And it's okay traduction Turc
3,416 traduction parallèle
- I'll try. - It's inappropriate and it's offensive, okay?
- Çok yakışıksız ve çirkin bir davranış.
You know, like, you're lying to these people, and you're promising that everything is gonna be okay, and it's not gonna be okay!
Bu insanlara yalan söylüyorsunuz. Her şey yoluna girecek diyorsunuz. Bir bokun yoluna gireceği yok!
Okay, you know it's true, and I can't let that happen.
Bunun doğru olduğunu biliyorsun ve ben buna izin veremem.
It's okay, I know him and he's not going to hurt us, all right?
- Sorun yok, onu tanıyorum ve bize zarar vermeyecek, anladın mı?
And if it doesn't work out... it's okay.
Ve eğer işe yaramazsa sorun değil.
Although I guess that presupposes I was emotionally okay before any of this. And according to my therapist, I... it's been debatable for a long time.
Gerçi tüm bunlardan önce duygusal olarak iyi olduğumu düşünüyordum ama terapistime göre ben...
Okay, well, tomorrow we are voting on funding for the mini-golf course, and personally, I think it is great for families, it's a great job creator, and it's extremely cute.
Tamam, pekala, yarın mini-golf pistinin ödeneğini oylayacağız, ve şahsen, bence orası aileler için mükemmel, çok istihdam sağlıyor, ve inanılmaz şeker bir yer.
Okay. I can do this. Focus on one moment, one memory, and just try to be there with it.
Tek bir ana, tek bir anıya odaklan ve o anı yaşamaya çalış.
Look, I know why you didn't call, and it's okay.
Bak, neden aramadığını biliyorum ve sorun değil diyorum.
What makes you think it's okay for you to come in here and make these crazy accusations?
Buraya gelip böyle çılgınca suçlamalarda bulunarak ne yaptığını zannediyorsun?
There's only one groupon left, and it's the military obstacle course - at the Major Fitness Boot Camp. - Okay.
Sadece bir kupon kaldı o da Büyük Sporcu Acemi Birliği'nde askeri engelli koşu dersi.
You just... you haven't been acting like a guy who's about to get married, and I know you think it's okay because Robin's so cool, but I'm telling you, she's not as cool as you think she is.
Evlenmek üzere olan biri gibi davranmıyorsun. Robin bu konuda çok rahat olduğu için sorun etmediğini biliyorum ama söyleyeyim bak senin düşündüğün kadar rahat değil o.
I didn't... she didn't ask to be raped, and I didn't rape her because rape I-is a... is a bad thing, but it's okay to joke about things.
Tecavüze uğramak istemedi. Ben de tecavüz etmedim zaten. Çünkü tecavüz kötü bir şey.
You're gonna go out there, and you're gonna pretend that you figured this out all by yourself and you're gonna talk to her and it's gonna be okay because everything you need is right here.
Dışarıya çıkacaksın. Tüm bunları farkına kendin varmışsın gibi davranacaksın ve onunla konuşacaksın. Sonra da hiçbir sorun çıkmayacak çünkü aradığın şey tam burada.
And it's not just a bird, okay?
O sıradan bir kuş değil, tamam mı?
And I'm telling you that it's okay for you to fall because those of us who love you will be there to pick you up again.
Ben de sana söylüyorum ki, düşmüş olman önemli değil. Çünkü bizler, sevenlerin olarak düştüğün zaman elinden tutup kaldırırız.
He was always right there with you, and it's okay to let him take the wheel sometimes.
O her zaman seninleydi ve bazen dümeni ona bırakmak iyi olur.
( Engine starts ) ( Tires screech ) Mom, since there's no party, would it be okay if I went over to Carly's and showed her my license?
Anne olsaydı iyi olurdu ama parti olmadığına Carly'e gidip ehliyetimi gösterebilir miyim?
Okay, look, if the VP did have a window, it'd be a high one and she'd push you out of it.
Eğer başkan yardımcısının programında boşluk olsa seni oradan atardı.
So he's got it set up to go to the district router and then it goes to- - uh, okay, there's the regional.
Şunu şöyle yaparsak... Bunu da böyle yaptık mı...
Uh, okay, I guess if I, if I run into her, then I'll try and bring it up.
Bir daha rastladığımda konusunu açmaya çalışırım.
And that's okay right now. It's just... But if I get that job...
Bu şimdilik önemli değil ama işi alırsam...
Okay, I wouldn't actually post that on mum's net. But it does explain the dizziness and nausea.
Tamam, pek tavsiye etmem ama baş dönmesini ve mide bulantısını açıklıyor.
It's dusty and hot, but I'm okay.
- Evet. Tozlu ve sıcak ama iyiyim.
And don't tell me that it's just taking longer to heal, okay?
Sakın bana iyileşmesi uzun sürüyor, o yüzden falan deme, tamam mı?
48 % said she should not be in Europe, 17 % say it's okay, and 35 % said they were confused by the way the question was posed.
% 48 Avrupa'da olmamalı demiş % 17 sorun değil demiş ve % 35'in sorunun soruluş tarzından ötürü kafası karışmış.
