Asylum traduction Turc
1,740 traduction parallèle
Asteroids, made of rock and iron, found asylum in the Asteroid Belt between Mars and Jupiter.
Taş ve demirden oluşan Asteroidler Mars ile Jupiter'in arasındaki Asteroid Kuşağı'na sığındılar.
Wellsanctuary, asylum, call it what you will.
Korunma, himaye. Hangisini tercih edersen.
AND TOLD YOU THAT HE BORROWED THE CAMERA FROM HIS BOSS, AND HE'S AFRAID TO RETURN TO CHINA WITHOUT IT. IS HE ASKING FOR ASYLUM?
Bay Chu defalarca aradığını ve kamerayı yöneticisinden ödünç aldığı için geri alamadan gitmekten çok korktuğunu söyledi.
It was made just one year before he died, and he died utterly alone, in an insane asylum.
Ölmeden sadece bir yıl önce yapıldı, tamamen tek başına, bir tımarhanede öldü.
Eventually, he's brought here... to the'Nervenklinik'in Halle, which is... an asylum.
En sonunda, akıl hastanesi olan.. buraya, Halle " a,'Nervenklinik'e getirildi.
And again it made him ill and he returned to the asylum.
Ve bu onu, yine akıl hastanesine dönecek kadar hasta etti.
Much of the last twenty years of his life, was spent in and out of the asylum.
Hayatının son 20 yılının çoğunu akıl hastanesine gire-çıka geçirmişti.
? All looking for asylum,
KGB ümitsizce kontrol altında tutmak istiyor.
- Fogg's asylum.
- Fogg Tımarhanesi.
For what you leave, some prison class or asylum.
Görünüşe bakılırsa, bir çeşit hapishane ya da akıl hastanesi.
Maybe it is like we said before, and this it is an asylum and we are patient.
Daha önce söylediğim gibi, burası bir akıl hastanesi ve biz de hastalarız.
This is a prison or an asylum?
Burası hapishane mi yoksa akıl hastanesi mi?
The asylum.
Akıl hastanesi.
She was a refugee who was denied political asylum.
Sığınma talebi kabul edilmeyen bir mülteci idi.
Sounds like an insane asylum.
Akıl hastanesi gibi adı.
Well, I can apply for asylum.
Sığınma hakkı isteyebilirim.
We claimed asylum but we were rejected.
Sığınma hakkı talep ettik ama reddedildi.
Vannacutt installed a mechanism that can seal up the whole asylum.
Vannacutt tüm tımarhaneyi kapatacak bir mekanizma yerleştirmişti.
According to these blueprints the asylum was connected to a water-supply system in 1897.
Bu mavi çizgilere göre 1897'de tımarhane su-besleme sistemine bağlanmış.
Why the hell would there be a crematorium inside a mental asylum?
Kahrolası tımarhanede ölü yakma odasının işi ne?
Welcome to the asylum, baby.
Akıl hastanesine hoş geldin bebek.
The Blackwater Asylum.
Blackwater Akıl Hastanesinde.
Unless you want to return to the asylum.
Tabii hastaneye geri dönmek istemiyorsan.
- An asylum?
- Tımarhane mi?
Into the asylum.
... kendisini buraya kapattı.
Blackwater was experimenting on his patients inmates of his asylum, in the most unorthodox of ways.
Blackwater hastaları üzerinde çok farklı deneyler yapıyormuş.
There is a chance that whatever took Sammy still lurks in the darkest corners of this asylum.
Sammy'yi alan her ne ise belki hala bu tımarhanenin karanlık köşelerinde saklanıyor.
Well, I'd say it's the insane-asylum inmate.
Bence tımarhane hastası.
Leon ended his life in an insane asylum.
Leon hayatına bir akıl hastanesinde son verdi.
Yes, yes I am taking some mental patients.. .. to the Goa mental asylum.
Evet, evet, ben de Goa'ya bir kaç akıl hastanesine hasta götürüyorum zaten.
Zainab said that you were denied asylum.
Zainab, barınak yardımını reddettiğini söyledi.
Have you escaped from an asylum?
Tımarhaneden mi kaçtınız siz?
I can see you running down the hallway at the asylum.
Akıl hastanesinin koridorlarında koşuyorsun.
Meanwhile, Juliet's at some candlelight vigil with Doreen's family at the asylum.
Bu arada Juliet mum ışığı nöbetinde Doreen'in ailesiyle beraber.
I mean, they, they told me political asylum.
Siyasi mülteci dediler.
You should also know that Orson spent a year in an asylum.
Orson'ın bir yıl akıl hastanesinde kaldığını bilmelisiniz.
- What do you think I'll do, request asylum?
İçeride ne yapacağımı sanıyorsun Jack, irtica talebinde bulunacağımı mı?
Um, uh, okay, the guy who escaped from the insane asylum had lost his hand in some kind of an industrial accident.
Tımarhaneden kaçan adamın eli endüstriyel bir kazada kopuyor.
Now say that the three of us are mad... ... and put us in a mental asylum.
Şimdi üçümüzün de delirdiğini söyle ve bizi tımarhaneye kapattır.
Have you opened a mental asylum here?
Sen buraya akıl hastanesi mi açtın?
You must have seen him in some mental asylum.
Herhalde bir tımarhanede görmüşsünüzdür.
He's been admitted into an asylum hasn't shown any improvement
Akıl hastanesine gönderilmiş. Durumunda düzelme yokmuş.
I had a guy at the state asylum,
Akıl hastanesinde bir adam vardı.
We had just wrapped " asylum.
"Asylum" u yeni paketlemiştik.
What's important is we get Renee back into the asylum where she belongs.
Ama önemli olan Renee'yi ait olduğu yere, akıl hastanesine göndermek.
"I'll be out of this asylum by the end of term."
"Dönem sonunda bu tımarhaneden kurtulmuş olacağım."
And these walls, they used to be, like white, like an asylum.
Bu duvarlar eskiden beyazdı, sanki bir tımarhane içi gibi.
.. by sending your husband to the asylum?
Kocanızı akıl hastanesine yollayarak.
.. and after that if you still feel that the need for him to go to.. .. the asylum is more his than yours..
Eğer kocanızın o merkeze sizden... daha çok ihityacı olduğunu görürseniz.
And what do you Want with us, Sergei? Political asylum in America
Neden taraf değiştirmeye karar verdiniz?
They put me in that asylum.
Beni o akıl hastanesine koydular.