Awake traduction Turc
8,597 traduction parallèle
Hey, are you awake?
Uyandınız mı?
Try to stay awake, okay?
Uyanık kalmaya çalış, tamam mı?
I might awake to see one of the Susans knitting on the couch at the end of my bed.
Bazen uyandığımda ayak ucumdaki kanepede örgü ören Susan'lardan birini görürdüm.
You're awake?
Uyandın mı?
Sorry. I didn't think you'd be awake yet.
Kusura bakma, bu kadar erken uyanacağını düşünmedim.
You're awake.
Uyandın.
Hopefully she'll still be awake.
Umarım hala uyanıktır.
This one makes me sleepy, this one keeps me awake, and this one twists up my stomach, and I just can't-
Bu beni uyutuyor. Bu ayakta tutuyor. Bu midemde çarpıntı yapıyor.
I know you're awake.
Uyanık olduğunu biliyorum.
So I'm just laying awake, terrified.
Ben de yatakta ödü kopmuş biçimde uzanıyorum.
So... So one night, I'm in the country house and I'm just laying - just laying awake, just begging for the fucking sun to come up so I can sleep through my days with the kids.
Neyse bir gece yatıyorum kırsaldaki evde gözlerim açık, güneşin doğması için yalvarıyorum.
And I'm laying awake and I'm - My bedroom's above the kitchen and I -
Gözü açık uzanıyorum, yatak odam mutfağın üstünde.
[Clears throat] "As his eyes fluttered open, the boy saw the sun had already gently nudged awake its captives, yesterday's mistakes vanished to wispy nothings, and the father he thought long dead was standing at his door."
Gözlerini araladığı sırada çocuk, güneşin tutsaklarını hafifçe dürterek uyandırdığını gördü, dün yapılan hatalar hiçliğe karışmıştı ve uzun zaman önce öldüğünü sandığı babası kapının yanında dikiliyordu.
As long as you want, only you come home before your father awake.
Baban uyanmadan eve dönmüş olsan yeter. Tamamdır. Ben kaçar.
Unless, of course, you thought that we wouldn't be awake to suspect you.
Senden şüphelenmemiz için önce kendimizde olmamız gerekiyor. Bunu şansa bırakmayacak kadar zekiyim.
ABOMINATION : Ah, finally awake.
Nihayet uyanabildin.
If she's awake, she'll tell you for the 15th time to save her child's life before hers.
Uyanık olursa, 15. kez kendi hayatı yerine bebeğin hayatını kurtarmanı söyleyecek.
You're keeping me awake with your foolish dream.
Aptalca rüyalarınla beni uyutmuyorsun.
I was awake, but...
Rüya değildi. Uyanıktım ama...
It was like a dream, except that I was always awake.
Her daim uyanık olmam haricinde rüya gibiydi.
Beckett, are you still awake?
Beckett, uyanık mısın?
Gary went to bed, he never goes to bed first, but I was wide awake.
Gary yatağa yattı. İlk yatan her zaman bendim. Ama o gece uyuyamadım.
I stayed awake for hours and hours... all because some silly little girl kept rattling around my head.
Saatlerce uyumadım. Hepsi şapşal ufak bir kızın kafamı kurcalaması yüzünden.
Do you know if he's awake yet?
Hala uyanmadı mı biliyor musun?
Heh. Two drops a week just to stay awake.
Haftada iki damla içiyorum o da hayatta kalmak için.
Hey, are you awake?
Uyanık mısın?
♪ I'm wide awake but afraid to open my eyes ♪
# Tamamen uyanığım ama gözlerimi açmaya korkuyorum #
Awake now?
Uyandın mı?
You're awake.
Uyanmışsın.
I'd be awake, beast to hand, if I could.
- Elimden geldiğince bilgi toplayacağım.
- General awake?
- Genel uyanık?
( Sherman ) He's awake for 56 days straight ;
( Sherman ) O düz 56 gün boyunca uyanık ;
Imagine what would happen if you stayed awake in my class.
Bir de dersimde uyumasan neler olur kim bilir?
Oh, now if I could just find the courage to say that to you when you're awake.
Şimdi uyanıkken de sana bunu söyleyebilecek cesareti bulmam gerek.
Are you awake?
Uyanık mısın?
Now, I'm going to remove this towel and be awake and everything will be totally normal.
Şimdi, bu havluyu çıkartacağım ve herşey tamamen normale dönecek.
I lie awake at night and wait to count those steps.
Geceleri uyanığım ben, bu adımları sayıyorum geceleri.
Both victims are awake and well enough to be interviewed.
İki kurban da uyanmış ve konuşacak kadar iyi durumdaymışlar.
Do you imagine that that doesn't keep me awake at night?
Bunun beni gece uyutmadığını mı düşünüyorsunuz?
Just try and... Try and stay awake.
Uyanık kalmayı dene.
Now, why are you still awake?
Neden hala ayaktasın?
You got to stay awake.
Uyanık kalmalısın.
Well, now that you're awake.
Uyandığına göre...
How long you been awake?
Ne zaman uyandın?
Dr. Bell says you're the only surgeon on staff who's ever pulled off an awake surgery.
Dr. Bell şimdiye kadar uyanık ameliyat yapan tek cerrahın sen olduğunu söyledi.
- Yeah. Let's do an awake surgery.
- Evet, uyanık ameliyat zamanı.
Please tell me that he's still awake.
Hala uyanık olduğunu söyle lütfen.
What? He's awake. I'm just gonna go check on him.
Uyandı, gidip bakmalıyım.
I told you not to bother me until Elena was awake.
Üç Yıl Sonrası Elena uyanana kadar beni rahatsız etme demiştim.
[gasp] You're awake!
Uyanmışsın!
Only when he's awake.
- Sadece uyanıkken.