English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Badges

Badges traduction Turc

701 traduction parallèle
Fellows with badges always have more inside information than the president.
Rozetli adamlar başkandan daha çok şey bildiklerini sanırlar.
" all wearing employee identification badges,
" işçi yaka kartı takan dört kişi...
If you are the police, where are your badges?
Polisseniz, rozetleriniz nerede?
Badges?
Rozet mi?
We ain't got no badges.
Bizim rozetimiz yok.
We don't need no badges.
Rozete ihtiyacımız yok.
I don't have to show you any stinking badges.
Sana iğrenç rozetleri göstermek zorunda değilim.
The kind that wear badges.
Şu rozet takan tiplerden.
Here are your owners'badges.
Bunlar da sahip rozetlerin.
Look, I don't care if you've got six badges...
Bakın, altı rozetin de olsa umurumda değil...
Stumpy, where do you keep the deputy sheriff badges?
Stumpy, şerif yardımcısı rozetleri nerede duruyor?
- Just a sec. Ushers wear these badges.
Teşrifatçılar bu rozeti takacak.
- Yes. I had 19 merit badges.
- Evet. 19 başarı madalyası aldım.
And, uh, keeping your badges hid that way is a good idea.
Rozetlerinizi bu şekilde saklamanız iyi fikir.
- Take off your badges of rank.
- Rütbelerinizi sökün.
If you're going to do that, here's a couple of badges.
Bunu yapacaksanız, şu rozetleri alın.
And the glowing badges they indicate the mind in operation.
İçlerinde parlayan bölgeler... bu aklın işlediğini gösteriyor.
You can use those badges while in the building and return them as you leave.
Binada bu rozetleri kullanabilirsiniz çıkarken de bırakırsınız.
And while you're in the building, wear those badges.
Binada olduğunuz sürece bu rozetleri takın.
'Cause you don't care about nothin'or nobody... just like all them big boys with their badges.
Çünkü sende tıpkı rozeti olan diğer burnu büyükler gibi hiç kimseyi ya da hiç birşeyi umursamıyorsun.
What do you know about badges?
Rozet taşıyanlar ile ilgili sen ne bilirsin ki?
Police will be issued special lapel badges at the last moment in case he tries to masquerade as a security man.
Polislere güvenlik kartları son anda verilecek. Ne de olsa güvenlik görevlisi kılığına girebilir.
We don't need no stinkin'badges!
Bu aptal rozetlere ihtiyacımız yok!
Federal badges or not, they all got their hands out.
Federaller olsun olmasın. Hepsi ellerini çekti.
Polly sent me to tell you that there's a bunch of Boy Scouts in Avril Bay, doin'the mile swim for their Merit Badges.
Polly'den bir mesaj getirdim. Avril Bay'den bir grup izci, bir millik yüzme yarışı yapacakmış.
I won merit badges.
Üstün hizmet nişanı kazandım.
- They just flash their badges.
-... girdiği gibi çıktığını hiç görmedim.
- I've seen fake badges before.
- Daha önce de sahte rozetler gördüm.
Got eight killers with badges working for me.
Polisler arasında bana çalışan 8 katil var.
They showed me badges.
Rozetlerini gösterdiler.
That means Albury's one of them, and our badges don't mean a damn thing on this island.
Albury de onlardan biri... Rozetlerimizin de bu adada hiç bir anlamı yok.
I don't just want their badges.
Sadece onların rozetlerini istemiyorum.
And you two, hand in your uniforms and badges.
Siz ikinize gelince, üniforma ve rozetlerinizi teslim edin.
All right, check your badges.
Pekala, rozetleri kontrol edeyim.
Big beret with badges on it.
Üzerleri nişanlı büyük bereler.
Get your badges on!
Nişanlarınızı takın.
I'll have your badges if you don't go to traffic duty.
Trafik görevine çıkmazsanız rozetlerinizi alırım.
- Give them some stinking badges, Darcy.
- Şunlara bir rozet falan ver Darcy.
If they were cops, they'd show me their badges, asshole.
Onlar polis olsaydı bana rozetlerini gösterirlerdi salak.
- Security badges!
- Güvenlik rozetleri!
They have badges and guns and they hate us.
Rozetleri ve silahları var ve bizden nefret ediyorlar.
They're badges of honour, of courage.
Onlar birer onur, cesaret nişanıdır.
Fake badges are cheap.
Sahte rozet ucuz.
Without their badges, they're only half-men.
Rozetleri gidince yarım porsiyon erkekler.
I said, "If you dare touch me, I'll tear your badges off!"
"Eğer dokunursan, bütün o nişanlarını sökerim" dedim.
I do not suffer fools gladly, and fools with badges, never.
Aptallara tahammül edemiyorum, özellikle rozetli aptallara.
He said cops are pussies who hide behind their badges.
"Polisler, rozetleri arkasına saklanan, kadınlık organlarıdır" dedi.
You fucks don't deserve your badges!
Siz pislikler rozetinizi haketmiyorsunuz!
All members of the press must return their visitor badges... at the main gate.
Tüm basın mensupları ana kapıdaki ziyaret noktalarına geri dönmeliler.
Tommy pics and badges, half a nicker for the cork.
"Tommy" resimleri ve kibritleri... yarım papel mantarlar.
I'll have both your badges for brutality. Easy, Streak.
Sakin ol Streak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]