Are you going to shoot me traduction Turc
95 traduction parallèle
Are you going to shoot me?
Beni vuracak mısın?
- Are you going to shoot me?
- Beni öldürecek misin?
Why? Are you going to shoot me with your finger, Brackett?
Neden, beni parmağınla mı vuracaksın Brackett?
Are you going to shoot me?
Vuracak mısın?
Are you going to shoot me... ... or arrest me?
Beni vuracak mısın tutuklayacak mısın?
Are you going to shoot me again?
Yine mi vuracaksın beni?
So... are you going to shoot me then?
Tamam. Beni hala vuracak mısın?
Are you going to shoot me, Alex?
Beni vuracak mısın, Alex?
Are you going to shoot me?
Vuracak mısın beni?
So what, are you going to shoot me?
Ne yani. Beni vuracak mısın?
Are you going to shoot me in the back while I'm driving?
Arabayı kullanırken beni arkamdan vurmyacaksın değil mi?
Are you going to shoot me?
- Beni vuracak mısın?
- Are you going to shoot me?
- Testi neden yaptırmadın?
Are you going to shoot me, Pacman?
Tetiği çekecek misin, Pacman?
Are you going to shoot me with a water gun now, too?
Şimdi de bana su tabancası ile ateş mi edeceksin?
And what if I don't? Are you going to shoot me?
- Kalmazsam vuracak mısın beni?
Are you going to shoot me?
Beni vuracak mısınız?
Are you going to shoot me now, too?
Şimdi de beni mi vuracak mısın? Bırak onu!
Are you going to shoot me?
Beni öldürecek misin?
Are you going to shoot me in the back of my head?
Beni başımın arkasından mı vuracaksın?
Are you going to shoot me?
Beni mi vuracaksın?
Are you going to shoot me, officer?
Beni vuracak mısın, memur bey?
What, are you going to shoot me out here in broad daylight?
Gündüz vakti beni vuracak mısın?
Are you going to shoot at me, too?
Beni de mi vuracaksın!
- If you are going to shoot me, you're going to sentence me first.
Eğer beni kurşuna dizecekseniz ilk önce beni yargılamalısınız....
I say, "What are you going to do with the gun?" Shoot me and dump me in the river?
Ona "Silahla ne yapacaksın?" diye sordum.
What are you going to do now, shoot me?
Şimdi ne yapacaksın, beni mi vuracaksın?
And now, you are going to shoot me?
Şimdi beni vuracak mısın?
You're not going to shoot me, are you?
Beni vuracak mısınız?
What are you going to do now, shoot me?
Şimdi ne yapacaksın, beni vuracak mısın?
What are you going to do, shoot me?
Ne yapacaksın, beni vuracak mısın?
What are you going to do- - shoot me?
Ne yapacaksın.... vuracak mısın?
What are you going to do, shoot me, Frank?
Ne yapacaksın, beni vuracak mısın Frank?
Are you really going to shoot me again Vash?
Gerçekten vurabilecek misin Vash?
Are you really going to shoot me again Vash?
Yine mi vuracaksın gerçekten Vash?
- What are you going to do, shoot me?
- Ne yapacaksın, beni vuracak mısın?
You're not going to shoot me, are you?
Beni vurmayacaksın değil mi?
What are you going to do, shoot me if I don't operate?
Benim oğlum yaşayacak. Ne yapacaksın yani? Ameliyat yapmazsam beni vuracak mısın?
- What are you going to do, shoot me?
- Beni vuracak mısın?
You're... you're not going to shoot me, are you?
Beni vurmayacaksın, değil mi?
What are you going to do, shoot me?
Ne yapacaksın? Beni vuracak mısın?
Shoot me? Are you two going to tango, or do you want to make some money here?
Tango mu yapacaksınız yoksa para kazanmak mı istiyorsunuz?
What are you going to do, shoot me?
Ne yapacaksınız, vuracak mısınız beni?
You're not going to shoot me, are you?
Beni vurmayacaksın, değil mi?
How are you going to take me anywhere when I know you can't shoot me?
Bana ateş edemeyeceğinizi bilirken beni herhangi bir yere nasıl götüreceksiniz?
- ben, you are going to make me shoot!
- Ateş ettireceksin bana.
Then shoot me, and you'll be all alone in the middle of a dark forest with no idea who you are, where you're going, or what you're going to do next.
O zaman beni vur, ve kim olduğunu, nerden geldiğini, nereye gideceğini, bir sonraki adımının ne olacağını bilmeden karanlık bir ormanın orta yerinde tek başına kal.
What are you going to do, shoot me?
Ne yapacaksın, vuracak mısın?
Are not you going to shoot me why?
Beni vuracak mısın?
You are going to shoot to me?
Yoksa beni vurur musun?
In going to shoot me, are you?
Beni vurmayacaksın, değil mi?