English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And i'll be on my way

And i'll be on my way traduction Turc

143 traduction parallèle
- I'll get my things and we'll be on our way.
- Eşyalarımı alayım da hemen gidelim.
Pay me off and I'll be on my way.
Paramı ödeyin ben de yoluma gideyim.
- I'll swim and be on my way.
- Yüzüyorum. Yola koyulmalıyım.
So I'll take those ponies and be on my way.
Şimdi atımı yükleyip, yoluma koyulmalıyım.
In and out and I'll be on my way back.
Girip çıkarım.
Just let me stay the night and I'll be on my way in the morning.I won't trouble you again.
Sadece bu gecelik burada kalmama izin verin yarın sabah kendi yoluma gideceğim. Sana tekrar sorun çıkartmayacağım.
And if I have my way, you'll be on the next chopper back to Washington.
İstediğimi yapabilirsem, Washington'a gidecek ilk heloda sen olursun.
- Just one drink, and I'll be on my way.
- Bir bardak içip, gidecegim.
It's 9 : 30, and I'm on my way, but I'll be at -
Saat 9 : 30 ve şu anda yoldayım, ama- -
And while you guys are dragging your candyasses half-way across the state and back, I'll be waiting for you on the other side relaxing with my thoughts.
Siz ödlekliğiniz yüzünden oflaya puflaya... eyaletin neredeyse yarısını katederken, ben de sizi öteki tarafta bekliyor olacağım. İyice mayışmış bir vaziyette.
If you don't mind, I'm gonna sit right here, catch myself a breeze or two, and then I'll be on my way.
Senin için mahzuru yoksa, azıcık şuraya oturup nefesleneyim. Sonra kalkar giderim.
So just give me a prescription and I'll be on my way.
Şimdi bana reçetemi ver de kendi yoluma gideyim.
Since I seem to be an uninvited guest at your little party, I'll leave you with your beloved son and be on my way.
Şu anda burada, çok sevgili oğlunla yaptığın partide istenmeyen misafir olduğuma göre, yoluma gitsem iyi olur.
I'll get shoes and be on my way.
Ayakkabılarımı alıp gideyim.
I'll get my car fixed, be on my way, and you can go back to doing... whatever it is you do.
Arabamı tamir ettirip gideceğim. Siz de işinize dönersiniz.
I'll just get my baby and we'll be on our way.
Bebeğimi alayım, hemen buradan giderim.
Why don't you just give it to me and I'll be on my way?
Paramı ver de gideyim.
- Okay, squirt... fill up the rest of that smiley bag and I'll be on my way.
- Tamam, çocuk şunun geri kalanını poşete doldur ve ben de yola çıkayım.
Now, I'll just take my stuff and be on my way.
Malımı alıp gideyim.
Alright, I'll tell you what. Give me the sports pages and I'll be on my way.
Bak ne diyeceğim, bana spor sayfasını ver, gideyim.
Hopefully I'll get my job back, and I will be on my way to Africa.
Umarım tekrar işime kavuşup, Afrika yollarına düşeceğim.
Yeah, but I will have a degree, and you'll be servin'my kids fries at a drive through on our way to a skiing trip.
Evet ama benim diplomam olacak. Sense tatile giderken yolda durduğumuz hamburgercide çalışacaksın.
I'll drop you off at the next port and be on my way.
- Sizi sonraki limanda bırakacağım ve yoluma gideceğim.
Okay, I guess I'll just take some sea snails and be on my way.
- Hiç sanmıyorum.
Give me a minute, Dean, and I'll be on my way.
- Sadece bir dakika. Gidiyorum.
Like I could say to the president of the IKennel Club : " Why don't we skip to the chase here, and just give me the cup. I'll be on my way.
Kulüp Başkanı'na yürüyüp " Niçin bu formaliteleri geçip kupayı bana vermiyorsunuz?
Just give me this, and I'll be on my way.
Bana şunu verin, ben de yoluma gideyim.
I won. I'll just take your fruit cup and be on my way.
Kazandım, şimdi senin meyveni alıp yoluma gideceğim.
There's one thing I can't figure, and then I'll be on my way.
Çözemediğin bir şey var. Ondan sonra yoluma gideceğim.
Let me go, and I'll be on my way.
Bırak beni gideyim, seni rahat bırakayım.
La-La-La-La-La-La-La. And now I'll be on my way.
Artık geri dönebilirim.
Consider it done. I'll never think of you guys again... lead a humble, quiet life, and I'll be on my way.
Bunu oldu bilin. sıradan bir hayatım var ve olanları çoktan unuttum.
I just need to speak with him, and I'll be on my way.
Hayır, sadece onunla konuşup hemen gideceğim.
SO IF I COULD JUST USE YOUR BATHROOM ONE MORE TIME, THEN I'LL MAKE MY TOAST AND BE ON MY WAY?
Banyonuzu bir kez daha kullanabilirsem sonra kadeh kaldırır, yoluma giderim.
It seems my masters and I... .. and we'll be on our way as soon as it's repaired.
Efendilerim ve ben ve gemimiz tamir edilir edilmez yola çıkacağız.
I'll just pack my bags and be on my way to track down Poux Célestin and the Corsican's fiancée.
Hemen valizlerimi toplar ve Korsikalı nisanlı Poux Celestin'in peşine düşerim.
All right, Michael, I'm just gonna get your laundry, and I'll be on my way.
Tamam, Michael, Çamaşırlarını alacağım.. ve ondan sonra gidiyorum.
I'm not sure, but I will call as soon as I'm on my way, and that'll be your signal to fire up the grill.
Emin değilim. Ama çıkar çıkmaz seni ararım. Bu da senin mangalı yak işaretin olur.
I'll just take this espresso maker and be on my way.
Berta - Ben şu espresso makinesini alırım.
I'll just take a quick look and i'll be on my way.
Hemen bir göz atar çıkarım.
I'm here to make things right, though, so if you give me a hand we can load this beer into your car and I'll be on my way.
Buraya işleri düzeltmeye geldim. Eğer yardım edersen biraları arabana yükleyip kendi işimize bakabiliriz.
Say thanks, and I'll be on my way.
Teşekkür edin, ben de yola koyulayım artık.
This time tomorrow night I'll be out of here and on my way to the carnival!
Yarın gece bu saatlerde, buradan çıkmış karnavala doğru yola koyulmuş olacağım.
If that briefcase is full of money, just break me off my share... for of all of my troubles, and I'll be on my merry freaking way.
İçinde para varsa, payımı ver çektiklerimin karşılığı olarak ve yoluma gideyim.
And now I'll be on my way.
Ve şimdi tekrar geri dönüyorum.
Well, I'll just collect Jennifer and be on my way.
Jennifer'ı alayım da kaldığımız yerden devam edelim.
Let me get the damages here and I'll be on my way.
Hasarını ödeyeyim de, yoluma devam edeyim.
JUST POINT ME IN THE DIRECTION OF THE BEARDED LADY, AND I'LL BE ON MY WAY.
Sakallı kadının nerede olduğunu gösterin, ben işimi hallederim.
"I'm sorry for your loss, and I think I'll be on my way"?
"Başın sağolsun, sanırım gitmeliyim"
You see, I'm only here because I like this boy and I don't wanna like him so... you know, if you could just write a prescription for that, I'll be on my way.
Bir çocuktan hoşlandığım ve ondan hoşlanmak istemediğim için buradayım yani bilirsiniz, bunun için bir reçete yazabilirsiniz, ben yoluma devam ederim.
And then, Allison, I think I'll be on my way.
Sonra yoluma gideceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]