And she's not traduction Turc
4,679 traduction parallèle
And she's not stupid.
Aptal da değil.
Just got off the phone with Nicki, and she's driving down, and not to give away too many details, but there's gonna be a naughty-nurse costume involved.
Nicki'yle telefondaydık. Buraya gelecek ve fazla detay vermeyeyim ama içinde edepsiz bir hemşire kıyafeti var.
You know, good old-fashioned neighborhood bar, and I think that trying to make her into something that she's not would be a huge mistake.
İyi viskili kokteyli olan semt barı ve düşündüm de onu olamayacağı bir şeye dönüştürmeye çalışmak büyük bir hata olurdu.
With every passing second, Maya's realizing she does not want to have sex with that lava lamp of a body and she'd rather just go home alone and watch "Nurse Jackie."
Her geçen saniye Maya senin armut şekilli vücudunla seks yapmak istemediğini farkediyor. Ve eve tek başına gidip "Hemşire Jackie" yi izlemeyi tercih edebilir.
She has to go poop, and that's a problem,'cause dad's not here.
Kakasını yapmak zorunda. Ama sorun şu ki babam burada değil.
And see if you can find Allison. She's not answering her phone.
Telefonuna cevap vermiyor.
That girl has no idea she's living with a monster and the worst of it is... there's not a damn thing we can do to warn her.
O kız bir canavarla birlikte olduğunun farkında değil, daha da kötüsü onu uyarmak için yapabileceğimiz bir şeyin olmaması.
And she's not a suspect.
Ve üvey anne de şüpheli değil.
She's not answering her phone, and her car is parked outside, so...
Telefonlara cevap vermiyor ve arabası hemen dışarıda park halinde duruyor. Yani...
Hey, she knew her audience. I won. That's great, but this is not the fifth grade, and she's not doing this for you, Zoe.
Bu harika ama artık 5. sınıfta değilsin ve bunu senin için yapmıyor Zoe.
She's not normal... And she never will be.
O normal biri değil asla da olmayacak.
Um, she doesn't want to leave her mom, and it's not like I could just drop this bar and go there, so...
Annesini bırakmak istemiyormuş. Hâliyle ben de barı kapatıp gidemeyeceğim.
Lena here is nothing more to me than a pretty girl behind the bar, and until the debt is paid, she is my girl, not yours.
Lena, benim için sadece güzel bir kız barda çalışıyor, ama borcun ödenene kadar, o kız bana ait, sana değil.
And Ben thinks he set her straight, but she's not gonna stop until she gets what she wants.
Ben kıza doğrudan söylediğini sanıyor ama Angela istediğini alana kadar bir yere gitmeyecek.
Still, there's the risk that they could see detective Beckett and realize that she's not Elena.
Hala ortada Dedektif Beckett'i gördüklerinde onun Elena olmadığını anlamaları gibi bir risk var.
And she's not feeding you in exchange for that protection.
Ve o bu koruma karsiliginda seni beslemiyor.
If Adalind has her powers back, she's not gonna be doing that kid any good, so as far as I'm concerned, the sooner we get her and her destiny to the Resistance, the better.
Eğer Adalind güçlerini geri kazandıysa hiçbir şekilde iyilik falan yapmayacaktır. Beni ilgilendiren tek şey onu ve alın yazısını Direnişçilere ne kadar çabuk teslim edersek o kadar iyi.
But she's not always gonna win, and that's life.
Çünkü her zaman kazanamayacak hayat böyledir.
She's not there, and she's not at the hospital with Kev and V.
- Hastanede Kev ile V'nin yanında da değil.
I thought college was gonna be non-stop but six months and not even a so if she's out there, damn it, we're gonna find her.
Üniversiteye gelince aralıksız yaparım diyordum ama altı aydır bir kere bile yapmadım. Eğer böyle bir kız varsa onu bulmak zorundayız.
It's hard to understand why she accepted Larry's proposal and not yours.
Niye Larry'nin teklifini kabul edip, seninkini reddetti anlamıyorum.
Well, it was one thing when she was living there with Pi, but now that she's alone, why not dump the dump and come home?
Pi ile yaşamaya başladığında bu tek seferlik bir şeydi. Ama şimdi tek başına yaşıyor. Neden o çöplüğü terkedip eve dönmüyor ki?
Since our baby's not born, she's stuck, and we have what we need...
Bebegimiz dogana kadar yapabilecegi hiçbir sey yok. Yani tek ihtiyacimiz olan sey zaman.
Ugh! God, she's always just leaving and not telling me.
Tanrım, o sürekli bana haber vermeden ayrılıyor.
Well, this is my grandma's room And she's not here
Aslında burası büyükannemin odası ama şu anda kendisi burada değil.
He's got one of our flyers, and he thinks she's there, but not for long,'cause she's checking out.
Aradığımız kadının orada olduğunu düşünüyor ama çıkış yapıyormuş.
And by the way, she's not really dead.
