English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / Answer it

Answer it traduction Turc

5,386 traduction parallèle
- Let me answer it.
- Dur ben açayım.
Tell him to answer it.
Cevaplamasını söyle.
I know how to answer it.
Nasıl yanıtlayacağımı biliyorum.
- Let me answer it for you.
Bırak ben cevap vereyim.
Answer it.
Cevap ver.
It's like a question I haven't studied for and I am trying to answer it.
[Eylül iç ses] Bilmediğim bi yerden bi soru gelmiş, cevaplamaya çalışıyorum.
- Answer it will you.
- Açsana.
Answer it.
Cevapla.
don't answer it, Deb.
Kapıya bakma Deb.
Just don't answer it.
Bakma.
Answer it.
Aç.
- Answer it!
- Cevap ver!
- I know, answer it.
- biliyorum cevap ver şuna.
Then answer it.
O zaman açsana çalıp çalıp durmasın.
The answer is as astonishing as it is simple.
Cevabı basit olduğu kadar şaşırtıcı.
I don't need an answer just now, but should you decide you want to pursue it,
Şu an bir cevaba ihtiyacım yok. Ama bunu kovalamak istersen Daniel'i ben yumuşatırım.
But the real answer to your question is that when it feels scary to jump, Ian, that is exactly when you jump.
Ama soruna gerçek cevap şu ki, zıplamaktan en fazla korkulan an Ian, tam olarak zıplanan andır.
Sometimes it is better to answer injustice with mercy.
Bazen adaletsizliğe, merhametle karşılık vermek daha iyidir.
She's been lonely ever since, so it's hoped that Hope may provide the answer.
Ondan beri yalnızdı. Umut'un bir çözüm olması umut ediliyor.
The answer is a transforming power that sounds like something straight out of a fairy tale or myth, but it's no such thing.
Sorunun cevabı, kulağa bir masaldan veya destandan fırlamış gibi gelen bir şey ama aslında alakası yok.
I write in hope that one day you will answer me and that everything can again be like it was...
Bir gün bana cevap yazacağın ve her şeyin eskisi gibi olacağı umuduyla yazıyorum.
Don't answer it.
Cevaplama.
If you fight to find the answer from the truth, it wouldn't be wrong.
Savaşarak gerçeğin içinden cevabı bulman yanlış değil.
I don't know if you can answer this, or even understand it, but what is the difference?
Bunu yanıtlayabilir misin ya da hattâ,... anlayabilir misin bilmiyorum ama,... ne fark var?
Is it justice to answer one crime with another?
Bir suça suçla karşılık vermek adalet midir?
I suspected you wouldn't answer the call were it from me.
Eğer benim aradığımı görürsen telefonu açmazsın diye düşündüm.
Good answer. I mean it.
- Güzel cevap.
When the Queen is attacked and almost killed, someone must answer for it.
Kraliçe saldırıya uğrayıp ölümün eşiğine gelince biri hesabını vermeli.
Newton's answer to why the solar system is the way it is opened the way to an infinite number of questions.
Newton'un Güneş Sistemi'nin nasıl olup da bugün bildiğimiz şekilde varolmasına ilişkin verdiği cevap, sonsuz sayıda yeni soruya sebep oldu.
- It's Ezra. - Don't answer.
- Cevap verme.
Answer it.
- Aç.
When the answer is at the edge of your cortex, but you can't seem to grasp it.
Cevap gözünün önünde ama onu göremiyorsun.
The answer... When it's ajar!
Cevap kapı aralık oluncaydı!
Long answer is, it's a little more complicated.
Uzun verirsek eğer orası biraz karışık işte.
Before you answer, remember you the excuse last time... It was... "car trouble.".
Cevap vermeden önce hatırlatayım, bir önceki bahanen arabanın bozulmasıydı.
I should answer it.
Benim açmam gerek.
Yeah, I asked him where it was, but before he could answer me, he passed out in the backseat.
Sonra, ona nerede olduğunu sordum, ama daha bana cevap vermeden, o arka koltukta sızdı.
It's my right to know this shit, and you're gonna sit there, and you're gonna answer my ridiculous questions.
Bunu bilmeye hakkım var. Orada oturacaksın ve sorduğum saçma soruları cevaplayacaksın.
And I'm not saying having an affair is the answer, because it's not.
İlişki yaşamak bir cevaptır demiyorum, çünkü değil.
I just can't, but I can ask Mr. Cole, and I know he'll give me a real answer... that if two adults mutually agree that they wanna do anal, they can do it, provided they use sufficient lubrication and condoms.
Öylece soramam, ama Bay Cole'a sorabilirim. Çünkü onun doğru cevabı vereceğini biliyorum. İki yetişkin hemfikir olup anal seks yapmak isterse yeterli kayganlaştırıcı ve kondom bulmak şartıyla bunu yapabilirler.
Which answer is it you want to hear, Will?
Duymak istediğin cevap ne Will?
I need to know if it's safe for me to answer.
Cevaplamam güvenli mi, değil mi bilmeliyim.
You think cutting all this out of your life is the answer, but you're just biding time until it all comes crashing back.
Tüm bunları hayatından kesip atmanın cevap olduğunu düşünüyorsun ama sen sadece her şey üstüne üstüne gelene kadar zaman kazanıyorsun.
I need to know if it's safe for me to answer.
Cevap vermek güvenli mi bilmem gerekiyor.
Use it. Press him for an answer.
Yanıt için ona baskı yap.
You bring it back with so much as a scratch, you're gonna have to answer to him... you hear me?
O arabayı bir çizik bile olmadan getireceksiniz. Yoksa cevabını siz vermek zorunda kalırsınız.
All right. It's time for me to answer your anonymous questions about sex.
Pekâlâ, seks hakkındaki kimin yazdığını bilmediğimiz sorularınızı cevaplama vakti.
Answer the phone when it rings, which won't be that often, but when it does, you say "Acme Limited" in your friendliest voice and proceed to sell the lucky caller some paper.
Telefona çalınca cevap ver. Pek sık olmamakla birlikte çaldığı zaman en arkadaş canlısı sesinle "Acme Şirketi" diyorsun ve arayan şanslı kişiye kağıt satmaya çalışıyorsun. - Kağıt mı?
Their inability to answer along with the organization's silence on the topic of animal agriculture made it seem something more was going on.
Onların yetersizlik cevaplamak için Kuruluşun sessizliği ile birlikte Hayvan tarım konulu Görünüyor yaptı Daha fazla bir şey oluyordu.
I'll answer one question at a time, one room at a time, and only after we've cleared it.
Her odada bir soruna cevap vereceğim. Ama temizledikten sonra.
Did it answer?
Cevap verdi mi peki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]