Asparagus traduction Turc
327 traduction parallèle
Asparagus.
Kuş konmaz!
That's unfortunately what happened to some asparagus.
Maalesef bazı kuşkonmazlar da bu hale geldi.
- Asparagus?
- Kuşkonmaz alır mısın?
I'll have my hors d'oeuvres, soup, double rib sirloin, potatoes au gratin asparagus, spiced pears and, of course, the creamed Bermuda onions.
Ordövr, çorba, biftek, patates graten kuşkonmaz, baharatlı armut ve tabii kremalı Bermuda soğanı.
And some asparagus with buttered breadcrumbs.
Ve yağlanmış ekmek kırıntıları eşliğinde biraz kuşkonmaz.
There's asparagus packing on ice.
Bu dondurulmuş kuşkonmaz.
- We have steak, asparagus and potatoes.
Herşey var. - Biftek, kuşkonmaz ve patates var.
You eat truffles, asparagus and green peas in January.
Ocak ayında mantar, kuşkonmaz ve bezelye yersiniz.
Hey. Onion soup, and canned asparagus...
Soğan çorbası, konserve kuşkonmaz...
And use the asparagus tongs, darling.
Teker teker. Ve asparagus maşasını kullan, hayatım.
Next week, I would like asparagus.
Haftaya kuşkonmaz istiyorum.
Asparagus from Argenteuil, oranges from Valencia melons from Cavaillon, cabbage from Aubervilliers.
ArgenteuiI'den kuşkonmaz, VaIencia'dan portakal,... CavaiIIon'dan kavun, AuberviIIiers'den lahana geliyor.
I never had asparagus because Madame didn't like it!
Asla kuşkonmaz yiyemedim çünkü hanımefendinin hoşuna gitmiyordu!
With the beef, we'll have white asparagus and a bottle of Château Lafite Rothschild'47.
Etin yanında beyaz kuşkonmaz alacağız. bir şişe de Chateau Lafite Rothschild'47.
Asparagus, chili beef, minestrone clam chowder, tomato, chicken gumbo turkey noodle, kangaroo tail vichyssoise, vegetable or just plain pea.
Kuşkonmaz, biftek, sebze çorbası midye türlüsü, domates, piliçli bamya çorbası hindili şehriye, kanguru kuyruğu kremalı patates, sebze ya da sadece bezelye.
- Cold chicken, asparagus and a bottle of Chablis.
- Tavuk, kuşkonmaz ve şarapla yapılıyor.
- Don, this is Mr. Asparagus.
- Don, bu Bay Kuşkonmaz.
The shop is called Asparagus.
Kuşkonmaz mağazanın adı.
I named it that'cause I always think of asparagus as being a friendly vegetable.
Kuşkonmazın dost canlısı bir sebze olduğunu düşündüğüm için bu adı verdim.
I mean, you might see one potato, or one onion, or one corn but you never see one asparagus.
Yani, tek bir patates, bir soğan ya da bir mısır görebilirsiniz ama sadece bir kuşkonmaz göremezsiniz.
I'll get some asparagus, salad and dessert.
Biraz kuşkonmaz, salata ve tatlı getiririm.
Those green things, the asparagus grass, flower shops use it as filler.
O yeşil şeyler, kuşkonmaz otu çiçekçiler onları dolgu olarak kullanıyor.
Not followers, but people like to make factions, and that makes bad feeling faster than boiled asparagus.
Taraftar değil, ama insanlar hizipçiliğe bayılır bu da haşlanmış kuşkonmazdan daha çabuk rahatsızlık yaratır.
Lost him as quick as boiled asparagus.
Haşlanmış kuşkonmaz gibi çabucak kaybederdin onu.
You will not make a laughing stock of my family or as quick as boiled asparagus, I'll have you out!
Ailemi maskaraya çeviremezsin yoksa haşlanmış kuşkonmaz gibi çabucak harcarım seni! Harcarım!
Quick as boiled asparagus!
Haşlanmış kuşkonmaz kadar çabuk!
His name, and I should have told you before, is really Asparagus.
Onun adı, ki size daha önce söylemeliydim, aslında Asparagus.
When you hear the bell, bring out the chilled asparagus and turn up the flame on the squabs.
Zili duyunca sogutulmus kuskonmazï getir ve güvercini yüksek atese al.
Liver puree, asparagus salad and mixed fruit mash.
Ciğer ezmesi, kuşkonmaz salatası ve karışık meyve püresi.
Asparagus plumosis and one mink coat!
Asparagus plumosis. - Ve vizon bir kürk. - Vizon!
I have asparagus rotting all over the place.
Elimdeki bütün kuşkonmazlar çürümek üzere.
You get here late, the asparagus is rotting, and you ask me for a match?
Geç gelip kuşkonmazları çürütüyorsun, bir de benden kibrit mi istiyorsun?
What I think is I'm in the asparagus business, not the inventing business.
Bildiğim kadarıyla ben kuşkonmaz işindeyim, icat işinde değil.
They don't even eat the asparagus they cut.
Kendi topladıkları kuşkonmazı bile yemiyorlar.
String beans, romaine lettuce, asparagus, carrots...
Halka soğan, fransız marulu, kuşkonmaz, havuç...
- You need asparagus?
- Kuşkonmaz lazım mı?
* asparagus, asparagus * * put us on your table * * asparagus, asparagus * * we'll make you feel more able * what was the change?
* asparagus, asparagus * * put us on your table * * asparagus, asparagus * * we'll make you feel more able * Ne değiştiki?
* asparagus, asparagus * * put it on your table * * asparagus, asparagus * * will make you feel more able * i liked aunt mabel.
* asparagus, asparagus * * put it on your table * * asparagus, asparagus * * will make you feel more able * Mabel table daha güzeldi.
he's an asparagus.
O bir asparagus.
you call that an asparagus?
Sen bunlara asparagus mı diyorsun?
asparagus?
Asparagus?
* asparagus are long and green * * and good for you to eat * * will make you body strong and lean * pick it up!
* asparagus uzun ve yeşil * * ve tadı çok güzel * * vücudunu güçlendirir ve dayanıklıdır * Hızlan!
* asparagus, asparagus * * put us on your table * * asparagus, asparagus * * we'll make you feel more able * aunt mabel?
* asparagus, asparagus * * put us on your table * * asparagus, asparagus * * we'll make you feel more able * Aunt mabel ne oldu?
* asparagus, asparagus * * put us on your table * * asparagus, asparagus * * we'll make you feel aunt mabel * i can't work with him!
* asparagus, asparagus * * put us on your table * * asparagus, asparagus * * we'll make you feel aunt mabel * aoo onunla çalışamam.
nobody needs asparagus.
Kimsenin asparagus'a ihtiyacı yok.
yeah, but will it work on asparagus songs?
Evet, ama asparagus şarkısında işe yarayacak mı?
how'd you feel about delivering a tooth to an asparagus?
Bendeki dişi asparagus'a götürün desem ne hissedersiniz acaba?
you say, "asparagus are long and green, and good for you to eat."
Sen, "asparagus uzun ve yeşil, ve çok lezzetli." diyeceksin.
* so when you're in the store just take this tip from us * * buy asparagus * *
* Mağazaya gittiğinizde bizden sadece bir tane asparagus..... *
* asparagus, asparagus * brian, we were great!
* asparagus, asparagus * Brian, Biz harikaydık!
And it's asparagus, not celery.
Ayrıca kereviz değil, kuşkonmaz.