And it's your fault traduction Turc
523 traduction parallèle
It does, and it's your own fault for leading him on.
Gerçekten öyle, onu böyle ümitlendirmek senin hatan.
When he gets out, he comes and says it's your fault.
Dışarı çıktığında gelip seni suçluyor.
It ain't your fault, but Look - If a fella steps on a round pebble, and falls down and breaks his neck, it ain't the pebble's fault.
Tabii suç sende değil ama bak, insan yuvarlak bir taşa basarda düşerse suç taşta değildir.
However strange this may sound, it's your old school's fault, and I'd like to make up for it.
Garip gelebilir ama, okulun da bunda büyük suçu var. Bunu halletmek istiyorum.
She'll hang for that you know and it's all your fault.
Onun için asılacak, biliyorsun, ve hepsi de senin hatan.
She's lost her references, and it's all your fault.
Referanslarını kaybetti, hepsi senin suçun.
And it's your fault.
Senin yüzünden.
It's not your fault you're wrapped and twisted, like a tree forced to flower forever, and never bear fruit.
Bu içiçe geçmiş karmaşık durum senin suçun değil, bir ağaç zorla, sonsuza dek, çiçek açıp meyve vermez.
Nothing is going on around here, and it's all your fault!
Hiçbir şey olmuyor ve hepsi senin hatan.
It's you who are exhausted, not your men, and it's my fault.
Bitap düşen sensin, adamların değil. Bu benim hatam.
It's not your fault if you are the son of one of these scoundrels who killed our king and bled France.
Kralımızı öldüren ve Fransa'yı yaralayan haydutlardan birinin oğlu olman senin suçun değil.
And it's all your fault!
Hepsi senin yüzünden!
Antonio Berruti, yeah, and it's your fault.
Antonio Berruti, evet, Senin yüzünden.
Good and proper this time, and it's your fault.
Bu seferki kesin ve bu senin hatan.
I'm sure it was my brother's fault, and I'm sure you had your reasons. But I don't care what they were.
Eminim ki bu kardeşimin suçuydu, ve eminim ki senin de sebeplerin vardı ama umurumda bile değil.
But I think she's lovesick, and it's all your fault
Ama âşık oldu bence ve tüm olanlar senin hatan.
My neck is rather short, and it's not your fault.
Boynum için daha geniş olması lazım, ama bu sizin hatanız değil.
And the disease that changed you, it's not your fault.
Hastalık seni değiştirdi, bu senin hatan değil.
And if there wasn't'more,'as you put it, it's your fault.
Ayrıca fazlası olmadıysa bu tamamen sizin hatanız.
And it's your fault because you don't do anything to discourage them!
Ve bu senin hatan çünkü onları caydıracak bir şeyler yapmıyorsun!
And I'm sure it's partly your fault too.
Ve ben, bunda kısmen senin de hatan olduğuna eminim.
We'll have a misfortune, and it's your fault.
Bir talihsizliğin olacak ve bu senin kaderin.
You fell asleep, and it's not your fault?
Uyuya kaldın ve senin hatan değil öyle mi?
I was thinking it was your fault because you'd been left in charge, or Manuel's for not waking you, and all the time, it was my fault.
Seni görevlendirdiğim için senin... Manuel seni uyandırmadığı için onun... suçlu olduğunu düşünüyordum ama... aslında baştan beri, benim hatammış.
She came apart right in front of my eyes and it's all your fault.
Gözlerimin önünde yığılıverdi. Bütün bunlar senin hatan.
You occupy your time with tips from people who never existed, driving your car into water and then claiming it wasn't your fault, getting shot at by unseen gunmen.
Sen zamanını, asla var olmamış kişilerden bilgi alarak arabanla suya girip sonra senin suçun olmadığını iddia ederek görünmeyen adamların sana ateş ettiğini söyleyerek harcarsın.
- It's your own fault and I don't feel bit sorry for you.
- Hepsi senin suçun ve senin için hiç üzülmüyorum.
If I can't satisfy you as I'd like to and as I could it's your fault.
eğer ben sizi tatmin edemiyorsam yapabileceğim kadar istiyorum sizi tatmin. Bu senin hatan.
- Yes and it's your fault!
- Evet ve senin suçun!
It's just that it's my car and it's your fault.
Yalnızca, benim arabamdı ve senin suçundu.
No, if there's something wrong with it it's your fault... and you will hang for it.
Eğer bir sorunu varsa, sizin suçunuzdur... ve asılarak cezasını çekersiniz.
It's all your fault you came home late and we didn't have any supper.
Eve geç gelmen ve bizim akşam yemeğimizin olmaması senin suçun.
And I don't care if it's your fault or not.
Bunun senin hatan olması ya da olmaması umurumda değil.
It's all your fault, and you have to bear the consequence.
Hepsi senin suçun, Burda kalıp sonuçlarına katlan
We're going to lose him, and it's all your fault.
Onu kaybedeceğiz, bunun sorumlusu da sensin.
And it's all your fault.
Hepsi senin yüzünden.
Kane found her, and it's all your fault.
Kane kızı buldu, ve bu tamamen senin suçun.
Now he's killed someone, and it's all your fault!
Birini öldürdü, ve bu senin yüzünden oldu.
And it's your fault!
Ve bu da senin hatan!
We're going to be late, and it's your fault.
Geç kalacağız ve bu senin hatan.
I am ruined and it's your fault.
Başıma bu derdi açan sensin.
I know I'm not dealing with this very well... but it's not your fault, and...
Çok güzel şeyler yapmadığımın farkındayım fakat bu senin hatan değil ve...
It's not your fault, and it's not your fault.
Ne senin, ne de senin hatan.
AND NOW SHE HATES ME, AND IT'S ALL YOUR FAULT.
ve o şimdi benden nefret ediyor, hepsi senin suçun.
I could fail a test and somehow it was your fault.
Bir sınavdan kalsam senin suçundu.
I work all day and my life stinks... and it's your goddamn fault, you old bastard.
Tüm gün çalışıyorum ve berbat bir hayatım var bunların hepsi senin suçun yaşlı piç.
Bud, it's not your fault, and it's not your decision.
Bud! Bud, senin hatan değil.
But I just want to say, Maggie, on behalf of all of us, that we don't think it's your fault, and we don't believe in any curse.
Ama ben şunu söylemek istiyorum, Maggie, hepimiz adına, bunun senin suçun olmadığını düşünüyoruz ve biz lanete falan inanmıyoruz.
I wasted $ 200 on tickets. Just wasted. And it's all your fault, OK?
Biletler için dolar çöpe attim ve hepsi senin kabahatin tamam mi?
And ifyour life is miserable, it's your own fault!
Hayat berbatsa, senin suçun!
The fog came in, and the plane was late, and it's not your fault, and I didn't mind waiting.
Sis, geldi ve uçak geç kalktı. ve bu senin hatan değil, ve ben beklerken kızmadım.
and it's getting worse 25
and it's weird 29
and it's okay 46
and it's beautiful 32
and it's gone 41
and it's done 39
and it's only 22
and it's all because of you 31
and it's 505
and it's not fair 37
and it's weird 29
and it's okay 46
and it's beautiful 32
and it's gone 41
and it's done 39
and it's only 22
and it's all because of you 31
and it's 505
and it's not fair 37