Assaults traduction Turc
319 traduction parallèle
Navigating in heavy seas at terrible assaults and terrible shipwrecks.
En korkunç fırtınalardan, acımasız deniz kazalarından ve saldırılardan sıyrılıp geldiniz.
Although these appear to be first offenses. In view of the brutal nature of the assaults. I have no alternative.
İlk kez suç işlemiş olmanıza rağmen saldırıların şiddeti göz önüne alındık ta, yapacak şey kalmıyor ve kamçıyla on kez dövülmenize hükmediyorum.
We've got five assaults, seven robberies, and I'm still counting.
Beş saldırı, yedi hırsızlık var, ve hala sayıyorum.
No, but I checked. There were no armed assaults the night before.
Hayır, silahı kiraladığı gece soygun yapmadı.
Thirty-nine thefts, 33 burglaries, 18 robberies, seven assaults five morals offenses in the past 30 days.
39 çalınma, 33 hırsızlık, 18 soygun, 7 saldırı 5 ahlak suçu. Hepsi son 30 günde.
Burglary, eight arrests, two assaults, three muggings, one rape... two homicides, five extortions, one prison break.
Hırsızlık, sekiz tutuklama, iki saldırı, üç haraç, bir tecavüz... iki cinayet, beş gasp, bir firar.
Challenger assaults London newsman!
Challenger Londra'lı Muhabire Saldırdı!
It's an activity from war or maneuvers with assaults, sorties, breaches repulses, victories and defeats.
Savaş manevralarından kalma bir faaliyet saldırılar, sortiler, ihlaller, püskürtmeler, zaferler, yenilgiler.
There have been a number of assaults.
Bir kaç saldırı oldu.
We feared this would lead to problems after Liberation. From what I've understood, you were in charge of the assault groups. Did you participate in any assaults?
O komünistleri silahlandırmanın tehlikeli olacağını düşündük ne de olsa o komünistlerden bazıları övgüye değer insanlar değildi.
Three assaults on Monte Cassino, three bloody failures.
Monte Cassino'ya üç saldırı ve üç kanlı yenilgi.
The terrific weight of RAF assaults on the capital of Naziland has set the Hun reeling.
Nazi ülkesinin başkentine yapılan muazzam yoğunluktaki RAF akınları Hunların başını döndürdü [19].
To completely destroy this society, it is clearly necessary to be ready to launch against it, ten times in succession or more, assaults of an importance... comparable to that of May 1968 ; and to hold as inevitable... inconveniences a certain number of defeats and civil wars.
Mayis 1968 gibi on veya daha fazla saldiri gerçeklestirmeye hazir olmamiz gerektigi ve belirli bir sayidaki yenilgiyi ve iç savasin talihsiz degil kaçinilmaz oldugunu düsünmemiz gerektigi asikardir.
There is still no confirmation by Montreal City Police concerning alleged reports of a city wide wave of violent sexual assaults.
Şehirdeki, şiddet içeren, cinsel saldırılar hakkındaki haberleri Montreal Şehir Polisi hâlâ doğrulamış değil.
The assaults, believed to have originated in the vicinity of Starliner Island, began late last night, and have spread with increasing frequency this morning.
Saldırıların, dün gece geç saatlerde Starliner adası iç kesimlerinde başlayıp, artan bir hızla tüm şehre yayıldığı görüşü hakim.
Twelve stolen cars, three burglaries, eight aggravated assaults. And it's not even 8 : 00.
On iki tane çalıntı araba, üç soygun, sekiz silahlı saldırı ve saat daha sekiz bile değil.
The siege itself was almost as bad as the assaults, and the assaults were out of this world.
Kuşatmanın kendisi neredeyse saldırılar kadar kötüydü... ve saldırılar bu dünyanın dışındandı.
And, besides, how can one not help a maniac who assaults two policemen in the name of justice?
Ve bir adam nasıl olur da, adalet için iki polise saldıran bir deliye yardım etmez?
Your Honor, I'm prepared to plead Mr. Lupik guilty on the armed robbery charge, if the people will reduce the assaults to resisting arrest and agree to suspend sentence.
Sayın Hakim, eğer mahkeme tutuklamaya karşı koyma suçunu düşürürse ve cezayı ertelemeyi kabul ederse Bay Lupik'in silahlı soygun suçlamasını kabule hazırım.
He assaults my customers.
Müşterilerime saldırdı.
He had breaking and enterings, aggravated assaults.
Haneye tecavüz etmiş, ağır ceza gerektiren suçlar işlemiş.
Two assaults in the last month.
Geçen ay, iki saldırı.
Two assaults on Leo?
Leo'ya iki saldırı mı?