Bu arada, o da gerçekten ölü değil.
But no one told me she was in a horrible car accident over the weekend and what I was signing was not a retirement card but was actually a "get well" card.
Ama kimse bana kadının hafta sonu korkunç bir trafik kazası geçirdiğini ve imzaladığımın emeklilik kartı olmadığını söylemedi. Geçmiş olsun kartıymış.
Well, I'm not ready, and she's got her swimming thing on tonight.
Ben hazır değilim ve yüzme şenliği var bu akşam.
And when she's done screaming at you, also known as me, I'll swoop in and be not me.
Ve sana bağırmayı kesince yani nam-ı diğer bana, oraya kendim olmayarak giderim.
She's the evil of this house, personified, and she's not letting us out alive.
O bu evin kötüleşmiş bir kişiliği. Ve bizi canlı çıkartmayacaktır.
She's been sober for six months, and... let me tell you, that is not an easy thing to do.
6 aydır temiz ve şunu söyleyeyim bunu yapmak gerçekten hiç kolay değil.
Well, she did, but she also told me to be thoughtful and charming and to not talk about my divorce, so there's that.
Aslında yolladı ama ayrıca düşünceli, hoş olmamı ve boşanmam hakkında konuşmamamı tembihledi.
Is she ok? She's a mess. And as long as Luke keeps playing witch doctor, she's not going to get any better.
Luke cadı doktoru oynamaya devam ettiği sürece de daha iyi olmayacak.
And she's not a Vicodin addict?
- Kız Vicodin bağımlısı mı?
And she's not letting us out alive.
Ve bizim evden canlı çıkmamıza izin vermeyecek.
Do you not see how she gets those weird, googly eyes whenever you come over and grins like an idiot?
Buraya geldiğinde tuhaf davrandığını, sana baktığını,... anlamsızca sırıttığını nasıl görmezsin?
But for whatever reason, she still really likes you, and you really hurt her, and that's not cool.
Ama sebebi her ne olursa olsun senden hala hoşlanıyor ama sen onun gerçekten üzdün ve gerçekten bu hiç hoş değil.
She was hopeful, but she thought the magical solution was the new chemical protocol, and, apparently, it was not.
Umutluydu, sihirli çözümün uyguladığı kimyasal işlemlerden kaynaklandığını sanıyordu ama belli ki yanılmış.
She gets me. And there's still every chance that it might not work out.
Yine de işler yolunda gitmeyebilir.
We're a long way from home and she's not built for speed.
Evden uzaktayız ve o hız amaçlı yapılmamış.
We're still a long way from home, and she's not built for speed.
Biz hala evden oldukça uzaktayız, ve o hızlı değil.
Schmidt, you've known this girl for a couple weeks, okay? I've known her for 20 years, and, I am telling you, she's not to be trusted.
Schmidt, sen bu kızı birkaç haftadır tanıyorsun ama ben 20 yıldır tanıyorum ve o kıza güvenilmeyeceğini söylüyorum sana.
I'll tell no one she's here for now... she needs rest and gentle treatment, not a dozen questioners.
Kimseye burada olduğunu söylemem. Şimdi dinlenmesi lazım. Ve iyi bir tedaviye ihtiyacı var.
The pastor says she's resting and best not be disturbed.
Papaz kızın dinlendiğini ve rahatsız edilmemesi gerektiğini söyledi.
She's light on ability, but she is not squeamish around blood, and she really wants to be a part of this for Lance.
Yeteneği var, ama kan görünce midesi bulanıyor ve Lance için, bunun gerçekten bir parçası olmak istiyor.
She's targeting our family and not our fortune.
Servetimizin değil, ailemizin peşinde.
Look, I'm not saying Jordan's not good, but, between you and me, you really think she's center-forward material?
Jordan kötü demiyorum ama aramızda kalsın gerçekten onun ileride oynamasını mı düşünüyorsun?
- And she's not here.
- Burada değil mi?
She's running around after those girls all day, And I'm not there to help out.
Bütün gün kızların peşinde koşturuyor ve ben ona yardım etmek için yanında değilim.
She's now disappeared, I know not where, in those streets, and you expect me to find a feather for your cap?
Şimdi ise ortada yok ve dışarıda kim bilir nerede. Benden seni övmemi mi bekliyorsun?
and she's beautiful 17
and she's right 30
and she's dead 32
and she's 109
and she's like 63
and she's gone 29
she's not here 659
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
and she's right 30
and she's dead 32
and she's 109
and she's like 63
and she's gone 29
she's not here 659
she's not worth it 28
she's not there 101
she's not my type 42
she's not 836
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not picking up 30
she's not crazy 29
she's not feeling well 28
she's not the only one 38
she's not bad 35
she's not my wife 34
she's not dead 149
she's not wrong 44
she's not my girlfriend 129
she's not picking up 30
she's not crazy 29
she's not feeling well 28
she's not the only one 38
she's not bad 35