Ashleigh traduction Turc
88 traduction parallèle
The cover girl, Ashleigh James... she's your girl in the shopping cart.
- Kapak kızı. Ashleigh James. Alışveriş arabasındaki kız.
Ashleigh James'apartment.
Ashleigh James'in dairesi.
How did Ashleigh James get from her loft to this underpass?
Ashleigh James, dairesinden bu köprü altına nasıl geldi?
Grissom... Is that Ashleigh James?
Grissom, bu Ashleigh James mi?
Well, aside from the leather day runner and which appear to be from Ashleigh James'world... you got mostly collectibles.
Ashleigh James'e ait gibi görünen deri ajanda ve Kate Swan çantası haricinde her şey toplanmış gibi görünüyor.
I have a feeling whoever owned this cart... was an Ashleigh James fan.
İçimden bir ses bu arabanın sahibinin Ashleigh James hayranı olduğunu söylüyor.
That's Ashleigh James.
Bu Ashleigh James.
You're here about Ashleigh, right? Yeah.
- Ashleigh için mi geldiniz?
She shut me out.
Ashleigh benden uzaklaştı.
The same knife you used to cut up Ashleigh's face?
Ashleigh'nin yüzünü kestiğin bıçakla mı?
Ashleigh was the only one who still gave a damn.
Onu önemseyen tek kişi Ashleigh'ydi.
Once Ashleigh started modeling, everything became this big conspiracy.
Ashleigh modelliğe başlayınca her şeyi komplo sandı.
Cassie threw her life away, and her sister Ashleigh recycled it.
Cassie hayatını mahvetti, kardeşi Ashleigh de kurtardı.
You know, this Day Runner belonged to Ashleigh.
Hayatta olmaz. Bu ajanda Ashleigh'nindi.
Compliments of P. D : Ashleigh James's employment contracts for the last year.
Polis, Ashleigh James'in geçen yılki kontratlarını buldu.
Ashleigh James? That poor girl.
- Ashleigh James mi?
But... what if Cassie wasn't the one who inflicted Ashleigh's facial wounds?
Ama ya Ashleigh'nin yüzündeki yaraları Cassie yapmadıysa?
You mean Ashleigh's fingernail scrapings?
Ashleigh'nin tırnaklarından aldıklarını mı?
Ashleigh?
- Ashleigh'e mi?
Well, that makes sense why the blood and skin under Ashleigh James's fingernails is a perfect match to Ashleigh
O zaman Ashleigh James'in tırnaklarından çıkan kanın niye Ashleigh James'e ait olduğu anlaşıldı.
I mean, Ashleigh was convinced that everything about her needed to be fixed.
Ashleigh her şeyinin düzeltilmesi gerektiğine inanıyordu.
Yeah, he destroyed Frank's vision of her.
Evet, Ashleigh'nin güzelliğini mahvetmişti.
But wait. That still doesn't answer how Ashleigh ended up in a shopping cart by the freeway.
Ama bu yine de Ashleigh'nin alışveriş arabasında köprü altına nasıl gittiğini açıklamıyor.
- OK. Maybe there's this girl named Ashleigh that I met at a party.
Pekala, orada ismi Ashley olan bir kız olabilir.
Now, what can you tell me about Ashleigh just from her appearance?
Pekala Ashleigh'e bakarak onun hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Hey, you know, not that i'm not enjoying your company, ashleigh, but when are you done?
Ashleigh ile birlikte vakit geçirmekten zevk almadığım için değil ama, işin ne zaman bitiyor?
It's Shakespeare.
Bu Shakespeare Ashleigh.
This was supposed to be a date, and so you recruited Ashleigh to bust in so you wouldn't have to talk to me.
Bunun bir buluşma olması gerekiyordu ama sen Ashleigh'yi çağırdın böylece benimle konuşmak zorunda kalmadın.
I just wanted to apologize for the whole Ashleigh thing.
Dinle, Tüm Ashleigh olayı için özür dilerim.
You really think we can duck Ashleigh all night long?
Gerçekten bütün gece Ashleigh'i çekebileceğimize inanıyor musun?
Ashleigh, could you ask the ghost what she wants so we can move on?
Ashleigh, hayalete ne istediğini sorar mısın? Verelim de işimize bakalım.
Right, Ashleigh?
Öyle değil mi, Ashleigh?
Yep, and Ashleigh was so excited to talk to me that I completely forgot about mixing up the phone numbers.
Evet, ve Ashleigh benimle konuşmaktan dolayı o kadar heyecanlıydı ki telefon numaralarını karıştırdığımı tamamen unutmuştum.
Ashleigh neglected to mention the fact that Kristen is now pre-law at Yale.
Ashleigh Kristen'in şu anda Yale'de avukatlık okuduğunu atladı.
- Un-uh, you just hate how Ashleigh turns into a fake, subservient shell of herself when she's around Travis.
Sen Ashleigh'nin, Travis'le birlikteyken kendisini köle haline sokmasından nefret ediyorsun.
- Not unless this is the real Ashleigh, and Travis is just bringing out the person she was always meant to be.
- Ashleigh'nin içinde bir yerde bu kişilik olmasa Travis onu ortaya çıkartamaz.
Ashleigh...
Ashleigh...
Ashleigh, even with such obvious pluses that he's hot and has good fashion sense, his many ass-like qualities completely outweigh his un-ass ones.
Ashleigh, çekicilik kaliteli moda anlayışı gibi pek çok iyi tarafı var. Ama gerzekçe davranışları tüm o iyi yanlarını bir kalemde silmeye yetiyor.
Ashleigh, no offense, but you deserve better than Travis.
Ashleigh, şüphe yok ki sen Travis'den çok daha iyisini hakkediyorsun.
When you're around Travis, you turn from fun, interesting Ashleigh into boring, horrible Ashleigh.
Sen Travis'le birlikteyken eğlenceli ve ilginç Ashleigh'den sıkıcı ve feci bir Ashleigh'e dönüşüyorsun.
Ashleigh, it doesn't matter what your sisters want or what I think.
Ashleigh, kardeşlerinin isteği ya da benim düşüncem önemli değil.
So, Case, uh, what about you and Ashleigh?
Pekala Case, sen ve Ashleigh ne yapacaksınız?
Ashleigh seems to have a lot of stuff going on right now.
Ashleigh bu aralar pek çok şeyle uğraşıyor.
Sub in for Ashleigh?
Ashleigh'nin yerine mi?
Yeah, by the way, why couldn't Ashleigh play the lizard?
Bu arada neden timsahı Ashleigh oynamadı?
So if Ashleigh asked you to dump me, would you do it?
Ashleigh sana benden ayrılmanı istediğini söyleseydi yapar mıydın peki?
During rush I was actually close to taking a bid at Tri-Pi, and Ashleigh found out that one of the girls hated me and was gonna ding me out two weeks later,
Aslında ilk seçmeler olduğunda ben Tri-Pi'ye girecektim, ve Ashleigh kızlardan birinin benden nefret ettiğini öğrendi ve iki hafta sonra benim başıma bela açacaktı
I missed my Ashleigh.
Ben de Ashleigh'mi özledim.
- I walked out, because everyone was looking at me like I was wearing Ashleigh's chaps.
- Çıkıp gittim, çünkü herkes bana Ashleigh'in deri pantolonunu giyiyormuşum gibi bakıyordu.
What's wrong with Ashleigh's chaps?
Ashleigh'in deri pantolonunda ne var ki?
You girls are Ashleigh,
Siz kızlar Ashleigh,