Ashes traduction Turc
2,800 traduction parallèle
What die down are ashes.
Ne öldü de kül olmadı.
And one who can make those ashes blowup is called Bilal.
Ve bunu kim yapabilir küller patlar Bilal çağrılır.
If you've got the time - you could empty the ashes from the fireplace.
Vakit bulduğunda şöminenin küllerini boşaltıver.
♪ Through the ashes of our ruins ♪ For the days when we smiled
â ™ ª Ararken buluyorum â ™ ª GüIdüğümüz günleri / i
♪ I find myself searching ♪ Through the ashes of our ruins
â ª Bazen kendimi â ª Kalıntılarımızın külleri arasında
From fire to ashes, and ashes to dust.
Ateşten küle ve külden toza.
Ashes to ashes...
Küller küllere.
I scattered her ashes in here.
Küllerini buraya attım.
They're just going to cremate him and sprinkle his ashes in the sea.
Onu sadece yakarlar ve küllerini denize savururlar.
Ashes to ashes, bitch!
Küller küllere, kaltak!
It showed me that we can have a gun... capable of reducing the walls Vienna... to ashes.
Topçu komutanımız... benimde gördüğüm toplarla... Viyana duvarlarının dönüşümü mümkün... moloz yığınına.
Wandering after far off music, through a desert of ashes
Müzikten sapa bir küller çölünde dolanır dururum.
And from those ashes all this was built, and this place became a city, and this city...
Bunların hepsi o küllerden doğdu. Ve burası bir kente dönüştü. Ve bu kent-
Here lie the ashes of countless treasures.
Sayısız hazine burada yatıyor.
Ashes to dust.
Topraktan geldik toprağa gideceğiz.
Touch the dirt and ashes from the boat.
Tekneden aldığımız kül ve toprağa dokun.
Yep, I brought the ashes of my third grade teacher, Mrs. Nicholson, and spread them across the lake, per her last request.
Evet, üçüncü sınıf öğretmenim Bayan Nicholson'ın küllerini getirip göle saçtım.
He's probably everywhere after Don scattered his ashes.
Don küllerini savurduğundan beri herhangi bir yerde olabilir.
Scattering my dad's ashes.
Babamın küllerini dağıtıyorum.
Need to scatter my dad's ashes.
Babamın küllerini dağıtmalıyım.
Your dad is going to scatter Gramp's ashes in the river where they used to fish.
Baban büyükbabanın küllerini birlikte balık tuttukları nehire saçacak.
- We've got to scatter Dad's ashes.
- Babamın küllerini dağıtmalıyız.
And after your death, I can arrange to have your ashes shot into the sun.
Ve sen öldükten sonra küllerinin güneşe gelmesini ayarlayabilirim.
There's ashes falling in the tub.
Küvete düşen küller var.
Ice's ashes... have been sent back.
Ice'ın külleri geri gönderildi.
In memory of these victims, symbolic funeral urns containing their ashes were placed yesterday in the new Holocaust Memorial center.
Bu kurbanlar anısına, dün sembolik cenaze kutularına onların külleri yerleştirildi Soykırım Anma Merkezinde.
I went ahead and paid for your mom's ashes.
Gittim ve annenin küllerini aldım.
Ashes to ashes and all that.
Küller küllere falan filan.
A day will come when you think you're safe and happy, and your joy will turn to ashes in your mouth.
Güvende ve mutlu olduğunu sandığın gün gelecek ve mutluluğun, ağzındaki küle dönecek.
"Ashes to ashes."
"Küller küllere."
From the ashes of discontent and enslavement, true freedom shall rise.
Hoşnutsuzluk ve köleleştirme küllerinden, gerçek özgürlük doğacak.
I'm taking his ashes back to Greece!
Ben onun küllerini Yunanistan'a geri götürüyorum.
With Vasili's ashes?
Vasili'nin külleriyle birlikte mi?
I'm in Athens, I'm gonna go to Papigo to scatter dad's ashes
Şu anda Atina'dayım, babamın küllerini serpmek için Papigo'ya gideceğim.
Yes, it`s Miss Lulu Kitty`s ashes. She needed to be here if she`s gonna help create life. Oh, okay.
Evet bayan Lulu Kitty`nin külleri Hayat yaratmaya çalışırken burda olmalı
The ashes fall into piles like snow.
Küller, kar gibi kümelenir.
There are two piles of white ashes in this house.
Burada iki küme var.
Ashes to ashes, dust to dust.
Küller küllere, toprak toprağa.
She wanted me to meet his ashes.
Benden külleriyle tanışmamı istiyor.
Long-buried or even burned, they're destined to be reborn, like a phoenix rising from the ashes.
Gömülü hatta yanmış olsun yeniden doğmaya mahkumdur. Küllerinden doğan bir anka gibi.
But if you stay, Boston will be nothing more than a resting place for your ashes.
Fakat kalırsanız, Boston küllerinizin dinlenme yerinden başka bir şey olmayacak.
... prematurely or unnecessarily... risk the cost of worldwide nuclear war... in which even the fruits of victory would be ashes in our mouth.
Erken ya da gereksiz bir eylem dünya çapında bir Nükleer savaş riskini ortaya çıkarır. Kazansak bile savaşın ganimeti ağımızdaki küller olacaktır.
With many Romans among the ashes!
Küllerinin beraberinde de pek çok Romalıyı.
And in resulting flames, my child and I to rise from the ashes of ill-fated past.
Ve sonucunda çıkan alevler ile çocuğumla beraber talihsiz geçmişimizin küllerinden yükseleceğiz.
With many romans among the ashes!
Küllerinin beraberinde de pek çok Romalıyı.
A phoenix risen from its ashes.
Küllerinden doğan bir anka.
You've got mom's ashes in the kitchen.
Annemin külleri duruyor hala mutfakta.
Scatter her ashes.
Küllerini dağıt.
From the sound of things, your colonys just been reduced to a pile of ashes.
sizin takım kül olmuş durumda.
Ashes to beauty.
Küllerden güzelliklere.
[Angela sobbing ] [ sizzling ] [ shrieking] PAULIE : Neal, the ashes!
Neal, küller!