One of the Spencer John gang, assaults, intimidation and the like.
Spencer John çetesinden biri, saldırı, yıldırma ve benzeri.
There were 30,973 robberies... 14,596 felonious assaults... and 720 murders committed in Brooklyn last year.
Geçen yıl Brooklyn'de 30.973 hırsızlık, 14.596 saldırı ve 720 cinayet vakası meydana geldi.
No sexual assaults.
Cinsel taciz yok.
Add to that two physical assaults, shoplifting and a secretary saying you're having a nervous breakdown.
Ama iki fiziksel saldırı girişimini, marketten bir şeyler aşırdığını ve sinir krizinin eşiğinde olduğunu söyleyen bir sekreteri de konuşmamıza ekleyelim.
In her very own home, a man, a bigger man, sexually assaults her.
Kendi evinde, bir adam, daha iri bir adam, ona cinsel tacizde bulunuyor.
- He assaults happy people.
Görünüşe göre, mutlu insanlara saldırıyormuş.
He assaults happy people?
Mutlu insanlara mı saldırıyor?
The defendant assaults innocent people with a weapon.
Davalı, ortalıkta dolaşıp masum insanlara tehlikeli silahlarla saldırıyor.
He's been in and out ofjails, violent assaults, drugs.
Hapse girip, çıktı. Saldırı, bar kavgaları, uyuşturucu.
Our previous attempts to assimilate them were all direct assaults.
Daha önceki asimile denemelerimiz direk saldırıydı.
I'll pull assaults in his precincts, you pull his arrest records.
Tamam, onun karakolundaki saldırı dosyalarını çıkarayım. Sen de tutuklama kayıtlarını çıkar.
O God, who is the author of peace and lover of concord, in knowledge of whom standeth our eternal life, whose service is perfect freedom ; defend us, thy humble servants, in all assaults of our adversaries, that we, surely trusting in thy defence, may not fear the power of any adversaries.
Yüce Tanrım, sonsuzluk içindeki yaşamında barışın koruyucusu ve sevginin yaratıcısı özgürlüğünü verdiğin bu kullarını koru, bize kötülük yapmak isteyenlerden ve bizi yolumuzdan döndürmek isteyenlere karşı senin bize olan korumana sığınırız bize yanlış yola gitmeme ve o insanlardan korkmama gücü ver.
With her sister ship, the Enterprise, she was soon fighting off massive assaults from the air.
Santa Kruz çatışmasına ilerliyor. Enterprise'la birlikte kısa sürede hava saldırıları savuşturuyordu.
- Witnesses identified her... - What? ... as involved in several assaults, Police want your help in finding her,
Son günlerde birkaç saldırıya karıştığı için görgü tanıkları onu teşhis ettiler.
Priors include possession, assaults, bar fights mostly, kiting cheques.
Birkaç kez uyuşturucu bulundurmadan, saldırıdan, kavgadan ve karşılıksız çek suçlarından sabıkası var.
- Sexual assaults?
- Cinsel suçlar?
In his last two years here there were seven escape attempts, twelve injury assaults on officers and N.C.O.s, including one killed.
Buradaki son iki yılında yedi kez firara teşebbüs edildi. Subay ve astsubaylar 12 kez saldırıya uğradı, biri de öldü.
Since I've assumed command, there have been zero escape attempts, zero injury assaults, zero fatalities.
Komutayı devraldığımdan bu yana, firar denemesi olmadı... saldırı ve yaralanma olmadı.
"But tell me, do your parents know that Raghu assaults you?"
Ama Iütfen söyle bana, ailen Raghu'nun sana böyle davrandığını biliyor mu?
First he assaults an agent, then he breaks a prisoner out of jail.
Önce bir ajanı tehdit ediyor, sonra hapisteki adamı kaçırıyor.
I come home and the telephone nearly assaults me.
Eve geliyorum ve telefon neredeyse beni taciz ediyor.
Multiple sexual assaults?
Çoklu cinsel saldırı mı?
So our perp's racked up one identity theft and two assaults.
Failimiz iki saldırı, bir de dolandırıcılık suçu işledi.
A search through the past few years should reveal smaller acts of aggression. Peeping, exposure, violence with consensual partners, up to outright assaults.
Son yıllarda araştırma yaparsanız küçük saldırılar teşhircilik, seks partnerlerine şiddet uygulama taciz gibi şeyler çıkar.
Why can't they see rapes, assaults, suicides?
Neden tecavüzleri, saldırıları, intiharları göremiyorlar?
Assaults.
Saldırı!
" I RETURNED THEIR ASSAULTS.
Saldırılarına karşılık verdim.
Rather than flirt, it assaults.
Oynaşmak yerine saldırıyor.