And as you can see traduction Turc
1,016 traduction parallèle
And as you can see, all rooms face south. - And overlook the garden.
Gördüğünüz gibi, bütün odalar bağlantılı ve bahçeye açılıyor.
Today I'm a screever And as you can see
Bugün bir ressamım Ve gördüğünüz gibi
Today my weapon's warm and as you can see it works.
Silahım bugün sıcak ve gördüğünüz gibi gayet güzel çalışıyor.
Before getting on to the story, and as you can see He only got as far as page one of swann's way The first of the seven volumes.
Yedi cildin ilki olan Swann'ın Yolu'nun ilk sayfasına gelebildi.
And as you can see, hull kingston rovers Are well in the lead.
Gördüğünüz gibi Hull Kingston Rovers hayli önde.
But if I would've removed this cotter pin, and uncoupled the shifting rod, very simple operation as you can see, then no matter what you do with the shift lever, the bell crank remains as it was, in drive, neutral or reverse.
Ama pimi çıkarsam, ve vites kolundan sökseydim, gördüğünüz üzere çok basit bir şekilde, vites koluyla ne yaparsanız yapın, ileri veya geri vites fark etmeksizin, mafsal olduğu gibi kalıyor.
Well, seeing as you came out here on a train, all nice and comfortable-like... why, I can understand that. But, you see, I didn't.
Buraya hoş ve rahat bir trenle geldiğinizi görerek bunu anlıyabiliyorum ama gördüğünüz gibi ben öyle gelmedim.
As you can see, ants are savage, ruthless and courageous fighters.
Gördüğünüz gibi, karıncalar vahşi, acımasız ve cesur savaşçılardır.
The black panther that's big as a horse, and you can see right through him.
Siyah panter büyük bir at, sağa bakarsan onu görebilirsin.
Rockery is empty and glowing as far as you can see.
Taş döşeli bahçe gördüğü kadarıyla boş ve kızgındı.
You'll see how simple it is and then you can take it or not, as you please.
Ne kadar basit olduğunu görünce alıp almayacağına karar verirsin.
As you can see, our new quarters are rather modest, but we like the location and thought the change might do us good, also.
Görebileceğiniz gibi, yeni yerimiz oldukça mütevazı, ancak burayı seviyoruz ve burasının bize iyi gelebileceğini de düşündük.
Now see if you can find Wyatt quick as you can and get some help.
Olabildigince çabuk Wyatt'i bul da yardim etsin.
As you can see, ladies and gentlemen, my assistant's head... has been completely impaled by the daggers.
Gördüğünüz gibi, bayanlar ve baylar, yardımcımın kafası bıçak dolu kutunun içinde sıkışmış durumda.
As you can see, Alphonse and I have not yet finished our wine, which is paid for.
Görebileceğin gibi, Alphonse ile ben henüz parasını ödediğimiz şarabımızı bitirmedik
There was nothing wrong with you. And, as far as I can see, there was nothing wrong with the boy either.
Hiç bir sorununuz yoktu görebildiğim kadarıyla bebeğin de yoktu.
As far as I can see, those fellows could walk right through that door and you wouldn't know them huh.
Buraya gelseler bile onları tanıyamazsın.
I'm sorry. Go and do as you see fit.
Affedersin, git ve canının istediği gibi yap.
And you scientists are the likely ones, as far as I can see.
Gördüğümüz kadarıyla tek suçlanması gerekenler siz bilim adamlarısınız.
And I don't see as you can turn me down.
Ve beni geri çevireceğini sanmıyorum.
But if I can see you and touch you, even as simply as this, I won't mind.
Seni bu kadar rahat görebilecek ve dokunabileceksem bence fark etmez.
As you can see, the president of Guangdong province, chief of security and directors of every department are on the list let alone the rich and powerful families in Hainan
Gördüğünüz gibi, Guangdong Eyaletinin başkanı, güvenlik ve her bölümün yönetim başkanlığının listesinde olan, Hainan'ın zengin ve güçlü ailelerinden birisinin üyesidir.
( Guide ) When the water reaches the caves, it deposits lime, which forms stalactites on the roof, stalagmites on the floor and covers the walls all over as it is doing mostly, as you can see, in this chamber.
Su mağaraya ulaştığında, kireç biriktirir bu da tavanda sarkıt, zemindeyse dikitler meydana getirir. Ve tüm duvarları kaplayarak bu odacığı oluşturur.
Think we can't have things the way we want, me and the wife... as long as we stay around here, see to the house... for all you city people think you know everything?
Burada kalıp eve göz kulak olduğumuz sürece... karımla ben istediğimiz gibi davranırız. Siz şehirliler de her şeyi bildiğinizi sanırsınız.
You see, she's coming home from school in a few days, and then we'll be off together, and you can return to conducting yourself as you consider proper in a bachelor's household.
Bir kaç gün içinde okuldan eve dönüyor. Geldiğinde birlikte buradan ayrılacağız. Böylece sizde beklediğiniz bekâr evine tekrar kavuşacaksınız.
