And best of all traduction Turc
752 traduction parallèle
Little wooden feet and best of all
Küçük tahta ayaklar ve en iyisi de
And best of all, Dufion, the bogeyman.
Ve en göz alıcıları, zebani, Dufion.
And best of all, he's lucky.
En iyi yanı, şanslı olması.
If Elsa were to go wild, it would have to be in another district and we were able to get permission to take her to a reserve 340 miles away where there was abundant game, and best of all, many lions.
Eğer Elsa vahşi doğaya dönseydi, başka bir bölgede olmak zorunda kalırdı ve bizde, onu bu 340 mil uzaktaki bereketli oyunların ve hepsinden önemlisi birçok aslanın bulunduğu yere götürmek için gerekli yetkiyi alabilirdik.
And best of all... no more killing.
Ve en iyisi, daha fazla öldürmek yok.
Well, i think the best thing for us all to do is to write down our opinions on a piece of paper, and then we can see how we stand.
Sanırım bizim için yapılacak en iyi şey düşüncelerimizi bir kağıt parçasına yazmak. Sonra nerede durduğumuzu görebiliriz.
And you, all of you trying your darnedest to map out my future... to harness me and lead me around to do what you think is best for me.
Ve siz hepiniz geleceğimin rotasını çizmek ve koşumlayarak... 135 00 : 10 : 11,700 - - 00 : 10 : 16,500... benim için en iyisi olduğunu düşündüğünüz şeyi yaptırmak üzere beni sürüklemeye çalışıyorsunuz.
Oh, to see which side of my face looks best and all that.
Yüzümün hangi tarafının daha iyi durduğunu görmek ve benzeri şeyler için...
And he is the best news of all, Roderick.
Ve hepsinden daha iyi bir haber, Roderick.
Yes, and that's giving him all the best of it.
Evet, en iyi yarısı da o.
Julie, I wish you and Pres all the happiness... the best of health...
Julie, sana Pres'le birlikte mutluluk dolu sağlık dolu...
You will live here, apparently on the best of terms with both of them and all I require is your promise of more prudent conduct in the future.
AyrıIırsanız ikisinin arası daha iyi görünür ayrıca ileride daha ihtiyatlı davranacağınıza dair söz istiyorum.
And Mr. Bingley may like you best of all!
Bay Bingley belki de aralarında seni seçer.
He shall be sent to the best school in Bagdad... and all the wise men of the East shall teach him all the wisdom of the world.
Bağdat'ın en iyi okuluna gönderilecek... ve doğunun tüm bilge adamları ona dünyanın ilmini öğretecek.
I've had trouble with both of you before, and as far as I can see my best chance of clearing myself of the trouble is by bringing in the murderers all tied up.
Sizlerle daha önce de sorunlarim oldu ve anladigim kadariyla... kendimi temize çikarmamin tek yolu... katilleri bulup size getirmek olacak.
- Wait a minute. With two eggs, toast and choice of fruit thrown in... I'm not sure the 75-cent breakfast isn't the best value after all.
İki yumurta, kızarmış ekmek ve seçili meyvelerle en uygununun 75 sentlik olduğunu sanmıyorum.
You see them in the hotels, the best hotels every day by the thousands, drinking the money, eating the money, losing the money at bridge, playing all day and all night, smelling of money.
Her gün binlercesini en iyi otellerde yiyip içip para yerken görüyorsun. Gece gündüz briç oynayıp para kaybederken... Parayı koklarken görüyorsun.
And what's best of all is, you've been more comfortable along'a me, since I was under a dark cloud... than when the sun shone.
Daha da önemlisi... bana, kötü günümde... iyi günümde olduğundan... daha çok destek çıktın.
Pearl - fairest of the fair in all Albuquerque... and the best durn barber in the territory.
Tüm Albuquerque fuarının en incisi - en incisi... Ve bölgedeki en iyi Durb berber.
- And the funniest thing of all... is that he thought I was at my best in the subway scene. - He hated...
- Nefret etmiş...
His belief is that it would be to the best interests of all concerned... if you should see fit to relieve the situation yourself... quietly and without delay.
