Around midnight traduction Turc
364 traduction parallèle
He saw the light in Mr. Colpeper's office around midnight, but not before.
Bay Colpeper'ın odasından gelen ışığı daha öncesinde değil de gece yarısı gördüğünü.
She got to my hideout around midnight.
Saklandığım yere gece yarısı gibi geldi.
Around midnight? Sure.
Geceyarısı civarı?
It was around midnight.
Gece yarısıydı.
The coroner fixed the time of death around midnight.
Memur ölüm zamanını gece yarısına yakın olarak belirlemiş.
Around midnight.
Geceyarısı gibi.
Well, in my opinion, the best time would be around midnight.
Bence en uygun zaman gece yarısı.
Why does this always happen around midnight?
Bu neden hep gece yarısı oluyor?
- Around midnight.
- Gece yarısı gibi.
How romantic, around midnight... the sky full of stars.
Ne kadar romantik. Yıldızlarla dolu bir gökyüzü.
- We'll be in there around midnight.
- Gece yarısı orada oluruz.
We got there around midnight.
Oraya geceyarısı sularında vardık.
Around midnight, the big rush of the holiday makers has started.
Gece yarısı gibi, tatilciler akın etmeye başlayacaklar.
Wait for me in the street around midnight.
Geceyarısına doğru beni sokağımda bekle.
But despite that if you were to, the best time would be around midnight.
Ama yine de... yapmaya niyetin varsa, en iyi vakit geceyarısı civarı olacaktır.
Around midnight?
Geceyarısı civarı?
We'd just put down the nets, so around midnight
Biz ağları atıyorduk, yani geceyarısı gibi.
Yes, around midnight
Evet, gece yarısı gibi!
They said it'd be around midnight.
Geceyarısı demişlerdi.
I come to work at 10 : 00, so that would have to make it around midnight,
Çalışmaya saat 10 : 00'da geldim, bu durumda yaklaşık gece yarısına denk gelmeli.
You take the first watch, and I'll spell you around midnight.
Sen ilk nöbeti üstleniyorsun, ben gece yarısına doğru devralacağım.
Pick me up around midnight.
Geceyarısı gibi beni al.
Around midnight, after curfew, I'd hear him come down the stairs.
Gece yarısında, sokağa çıkma yasağından sonra, Merdivenlerden aşağı indiğini duyardım.
I feel like the sun around midnight.
Kendimi geceyi aydınlatan güneş gibi hissediyorum.
I'll be back around midnight.
Gece yarısı gibi dönerim.
Because people say the Plum Blossom Bandit, always shows up around midnight.
Çünkü derler ki erik çiçeği eşkiyası daima gece yarısı ortaya çıkar
Around midnight, I think.
Gece yarısına doğru... sanırım.
Maybe we could, say, meet... around midnight?
Belki biz, gece yarisi... bulusabiliriz?
I should be home around midnight.
Geceyarısı evde olurum.
They'd have to leave Paris around midnight.
Paris'ten yaklaşık gece yarısı ayrılmış olmalılar.
Around midnight, there appeared a man from the political section : Oberscharfuhrer Hustek.
Gece yarısına doğru, siyasi bölümden bir adam göründü :
BE BY AROUND MIDNIGHT.
En geç 12'de orada ol.
We do have to leave now, but we'll be back around midnight.
Şimdi gidiyoruz ama gece yarısı gibi geri geleceğiz.
Then he brought her home and killed her sometime around midnight.
Kadını eve getirmiş ve gece yarısı civarında da öldürmüş.
Could you tell me where you were around midnight, December 18th?
18 aralık gecesi nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Around midnight.
- Gece yarısı.
Around midnight?
Gece yarısı civarı nasıl?
Around midnight in the "Opium", okay?
Oraya nasıl gireceğim?
Here, around midnight, would you?
Burada, gece yarısına doğru, acaba...
It must have been around midnight I got the call.
Çağrıyı aldığımda gece yarısı olmalıydı.
She don't usually come around till about midnight.
Genelde gece yarısına doğru gelir.
After midnight the electricity goes off around here.
Gece yarısından sonra buranın elektrikleri gider.
We can't all stick around till midnight.
Akşama kadar burada mı kalacağız yahu?
I was dragged around by the scruff of my neck on midnight trains and in freezing weather and I would
Ben gece yarıları buz gibi havada metroyla eve dönerken oradan oraya itilip kakılırdım.
I'm sick and tired of running Miss Priss all around... buying her grilled lobster and dropping her off at midnight sharp.
Prensesi sağda solda gezdirip ıstakoz ızgara ısmarlayıp, gece yarısı bırakmaktan bıktım artık.
Oh. When the clock strikes midnight all the evils of the world circle around us.
Saat gece yarısını vurduğunda dünyanın bütün kötülükleri etrafımızda toplanır.
Maybe I'll, you know, stop around your place about midnight.
bilirsin belkide bütün gece senin etrafında dururum.
They have guys who straighten that out, guys with purple fingers come around at midnight.
Sallamıyorlar. O işe bakan elemanları var. Mor parmaklı adamlar gece yarısı ortaya çıkıyor.
At midnight, when there wasn't a living soul around, the man left the house and he went to the tomb of the lady wearing jewels.
Gece yarısı, etrafta hiçbir yaşayan ruh kalmadığında adam evden ayrıldı ve mücevher takan hanımın mezarına gitti.
What the hell is a plainclothes cop doing wandering around in here after midnight?
Bu polis gecenin bi yarısında burda ne arıyordu ki?
♪ Midnight, darkness all around ♪
# Gece karanlığı her yerde #
midnight 238
around 956
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around here 182
around money 20
around 956
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around here 182
around money 20