English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Backwoods

Backwoods traduction Turc

136 traduction parallèle
In the backwoods of Tsarist Russia...
Çarlık Rusya'sının taşralarında...
A teacher going to work in the backwoods.
O da taşradan gelen bir öğretmen.
A typical, hot, dusty, backwoods county seat.
Tipik, sıcak, tozlu, ücra, basit bir yer.
He still keeps his touch with these people of the backwoods... making periodic trips to such places as Kanoma City... now famous as his birthplace.
Kırsal kesimdeki bu halkla temasını sürdürüyor. Doğum yeri olarak ünlenen Kanoma gibi kentlere düzenli geziler yapıyor.
He comes home and plays in one chintzy backwoods game.
Eve gelir ve bu adi taşra oyununu oynar.
Susie's playing for the backwoods tonight.
Bayan Susie bu gece yine döktürüyor, öyle değil mi?
So you're going to our backwoods.
O halde size de bizim bucak düştü.
Is yours the approved manner with ladies in the backwoods?
Sizin köyde hanımlara böyle mi davranılır?
Word sometimes gets to the backwoods, yeah.
Bizim köyde de bazı şeyleri duyuyoruz.
We don't use it much in the backwoods.
Bizim köyde pek kullanılmaz.
Colonel, Colonel, I've lived in these backwoods all my life, and I can assure you there's no animal in these parts that could do that.
Albay, Albay, bütün hayatım bu ormanda geçti sizi temin ederim buralardaki hiçbir hayvan bunu yapamaz.
In these uncivilized backwoods, I think you were going to say.
Bu medeniyet dışı ormanda demek istediniz sanırım.
No homespun wisdom. No cracker-barrel philosophy. None of the backwoods wit for which you are famous.
Ne yaşlı biri, ne de derin felsefen yüzleşeceğimiz şeyi hafifletemez, iyi geceler!
After six years of backwoods success, Sister Sharon Falconer - F-A-L-C-O-N-E-R - faced a fractious, overflowing, metropolitan crowd.
Altı yıllık taşra başarısından sonra, Hemşire Sharon Falconer F-A-L-C-O-N-E-R huysuz ve coşkulu metropol halkıyla karşı karşıya geldi.
You had to beat the backwoods of Maine to come up with a hick like me.
Benim gibi işe yaramazın birini bulmak için Maine'in arka sokaklarını gezmen yeterlidir.
You see, we're the backwoods ofthe Universe.
Başka bir deyişle evrenin taşrasında yaşıyoruz.
It's about time we explain to our backwoods Napoleon that he's facing his Waterloo.
Beceriksiz komutanımıza artık sonunun geldiğini açıklama zamanıdır.
Quite a success story for a little girl... from the backwoods.
Sıradan küçük bir kız için... büyük bir başarı hikayesi.
She taught us backwoods common sense, like, "Don't drop crumbs on the trail because you never know what kind of critter might be right behind you, picking up the pieces."
Bize ormanda işe yarayacak sağduyuyu öğretirdi, mesela "Yolunuza ekmek kırıntısı bırakmayın,..." "... çünkü ne çeşit bir yaratığın peşinizde, o kırıntıları topluyor olacağını asla bilemezsiniz. "
Where's the man from the backwoods? Oh, God.
Ormandan gelen adam nerede?
This untracked wilderness reminded me of my Minnesota backwoods, full of the beauty of old Indian legends.
Bu eşsiz vahşi doğa bana Minnesota ormanlarını hatırlattı, eski kızıl derili efsaneleriyle dolu.
The most fiscally prudent action at this point... is to divest ourselves of Hollowmade. It's a little backwoods furniture factory.
Şu noktada mali tedbir için yapıIması gereken Hollowmade'den sıyrıImaktır.
Listen to me, you backwoods shit-ass, you.
Beni dinle beyinsiz herif.
I knew all the pits, even the ones in the backwoods.
Tüm dövüş yerlerini bilirdim, kırsaldakileri bile.
Pretty goddamn good, you backwoods motherfucker!
bu lanet guzel birsey, seni orman anas.. cisi!
Bill would usually make the good wrestler a backwoods type or a convict.
Bill genellikle iyi güreşçiyi, ya taşralı biri ya da bir mahkum yapar.