Okay, all my money is in there, and now she's jamming it full of her money.
Bütün param onun içerisinde ve şimdi de kendi parasını dolduruyor.
Well, we already did and it's okay.
Biz aslında çoktan boşandık ve sorun yok.
Okay, we're gonna take one official family photo, and then, one weird random photo for Ryan's neighbor's dog that I'm going to delete the second after I e-mail it to Ryan.
Tamam, bir tane resmi aile fotoğrafı çekileceğiz bir tane de Ryan'a mail olarak attığım saniye sileceğim Ryan'ın komşu köpeğinin durduk yere gözüktüğü bir fotoğraf.
It's okay, Wilfred. I'm willing to forget about you and Jenna.
Jenna'yla yaşadıklarınızı unutmaya hazırım.
You can't wag your tail and make friends if it's a bad guy, okay?
Eğer kötü adam geldiyse, kuyruğunu sallayıp arkadaş olamazsın tamam mı?
♪ and it's not mine ♪ Are you okay?
Sen iyi misin?
I mean, it's gonna involve me talking about firewalls and code. Okay, no.
- Güvenlik duvarları ve kodlardan bahsedeceğim.
I just went up to it, and that's when I saw, you know, I'm like, okay, that's not normal.
Yanına gittim ve işte o zaman gördüm. Bilirsiniz, ben aynı, "Tamam, bu mormal değil." der gibiydim.
If it doesn't work out and you want to slap somebody around, that's okay, too.
Eğer işler iyi gitmezse ve birini tokatlamak istersen ona da varım.
- Okay. And either you don't know or don't care how insulting your favor was to me, but it's either one or the other.
Bana yaptığın iyiliğin ne kadar küçük düşürücü olduğunu ya bilmiyor ya da umursamıyorsun ama ikisinden biri.
Just stay out and come later. It's okay.
Orada bekle biraz.
No, Olivia, you were just trying to help out, and I appreciate it. Okay?
Hayır, Olivia, sen sadece yardım etmeye çalışıyordun ve bunu taktir ediyorum.
Okay, well, someone's gonna have to go out and get this food, so I'll do it.
Pekala, birinin dışarı çıkıp bu yiyecekleri alması gerekiyor. - Ben giderim. - Hayır, hayır, hayır.
Soon as Finn joined the Glee Club, being a loser, an outcast and a misfit, it... it all became okay.
Tabi, Finn Glee kulübüne katılıp ezik azınlık ve dışlanmış olduktan sonra her şey düzeldi.
Whatever you feel and however you want to show it, that's okay. Look, I-I... this... Listen to me.
- Bak, bu...
I know something is going on, and know that it's a lot bigger than these goofy little stickups, okay?
Bir şeylerin döndüğünün farkındayım ve bunların saçma sapan ufak soygunlardan çok daha büyük bir şeyler olduğunu biliyorum, tamam mı?
Look, I'm not gonna lie to you and tell you it's an easy transition, because it's not, okay?
Sana yalan söyleyip bunun kolay bir geçiş olduğunu söylemeyeceğim çünkü öyle değil, tamam mı?
The frame that has my window, and my shades and stuff, it came loose and it fell over and I think everything's okay.
Penceremin çerçeveleri, gölgelerim ve malzemelerim, gevşemiş ve düşmüş. Sanırım her şey yolunda.
- And then it's okay?
- O zaman sorun olmuyor mu?
I mean, you are crazy and hilarious and dramatic and sweet and... and you think you're psychic and yet you're always losing your keys and forgetting where you parked your car, and it's okay.
Demek istediğim çılgın ve eğlenceli ve dramatik ve tatlısın. Ve psişik olduğunu sanıyorsun ama yine de hep anahtarlarını kaybediyorsun ve arabanı nereye park ettiğini unutuyorsun ama sorun değil.
No. He died a couple years ago, but before he went, he shared his work with me, and... the scary thing is, it all makes sense. It's okay.
Hayır.
Okay, Louis, I'm sorry, but is it possible that this has nothing to do with work and what she's actually saying is that she wants to be exclusive with you?
Louis üzgünüm ama bunun işle bir alakası olmayıp aslında sana seninle yakın olmak istediğini söylemiş olabilir mi?
[Chuckles] Take the quiche around while it's hot, and then come back for the prosciutto, okay?
Hâlâ sıcakken kişleri al ve sonra da jambona geri dön.
Hey, do you think it's okay that Ollie eats mac and cheese every day?
Sence Ollie'nin her gün makarna ve peynir yemesi normal mi?
Okay, and I fully admit that it's a tragic statistic, but it's irrelevant to me because I am not a combat veteran.
Trajik bir istatistik olduğunu tamamen kabul ediyorum ama benimle alakası yok bunun çünkü ben bir gazi değilim.
and it's getting worse 25
and it's weird 29
and it's beautiful 32
and it's gone 41
and it's done 39
and it's your fault 41
and it's only 22
and it's all because of you 31
and it's 505
and it's not fair 37
and it's weird 29
and it's beautiful 32
and it's gone 41
and it's done 39
and it's your fault 41
and it's only 22
and it's all because of you 31
and it's 505
and it's not fair 37