Eğer durumunuzun gerçekliğini kavrayabiliyorsanız, gecikmeksizin ve çabucak görevinizi bırakmak herkesin menfaatine olacaktır. Onun düşüncesi bu yönde.
I shall, to the best of my ability, seek to delineate the countess's person which, however, is all too nuanced and rich in mysterious contrasts to be related in a few moments.
Kontes'in kişiliğini elimden geldiğince iyi anlamaya çalışacağım ne var ki böyle kısa bir süre içinde anlamak için fazla sayıda gizemli zıtlıklarla ve inceliklerle dolu bir kişiliğe sahip.
After all, I'd spent the best part of a disreputable life in London... and would be there still if it hadn't been for... an unfortunate misunderstanding about my signature on a check.
Ne de olsa, itibarımın en büyük bölümünü Londra'da kaybetmiştim ve eğer çekin üzerindeki imzam talihsiz bir şekilde yanlış anlaşılmasaydı... ... hala orada olacaktım.
- And I thought you loved me best of all.
- En çok beni sevdigini sanirdim.
A magnificent right he's got to come back in his best head-of-the-family manner and start taking charge as if he'd done nothing at all.
Bu midemi bulandırıyor. Dünyanın en iyi aile reisi havasında buraya gelmeye ve sanki hiçbir şey yapmamış gibi kontrolü ele almaya hakkı yok.
But after marriage and a few babies, they make the best wives of all, eh, François?
Fakat evlendikten ve bir kaç çocuk sahiibi olduktan sonra, en iyi eş olurlar, eh, Francois?
I think the best thing now is for all of us to go home and get some sleep.
Şimdilik hepimizin eve gidip uyumasının en iyisi olacağını düşünüyorum
OH. AND THE BEST THING, THE VERY BEST THING OF ALL. IS THERE'S TIME NOW.
Ve hepsinden ama hepsinden güzeli artık vakit var.
When I do the shows I try my best to do what I can to perform and I need the elements and all of these people function for me...
Gösteri yaptığımda performans için elimden geleni yapıyorum ve tüm unsurların ve insanların bana katkıda bulunmalarına...
But best of all, the best part of it is men and women will learn to be happy with each other as they are.
Ama en iyisi, en güzeli kadınlar ve erkekler oldukları gibi mutlu olmayı öğrenecek.
It's one of the best indoor sports, feeling sorry for yourself, and enjoyed by all.
Kendine acımak, çok rağbet gören bir şeydir, herkes bundan keyif alır.
The BBC will be on the air all night tonight to keep you posted on this truly historic and marvelous display of Nature at its best. ... from time to time with the latest reports.
BBC, tabiatın bu tarihi ve olağanüstü gösterisini an be an en son haberlerle sizlere iletmek için tüm gece yayında olacak.
And the best of luck to all of you.
Hepinize bol şans dilerim.
When I look back on my little life and the birds I've known, and think of all the things they've done for me and the little I've done for them, you'd think I'd had the best of it all along the line.
Tamıdığım kızların benim için ne çok, benim de onlar için ne az şey yaptığımı düşünürseniz ben kazandım sanabilirsiniz.
I'm gonna stay with you all I can, and take the best care of you I can.
Tüm gücümle senin yanındayım ve sana elimden geldiğince iyi bakacağım.
And this is the best of all.
"Ve en iyisi bunu yapmaması."
And now... and now the prize of prizes - the merit award of 2,000 work units for the best work of all.
Ve şimdi... ve şimdi en büyük ödül - en iyi çalışmaya verilecek bu ödül 2.000 birim değerinde.
Everything that is truest and best in all species of beings has been revealed by you.
Tüm yaratıkların en doğru, en dürüst özelikleri sizler tarafından sergilendi.
And I'll tell you the best of all.
Dur bir de en harikasını söyleyeyim ;
And so I had my moment of glory, that brief, fleeting glory, which, of itself, cannot last, but while it does, is the best game of all.
Şeref anımı yaşadım. Doğası gereği çok uzun sürmeyen, kısa ve hızlı geçen o şeref anı. Sürdükçe dünyanın en iyi oyunudur.
All you have to do is weigh your own hurt against the hurt of all the others... and then do what's best.