Even us backwoods Florida State Law School alumni know that an O-positive match doesn't mean anything unless you get genetic screening or an enzyme-base analysis.
Biz Florida State Üniversitesi mezunları bile... uyuşan sıfır kan grubunun genetik tarama... ya da enzim temelli analiz olmadan bir anlama gelmeyeceğini biliriz.
Next time you see old Delmar, you tell him for me there are a lot of dark, winding roads between the backwoods of Louisiana and a courtroom in Mississippi.
Onu bir daha gördüğünüz zaman, şunu iletin lütfen. Louisiana'nın ormanları ile Jackson-Mississippi'de ki mahkeme salonu arasında çok tehlikeli yollar vardır.
- Look, I'm sorry to bother you but I'm a U.S. Postal worker and my mail truck was just ambushed by a band of backwoods, mail-hating survivalists.
- Bakın, sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama ben Birleşik Devletler Posta çalışanıyım.. ... ve benim posta kamyonuma, bir grup çakır keyif, postadan nefret eden survivalist * tarafından pusu kuruldu.
You ain't goin'off with no backwoods white Indian so long as I got breath.
Nefes aldığım sürece onlarla hiçbir yere gitmiyorsun, beyaz Kızılderili.
Come down here to show us backwoods folk how to do things.
Buraya gelin ve kasaba çocuklarının işleri nasıl hallettiğini gösterin.
Some kind of a crazy, backwoods lunatic with a barn full of human skulls and a sharpened scythe ready for Armageddon?
Ahırı insan kafataslarıyla dolu olan ve dünyanın sonunu bekleyen bir kaçık mı?
Backwoods is backwards, as they say.
Arka bölgeler arkaya, dedikleri gibi.
I'm thinking of her dear old backwoods dad and where he gets all his graveyard dirt.
Onun yaşlı ormancı babasını ve mezarlık toprağını nereden aldığını düşünüyordum.
Hello, hot backwoods babe.
Merhaba seksi taşra bebeği.
You don't know anything, so enough of the backwoods psychiatry, okay?
Bu yüzden psikolojik test yapma.
Thank you, Johns Hopkins, for my prodigal return... after 15 years in the Tennessee backwoods.
Sağol John Hopkins 25 yıl Tenessee'den... sonra dönüşüm için.
So we're in the backwoods... at a makeshift mortuary in an overgrown shed.
Ormanın iç kısımlarında... büyük bir hangarın içindeki geçici bir morga geldik.
They made the excuse that they were escorting the Fuhrer, and went on this trip en masse, then? So the killer won't come to this backwoods place, huh?
Yani buraya tatile geldiler ve Führer'e eşlik etme mazeretini kullanıyorlar, peki katil onları takip edemeyecek mi?
A.J., your brothers have that backwoods game going tonight?
A.J., kardeşin bu gece o oyuna mı gidiyordu?
How would he know there's a backwoods game?
Orada oyun oynandığını nereden bilebilir?
- What is that, the backwoods game?
- Hangi oyun, şu kardeşlerin ki mi? - Hayır, bu daha büyük.
I feel like the only guest at an inexpensive backwoods hotel.
ucuz bir ağaçlık arazi otelinin tek konuğuymuşum gibi hissettim
I'm kind of over the whole backwoods party thing.
O tür parti ortamlarından pek hoşlanmam.
In the 1970's, snowboarding emerged from the backwoods of America.
Snowboard sporu 1970'lerde Amerika'nın ormanlık bölgelerinde ortaya çıktı.
We're not in the backwoods here.
Kasaba mı lan burası? .
I can't believe I'm stuckin a backwoods truck stop with no money.
Tasra ortasinda bir kamyoncu mekaninda parasiz olarak kaldigima inanamiyorum.
Maybe - Maybe he's just some sick, twisted backwoods hick who, like, snapped and went on a killing spree.
Belki sadece manyak, öldürmekten zevk alan bir taşralıdır.
Oh, God. Some backwoods hick, huh?
Taşralı, öyle mi?
A lot of these backwoods properties have their own private roads.
Orman içindeki mülklerin kendi yolları var.
Until I came along and saved him from a backwards, backwoods marriage to a child bride.
Ta ki ben gelip onu daha çocuk olan bir gelinle geri kalmış kaba bir evlilikten kurtarana kadar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]