Back me up on this traduction Turc
108 traduction parallèle
I want you to back me up on this one against Bill.
Beni bu konuda Bill'e karşı desteklemeni istiyorum.
No, listen, just back me up on this?
Hayır, dinle, bana arka çıkar mısın bunda?
Davidson here will back me up on this.
Davidson beni bu konuda destekleyecektir.
You gotta back me up on this.
Bana bu konuda arka çıkmalısın.
You're gonna back me up on this, right?
Bana arka çıkacaksınız, tamam mı?
J.T., I need you to back me up on this one here.
Yapma, bana destek olman gerekir.
Can you back me up on this?
Bana bunda yardım edermisin?
you got to back me up on this.
Eğer kardeşim beni seviyorsan, beni desteklemelisin.
Bill, back me up on this. Back yourself up.
- Sen kendine destek çık!
Back me up on this, Dogbert.
Beni destekler misin Dogbert.
- Mornin, kitties! - Jack, back me up on this.
Çocuklar, beni ürkütüyorsunuz.
- Jack, back me up on this.
- Jack... Beni haklı çıkar.
- Jack, back me up on this.
Jack, beni destekle...
She has to focus, and you need to back me up on this!
... dikkatini vermesi gerektiğini öğrenmek zorunda. Sen de bu konuda bana destek olacaksın.
Listen to your teacher, and back me up on this!
Öğretmenini dinle. Sen de biraz destek ol bana!
So why can't you back me up on this one thing?
Sen neden bir konuda olsun bana arka çıkamıyorsun?
Could you back me up on this?
Bana bu konuda geri dönebilir misin?
Back me up on this, he should start.
Destekle beni, başlamalı.
If you don't back me up on this, I will lose it.
Eğer el atmazsan kaybedeceğim.
- If you don't back me up on this, I will pull the funeral out of your church.
Peder, eğer bu konuda beni desteklemezseniz yemin ederim ki cenazeyi başka kiliseye aldırırım.
I bet between the three of us we could knock some sense into her... but I really need the two of you to back me up on this.
Bahse girerim üçümüz biraz mantıklı davranmasını sağlarız. Ama bu konuda beni desteklemeniz lazım.
I expect you to back me up on this. 14?
- Bu konuda bana arka çıkmalısın.
- Candell, back me up on this, man.
- Candell, beni desteklesene dostum.
Julie, back me up on this.
Julie, destek çıksana sen de.
So I need you to back me up on this.
Bi konuda beni desteklemen gerekiyor.
It doesn't sound like you're gonna back me up on this.
Bu beni destekliyormuşsun gibi gelmiyor.
Come on, Crews, back me up on this.
Hadi Crews, bunda bana hak ver.
Back me up on this, crews.
Haksız mıyım, Crews.
You know what, back me up on this, Charlie.
Biliyor musun, destekle beni Charlie.
Back me up on this, Joey.
Bana arka çık, Joey.
The statistics will back me up on this.
İstatistikler beni destekliyor.
Back me up on this.
Bana destek olsana.
I thought you would back me up on this.
Bana bu konuda destek olacağını sanmıştım.
Annie will back me up on this.
Annie bana destek olacaktır bu konuda.
Now, she's gonna come to you and I need you to back me up on this, bro.
Birazdan sana gelecek. Beni desteklemen gerek birader.
He'll back me up on this.
Jeff nerede? Bu konuda bana arka çıkar.
I'm never going to give up on this case. In that case, my money that you lost... make sure you get that back for me as well.
O halde ortadan kaybolan paramı da bul.
"and I was admiring the more when I glimmed something... " in the back of this frail that set my underwear... Creeping up on me like it had legs. " I know that feeling well.
Ona duyduğum hayranlık daha da arttı, çünkü sırtımda, çamaşırımın altında bir şey, sanki ayakları varmışcasına ilerlemekteydi.
And if, it seemed to me, in the middle of a battle, whatever was happening, and he spied a pig, he would leap out, unscrew the great hammer you have for breaking tracks, and rush off, bash this pig on the head, drag it back, bring it in through the side pannier door, um, and get hold of these two cans of water and light up the stove, and boil the water and scrape the pig.
Ve, bana öyle gelirdi, çatışmanın ortasındaysak ne olursa olsun, bir domuzu gözetler birden dışarı fırlar, tankı durduran büyük çekicin vidalarını gevşetir aniden saldırarak domuzun kafasına vurur onu geri sürükleyerek tankın yanında bulunan kapının önüne getirir su bidonlarını alıp ocağı yakar suyu kaynatır ve domuzu temizlerdi.
Ten years I've waited for this, and if I mess it up... they'll send me back to the news room in Sydney, and that's a graveyard.
On yıl bunu bekledim, ve eğer bunu batırırsam... beni Sidney'deki haber odasına geri yollayacaklar ve orası bir mezarlık.
Come on, help me wall this stuff back up.
Hadi Jefferson, yardım et de şunları geri koyalım.
- Ally will back me up on this.
Ally'nin bu konuda benr destekleyeceğinden eminim.
I'm gonna be up for a while if you want to get back to me on this.
Eğer bana cevap vereceksen ben biraz daha ayaktayım.
You gotta back me up on this one, God, even if I'm wrong.
Bunda bana destek olman gerek, Tanrım.
Hang on. Let me get this straight... you think our bomb guy did this? Back up a second.
Bir saniye geri gel.
I was going back to my car down on lake, and these cops just, like, came out of nowhere, jumped out of the car, threw me up against this gate, you know, being all aggressive, asking me for my I.D.
Lake Caddesi'ne bıraktığım arabama geri dönüyordum. Birdenbire polisler ortaya çıktı. Arabalarından fırlayıp beni bu kapının önünde sıkıştırdılar.
Well, I told the elevator girl that she could sing back-up with me on this project I'm doing with Justin Timberlake.
Şey, asansördeki kıza Justin Timberlake ile yaptığımız şarkıda arka planda şarkı söyleyebileceğini söyledim.
I was proud of this strangeness - and ashamed, too, depending on who saw me enter its front door, for it was actually three structures in one - most embarrassingly, a beauty salon run by my mom and my Aunt Lil... a sprawling seven-room suite in back for my aunt and grandmother... and up top, a big baby boomer bedroom cluster
Bu tuhaflıkla gurur duyuyordum ama utanıyordum da. Kapıdan kimin girdiğine bağlıydı bu. Çünkü evde üç yapı iç içeydi.
And then when I was in the elevator going back up to the room, this woman gets on and she pretty much attacked me.
Yukarı odaya dönmek için asansöre bindiğimde... kadın hamle yaptı denilebilir.
So I need to just back me the fuck up on this, OK?
Sadece arkamı kollamana ihtiyacım var tamam mı?
Well, you've clearly made up your mind not to be impartial in this case... so let's see if you can't wrap up this little lecture, slap me on the wrist... and let me get back to whipping my squad of champions into shape.
Açıkça bu olayda tarafsız olmama kararındasın bu nedenle, bu küçük zılgıtı kısa keselim, sen beni uyar ve bende şampiyon takımımı forma sokmaya gideyim.