English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And change

And change traduction Turc

11,423 traduction parallèle
I just want to charge the batteries and change the cards out.
Bataryaları şarj edip kartları değiştirmek istiyorum.
So, let me ask you, who told you to come in here with your missionary bullshit and change the whole program?
Sormadan edemeyeceğim. Yenilikçi düşüncelerinle gelip her şeyin içine sıçmanı kim söyledi sana?
You know, seven decades and change.
70 yıl geçti ve bir değişiklik istedim.
Can you take him upstairs and change him?
Yukarı çıkarıp üzerini değiştirir misin?
Go back to London and change their minds.
- Londra'ya gidip fikirlerini değiştirebilirim.
And change that mannequin, it's too fat.
Mankeni de değiştirin, çok şişman.
- Boys. Let's go inside and change up.
İçeri geçip üstünüzü değiştirin.
And you can change its position?
Ve konumunu değiştirebilirsiniz?
Even if the wind and clouds change, in the end they will retain their essence.
Rüzgâr ve bulutlar sürekli değişseler de özleri bozulmadan kalır.
- And if we change that.
- Eğer bunu değiştirirsek.
Oh, er, change of plan, me and Danny actually have some stuff we need to take care of.
İşler değişti, aslında Danny'le ilgilenmemiz gereken bazı şeyler var.
Climate change is happening fairly rapidly, so even though these bears are really good at fasting and living off their body reserves and going long periods without food, what we're seeing is, we're starting to push these bears to their physiological limits, and as they're pushed to the limits of their body reserves, obviously, that has implications for their survival.
İklim değişikliği oldukça hızlı gerçekleşiyor her ne kadar bu ayılar uzun süre yemek yemeden durmaya vücut rezervlerinden idare edip aç kalmaya dayanabilseler de görünen o ki, bu ayıları, psikolojik sınırlarını zorlamaya itiyoruz ve vücut rezervlerinin sınırını zorladıklarında açıkçası, hayatta kalma konusunda yansımaları olacaktır.
Wildlife has the power to recover and people have the power to change.
Vahşi yaşamın toparlanma ve insanların da değiştirme gücü var.
Look, I realize no matter how much I yell and scream, you're never gonna change.
Bak, ne kadar bağırsam da, çığIık atsam da değişiklik olmayacağının farkındayım.
The Adélie invasion is also a sign of a bigger and more profound change...
Adelie penguenlerinin işgali aynı zamanda daha büyük ve derin bir değişimin işareti.
Mulder and Scully, they're not going to change profoundly.
Mulder'la Scully, derinden değişmeyecekler.
But they're gonna age, and that is its own kind of profound change.
Ancak yaşlanacaklar, bu da kendince bir tür derin değişiklik denilebilir.
An irreversible change and a high risk of failure,
Dönüşü olmayan bir değişim ve düşük başarı oranı riski,
And I'm not gonna be one of those cliched girls who thinks I can, like, change you, or something.
Ve o klişeleşmiş seni değiştirebileceğini falan sanan kızlar gibi olmayacağım.
And remember the gear change.
Farklı açıdan çekmeyi unutmayın.
If you don't change the way you look at things, you're going to lose your precious election... and perhaps your daughter.
Eğer olaylara bakış açını değiştirmezsen biricik seçimini kaybedeceksin. Hatta kızını da.
And yet, in the days after, directly after, something seemed to change.
Ve sonra, birkaç gün içinde bir şeyler değişmiş gibiydi.
And I know it's a little late to be making a change, but...
Değişiklik yapmak için biraz geç biliyorum ama...
And she needs a change of clothes.
Ve üstünü değiştirmesi gerekiyor.
And I'm going to change the fucking game.
Ve lanet oyunu değiştireceğim.
He's 59, sounds like he's 39, and refuses to change the dates on his resume, and is unemployable.
- 59 yaşında ama sesi 39'unda gibi, öz geçmişindeki tarihleri değiştirmek istemiyor, bu yüzden de iş bulamaz durumda.
Mr. Mercer, in accordance with section 25-B of the Patriot Act we now notify employers of their responsibilities and potential liabilities when convicted sex offenders change jobs.