Can't you see their minds change as rapidly as night and day?
Gece farklı, gündüz farklı olduklarını görmüyor musun?
And I feel at home here, as you can see.
Gördüğün gibi burada kendimi evimde hissediyorum.
There's just more and more ocean, as far as you can see.
Sadece görebilidiğiniz kadar su vardır.
I have, as you can see... appended to your orders a statement over my signature... to the effect that I assume total and complete responsibility... for all such actions.
Gördüğün gibi... yazιlι emirdeki imzamιn yanιna... tüm sorumluluğu üstlendiğimi gösteren... bir ifade ekledim.
He was, incidentally, a cousin of Nicolas II. As you can see, he was still alive and kicking then.
Bir sergi açıyor.
But here, above the monster Amensit, who, as you can see, is part crocodile, part lion and part hippo, and who waits to devour the heart of the dead man is the glyph for a house.
Ama burada, görebileceğiniz üzere ölü adamın kalbini yemek için bekleyen yarı timsah, yarı aslan ve yarı hipopotam olan canavar Amensit'in üzerinde bir ev şekli var.
The damn war between the Mexicans and Major Jackson's soldiers reduced the town to this, as you can see.
Meksikalılar ile Binbaşı Jackson'un askerleri arasındaki lanet savaş kasabayı bu hale soktu, senin de görebildiğin gibi.
As you can see, we work day and night here to get the car ready.
Gördüğün gibi, aracı hazırlamak için gece gündüz çalışıyoruz burada.
As you can see, the sides A, B and C of a triangle...
Görebildiğiniz gibi, bir üçgenin A, B ve C kenarları...
- Bravo, Julius Octopus, as a reward... you can have a pass to go to Rome and see the circus.
- Bravo, Julius Octopus, ödül olarak... Romaya gidip sirk izleyebilirsin.
And I see you can barely stand daylight.
Halinden anlaşılan ; gün ışığına aşırı duyarlısın.
As you can see, Captain Kirk is a highly sensitive and emotional person.
- O duyarlı, duygusal birisi.
It's a sophisticated chute and quite heavy, as you can see.
Gördüğünüz gibi karmaşık ve oldukça ağır bir paraşüt.
So, gentlemen, as you can see... I think our interests coincide, at least for the moment... and they also coincide with progress and civilization.
Öyleyse beyler, görebileceğiniz gibi sanırım çıkarlarımız çakışıyor, en azından şu an için gelişme ve uygarlık ile de çakışıyor.
For, as you see and can hear, I have used my knowledge of music and acoustics to re-create my voice.
Gördüğün ve duyduğun gibi müzik ve akustik bilgimi kullanarak sesimi yeniden kazandım.
And now, ladies and gentlemen, if you will look to your left as we go down the Amstel, you can see...
Ve şimdi, Amstel'den aşağı giderken sol tarafa bakarsanız...
As you can see, it is a combination of circus maximus and brothel.
Gördüğünüz gibi, sirk, genelev kombinasyonu gibi.
Well, as you can see, there's nobody here but the Lord and his humble servant.
Sizin de görebileceğiniz gibi burada Tanrı ve onun aciz hizmetkarından başka kimse yok.
That I am, man, and I can see that you're not at all disappointed, of course, so I'll come straight to the point, as I like to do.
Aynen öyle dostum ve bakıyorum gördüklerin seni düş kırıklığına uğratmadı, elbette. Bu yüzden direk konuya gireceğim.
And, as you can see, the cufflinks match.
Kol düğmeleriyle takım.
As you can see, Miles and I have made up.
Gördüğün gibi Miles ile anlaştık.
And I say that this wire has been snipped not one hour ago as you can plainly see.
Ben diyorum ki, bu kablo bir saat önce kesilmis açïkça gördügün gibi.
Sometimes there is a short delay, but as you can see the computer put the patient in the Trendelenburg position and administered a vasoconstrictor.
Ara sıra kısa gecikmeler oluyor, ama gördüğünüz gibi bilgisayar hastayı Trendelenburg pozisyonuna getirdi ve bir vasoconstriktör verdi.
We have chosen to use the ten... commandments as a starting point, but as you can see here, we have changed it to six that we feel are relevant to our day and age.
Başlangıçta 10 tane buyruk seçmiştik. Ama gördüğünüz gibi, günümüz şartlarına bağlı olarak 6'ya indirdik.
... snow that fell over the whole weekend, and the blizzard is one of the worst as you can see, one of the worst in that city's history.
... hafta sonu boyunca gerçeklesen yogun tipi seklindeki kar yagisi, gördügünüz gibi... bu kentin tarihindeki en kötü kar firtinalarindan biri oldu.
"You black employees are being told that by going into the union en masse you can dominate it and control it in this plant as you may see fit."
"Siz siyah işçilere, toplu halde sendika girerek, bu fabrikada sendikaya egemen olup onu denetleyebileceğiniz söylendi."