Kendini diğerleriyle aynı kefeye koyup kimin daha çok incineceğini düşün ve ondan sonra karar ver.
And you, the best of all chimpanzees.
Ve sen, şempanzelerin en iyisisin.
I, Wendell Armbruster Sr., do solemnly swear... that I will uphold and defend... the Constitution of the United States... against all enemies foreign and domestic... and that I will perform the duties of my office... to the best of my ability, so help me God.
Ben Wendell Armbruster Senior, Amerika Birleşik Devletleri'ni iç ve dış düşmanlara karşı koruyacağıma ve görevimin gereklerini elimden geldiğince yerine getireceğime ant içerim. Tanrı yardımcım yolsun.
Only what you've been telling us all along. The circus ape is incapable of human speech and, to the best of your knowledge, he's never uttered a word.
Sadece söyledikleriniz- - sirk maymunu konuşma yeteneğine sahip değil, ve bilginiz dahilinde hiçbir şey söylemedi.
But in a situation... where it appears as if you've got the best of all possible worlds... in order to get on like you were, the discovery that none of that was true... and to make a tenth of that true, you had to fight all day long... is something that you can't explain.
Ama bu öyle bir durum ki... herkes olunabilecek en iyi konumda olduğunuzu düşünür. Eski hayatınıza devam etmek istersiniz. Ama aslında bütün bunların yalan olduğunu... onda birini gerçekleştirmek için hep mücadele etmeniz gerektiğini... açıklayabilmeniz imkansız.
In this regard, friends, our monthly review, entitled "Pure Truth", will help you understand how best to know and follow the road that leads to the desired end, and will open to you all of life's essential needs.
Bu nedenle dostlarım, bu ayki dergimizin başlığı "Saf Gerçek". Sizlere nasıl öğreneceğinizi anlatacak arzu edilen noktaya nasıl ulaşacağınızı gösterecek. Hayattaki tüm ihtiyaçlarınıza ulaşmanızı sağlayacak.
They've changed some for the best... in an awful lot of cases for the worst... and some they have not changed at all.
Βazι şeyleri iyileştirdiler... çοğu zaman daha da bοzdular... bazι şeylerse hiç değişmedi.
That being the case, and it also being part of my military philosophy, and a great many other people's, that you must not put troops into battle without giving them all possible physical and material support you can to give them the best chance of getting a success.
Şu özellikle öne çıkıyordu ki benim ve daha birçok önemli insanın askeri felsefesiydi askerlere başarı için en iyi şansı sağlama adına onları, verebileceğiniz her türlü fiziksel ve maddi destek olmadan çatışmaya sokmamanız gerekiyordu.
He came home and told his pretty wife and his 3 pretty girls, that tomorrow he was gonna take them on the biggest, best-est, all-day picnic of all time.
Eve gelmiş ve güzel karısına ve üç kızına demiş ki onları tüm gün boyunca en büyük, en en iyi pikniğe çıkaracakmış.
You are the best of us all and we never knew it.
Sen en iyimizdin ve biz bunu hiç bilemedik.
Since they have all learnt it from me, my cunt is the best and most skilled of all.
Benim amım, en iyisi ve en maharetlisidir, bütün kadınlar herşeyi benden öğrenmişlerdir.
best of all 38
of all people 402
of all 19
of all days 33
of all things 75
of all places 76
of all the 23
and by 340
and by the way 907
and beyond 30
of all people 402
of all 19
of all days 33
of all things 75
of all places 76
of all the 23
and by 340
and by the way 907
and beyond 30
and besides 937
and breathe 35
and besides that 26
and before i forget 16
and before you know it 100
and by god 23
and by that 52
and back 42
and ben 22
and before you ask 32
and breathe 35
and besides that 26
and before i forget 16
and before you know it 100
and by god 23
and by that 52
and back 42
and ben 22
and before you ask 32
and behold 28
and beyond that 27
and blue 32
and bang 29
and boy 49
and better 23
and before i knew it 33
and be careful 102
and by then 42
and believe it or not 60
and beyond that 27
and blue 32
and bang 29
and boy 49
and better 23
and before i knew it 33
and be careful 102
and by then 42
and believe it or not 60