Bay Mercer, Vatanseverlik Yasası bölüm 25 - B'ye göre cinsel suçlardan hüküm giymiş herhangi biri işe girdiğinde ya da iş değiştirdiğinde işverenlerimizi sorumlu oldukları personel hakkında uyarıyoruz.
Now I figure, if we can bring Danny on board as a partner... maybe he could get Daddy to change his mind and swing things back our way.
Şimdi bende düşündümki Eğer bu çocuğu kendimize Ortak yaparsak babasıyla da aramızı düzeltiriz
And I don't know how to change it.
Ve nasıl değiştireceğimi bilmiyorum.
And keep your fucking change like you usually do.
Ve senin yaptığın gibi değişmesini sağla.
And she's never gonna change her mind.
Ve fikrini de asla değiştirmeyecek. Durum bu.
And in accordance with this agreement, are you prepared to change your plea from "not guilty" to "guilty"?
Ve bu anlaşmaya uygun olarak, savunmanızı "suçlu değil" den "suçlu" ya değiştirmeye hazır mısınız?
Look, I'm gonna do a song, and I'm gonna change the lyrics slightly.
Bak, bir şarkı söyleyeceğim ama şarkı sözlerini biraz değiştireceğim.
So I'm just gonna change it a little, and when I point to you you go, "Not making poopie."
Biraz değiştireceğim ve seni gösterince sen de, "kaka yapma" diyeceksin.
We are just waiting for her to change her will and die.
Sadece vasiyetini değiştirip ölmesini bekliyoruz.
$ 61,679,000. And some change.
61,679,000 dolar ve birkaç çek.
And for the record, we wish it was called something else... Too, but... maybe we can be the change.
diliyoruz \ Başka bir şey deniyordu... but... maybe we can be the change.
Where I was recently staying, we used to play chess a lot, and this is the kind of change where you get your pawn to the end of the board and it changes into a queen.
Yakın zaman önce, kaldığım yerde Sıklıkla satranç oynardık, Ve piyonu tahtanın sonuna getirdiğinizde bir kraliçeye dönüşür, Bu da o tür bir değişim.
And that's why the state's gonna change its laws to legalize gambling.
İşte bu yüzden eyalet, kumarı yasallaştırmak için kanunlarını değiştirecek.
I'm about to potentially end a life here and certainly change my own, so forgive me if I'm not overly concerned with the schedule of you or the doctor.
Eğer daha sık arasaydın beni daha iyi tanırdın. Russell, Jesse ile ilgili şakalar yapıyorum ama onu seviyorum ben. Flo ile beraber düşündük de ikiniz artık öpüşün ve barışın.
The faces of those we've killed remains hidden behind our eyes and our memory for eternity, without change.
Öldürdüklerimizin yüzleri gözümün önünden bir an olsun gitmiyor sonsuza kadar da gitmeyecek.
You ain't been comin'home from work, but time enough to change your clothes and run out.
İşten eve ancak giysi değişip geri çıkmak için geliyorsun.
And I'm not talking about chump change.
Ve üç beş sentten bahsetmiyorum.
I deserve a raise and a title change.
Zammı ve unvan değişikliğini hak ediyorum.
I did what I did, and nothing can change that, so why bother?
Yapacağımı yaptım, hiçbir şey de bunu değiştiremez, neden uğraşıyorsun?
We're just gonna do a quick wardrobe change, and we're there.
Hemencecik üstümüzü değiştireceğiz, ve gideceğiz.
OFFICER Nicholas P. Wilde Look inside yourself and recognize that change starts with you.
İçinize bakın ve anlayın ki değişim önce sizinle başlar.
By 1972, it had become clear to Jack that a distinct change had occurred in Elvis and his music.
1972'ye geldiğimizde Jack, Elvis'te ve müziğinde bariz bir değişim olduğuna ikna oldu.
I would not be surprised if he were to change his mind and stay.
Eğer fikrini değiştirip kalmaya karar verirse hiç şaşırmam.
If someone had both halves... And knew how to put them together, that someone could change the world.
eğer birinde iki yarı da olsaydı... ve onları nasıl birleştireceğini bilseydi... o kişi dünyayı değiştirebilirdi
Stare at the palm of your hand and as your eyes change focus, you will begin to notice...
Gözün bozulunca fark edeceksin...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]