing for five years without a bad spill, and all I need is my trusted helmet.
Hey, bana kalırsa bunların hepsi güvenlik konusunda uzman malzemeler ancak ben beş yıldır yarışıyorum ve tek bir kötü düşüş yaşamadım.
As far as Calderone's people are concerned, I made off with both the party favors and the cash.
Calderone'nun adamları benim parti malzemesini ve parayı alıp kaçtığımı zannediyor.
And as far as I'm concerned, you're bouncing so hard, you're practically out of the ballpark.
Ve bana kalırsa, sen öyle bir dönüyorsun ki, neredeyse bir tarafa fırlayıp gideceksin.
As far as I'm concerned anybody that goes into The Battery and does some damage deserves a medal.
Bildiğim kadarıyla Battery'e girip, bir şeylere zarar verecek kişiye madalya takılması gerekir.
So I called up again to Fredy and, uh, explained to him that, as far as this transport is concerned, included him, they are going to be gassed in the next 48 hours.
Freddy'i tekrar çağırıp ona bu taşımanın onu da kapsadığını önümüzdeki 48 saat içinde gaz odasına gönderileceklerini açıkladım.
And as far as I'm concerned any game where the main object is something that came out of a urinal is definitely not a sport.
Bana kalırsa herhangi bir oyunun asıl nesnesi klozetten çıkıyorsa o şey spor olamaz.
As far as this case is concerned I have now had time to think it over and I can strongly recommend a course of leeches.
"Miras" mı dedim? Yolculuk diyecektim. Lütfen, "veraset" e buyurun...
Look, as far as I'm concerned, I pay a tax each month to the Camorra and they let me in peace.
- Bakın, bana kalırsa, Camorra'ya her ay para vereyim ve onlarda beni rahat bıraksın.
and, you know, she was like my right hand, as far as I'm concerned.
Giyinir, birbirimizi arar, ne giydiğimizi söylerdik. Sağ kolum gibiydi.
As far as the stockholders and I are concerned, this matter is finished.
Ortaklarla anlaştığımız zaman, sorun bitecek.
I was not in the greatest of shape, you know, as far as, like, my career was concerned, and it was delightful to hear that I was gonna go do anything anywhere.
Bildiğiniz gibi çok iyi bir durumda değildim. Kariyerim de de endişe vericiydi bana göre ve herhangi bir yere gidip herhangi bir şey yapacağımı duymak çok hoştu.
As far as I'm concerned, there are only three mystical places in the world... the desert just outside Santa Fe, New Mexico, the tree of life in the Arab emirate of Bahrain, and the restaurant at the corner of Sunset and Crescent,
Bence dünyada sadece 3 mistik yer var. New Mexico Santa Fe'nin hemen dışındaki çöl. Bahreyn Arap Emirliği'ndeki "Yaşam Ağacı".
Well, you know, Professor, perhaps I don't give a damn about your past because your past is my future and as far as I'm concerned, it hasn't been written yet!
Pekala, biliyorsunuz, Profesör, belki de sizin geçmişiniz benim geleceğim olduğu için, ve henüz benim geleceğim yazılmadığı için, geçmişinizi umursamıyorum!
As far as I'm concerned, my daughter could not have chosen a more delightful, charming, witty, responsible, wealthy, let's not deny it, well-placed, good-looking and fertile young man than Martin as her husband.
Bana sorarsanız ; kızım, koca olarak, Martin kadar hoş, etkileyici, zeki, sorumluluk sahibi, varlıklı - ki bunu inkar edemem -, iyi bir yerlere gelmiş, yakışıklı ve "randımanlı" bir genç adam daha bulamazdı.
As far as I'm concerned, you and I shared something that we will treasure forever.
Bana kalırsa, siz ve ben sonsuza dek... üzerine titreyeceğimiz bir şeyi paylaştık.
And, as far as I'm concerned, that's a violation of our most sacred trust.
Ve yanlış hatırlamıyorsam, bu, en kutsal emanetlerimizden birinin ihlali.
It's a waste of money, it's a waste oftime, and as far as I'm concerned, it's a waste ofa bed.
Yani zaman kaybı ve para israfı. Endişelendiğim şeylerden biri de yatak israfı.
- Well, Candy as far as I'm concerned, you are the perfect woman and I'm the perfect man.
- Evet Candy bana kalırsa mükemmel kadın sensin ve ben de mükemmel erkeğim.
Here was a life not two minutes old and as far as she was concerned, I was her husband.
Bir hayat vardı, daha iki dakikalıktı ama ona göre ben kocasıydım.
As far as I'm concerned, you can drop out and I'll keep the $ 5m.
Bana kalırsa şimdi ayrılın ve ben 5 milyonu alayım. Bence siz beş para bile hakketmiyorsunuz.
Lock him away, and as far as I'm concerned, you can throw away the key.
Tutuklayın onu, mümkün mertebe uzaklaştırın ve bana kalırsa anahtarı da atın gitsin.
And as far as I'm concerned, the transports can wait until the sun explodes!
Bana kalırsa, o nakliye gemileri güneş patlayana kadar uzayda bekleyebilir.
The Brooklyn attitude, as far as I'm concerned, is first... knowing what you're doing, being right... and following through and never stop following through on what you believe in.
Bana sorarsanız, Brooklynlilerin tavrı öncelikle ne yaptığını bilmek, doğru olmak, inandığı şeylerin peşinden gitmek ve asla inandığı şeylerin peşinden gitmekten vazgeçmemektir.
And farewell to all that flooding', as far as I'm concerned.
ve kanayan her şeye son.
Buy yourself a sorrel horse... and paint some white spots on him as far as I'm concerned.
Bana kalsa, al donlu bir at alır... üstüne boyayla birkaç beyaz benek eklerdim, olur biterdi!