Baguette traduction Turc
123 traduction parallèle
A week ago, I was standing in line, holding a tuna baguette, queuing up for easyJet.
Bir hafta önce, elimde bir ton balığı sandviçiyle, uçağa binmek için sırada bekliyordum.
Madam, a baguette, please.
Bir tane baget ekmeği alabilir miyim?
- A baguette, please.
- Bir tane baget ekmeği lütfen.
- A well-cooked baguette.
- İyi pişmiş bir baget ekmek.
You`ll know her from the baguette she has under her arm.
Kolunun altında bir baget ekmeği olacak.
I couldn`t find a baguette.
Baget bulamadım.
The baguette.
Bir baton ekmek.
- It's set with both the baguette... - The sound of ripping Velcro.
- Takımda hem taş hem de...
This is served with a'baguette', French white bread.
Yanında beyaz Fransız ekmeği var.
Now we're going to play baguette.
Şimdi biz baguette oynayacağız.
A baguette.
Bugette
I then get the fish meat of "Parisian Baguette". I'll place it over Sentimental Indian Curry.
Sonra " Paris'teki nehirlerde yetişen balıklar yumurtalarını alıyor nadir bulunan bir Hint baharatına buluyorum.
I'll have a baguette over here.
Ben bir baget ekmeği alayım.
And there were worms in my baguette.
Baget ekmeğimin içinde kurtlar vardı.
We'll replace the sword with a baguette.
Kılıç yerine bir ekmek yerleştireceğiz.
- Well... - Hot roll or baguette?
Yuvarlak mı, ince mi?
She ´ s gonna buy a baguette.
Bir butik açacak.
YOU KNOW, SHARING A BAGUETTE
Bir baget'i paylaşmak,
One baguette, please.
Bir tane baget, Lütfen.
would you mind going for a baguette?
Gidip bir ekmek almanız mümkün mü acaba?
I took my baguette, paid for it and guess what she said.
Bana ne dediğini biliyor musunuz?
A baguette.
Bir tane baget alabilir miyim lütfen?
- A baguette.
Bir baget.
I put it back myself, then she grabs it and stuffs it in her fake Fendi baguette and this clerk shows up and it turns into this ugly scene.
Ben geri koydum, sonra o bir daha aldı ve çakma Fendi çantasına koydu sonra o satıcı geldi ve olay büyüdü.
Hartford baguette, Hartford bear, a Hartford sunglasses.
Hartford bageti, Hartford ayısı, Hartford güneş gözlüğü.
It's like a baguette.
Baget gibi.
There's that really funny bit with the baguette.
Bagetle ilgili kısım çok komikti.
They wanna wrap you up in a scarf and give you a baguette.
- Öyle mi? Seni gümüş kasede sunmak istiyorlar.
Oh, it's the fake findy baguette...
Sahte Findy Baguette...
Maman, please pass ze baguette.
Anne, ekmeği uzatırmısın.
"Oh-la-la, I've dropped my baguette!"
"Oh-la-la, baget ekmeğimi düşürdüm!"
Oh-la-la. I've dropped my baguette!
Oh-la-la. baget ekmeğimi düşürdüm!
Oh, yeah, that must be it, or am I just upset that you're tanking daddy's restaurant so you can play "bury the baguette"?
Evet tabi öyledir. Ya da sadece, babanın restoranını sattığın için üzülüyorumdur. Yediğin somunu gizleyemezsin!
I mean, I'm filling up on baguette.
Karnımı ekmekle doyurmaya çalışıyorum.
I must be healed now because I got a baguette in my pants now 24 / 7.
İyileşmiş olmalıyım çünkü malafatım 7 / 24 göğe bakıyor.
This is a four-carat emerald-cut diamond set in platinum, with four one-carat diamond baguette accents, all of extreme high clarity and color.
Bu 4 tane bir karatlık Baguette aksesuarlarıyla süslenmiş 4 karatlık Emerald kesimi mücevher seti. Hepsi mükemmel kesim ve renkte.
Thank God I found this stale baguette so I can make bruschetta, and there's shrimp in the freezer, so I'm gonna make my rice and seafood dish
Şükürler olsun ki, bu bayat ekmeği buldum, kızartabilirim. Dondurucuda karides de var. Biraz pilavla deniz ürünleri tabağı hazırlayabilirim.
Okay, chicken and cheese special on a baguette.
Pekala, bagette tavuk ve peynir spesiyalitemiz.
No chicken, no cheese, no baguette.
Tavuksuz, peynirsiz, bagetsiz.
Could I please get the turkey, sun-dried tomato on a baguette, please?
Hindi ve güneşte kurutulmuş domatesli baget alabilir miyim lütfen?
# Baguette #
# Fransız ekmeği #
# Jacques Cousteau, baguette #
# Jacques Cousteau, Fransız ekmeği #
-... and some lovely yummy fresh baguette from.
-... ve o tazecik ekmeği aldım senin için.
No, a baguette.
Hayır, küçük ekmeklerden.
I just had to fight a jazz beast with a tuna baguette.
Sayende caz hücresiyle ton balıklı sandviç kullanarak dövüştüm.
So as much as I would love to spend the $ 4.40 on a... Mocha Spin and a seeded baguette... I am constantly reminded of the words of Samuel Johnson...
Mocha Spin içip tahıllı ekmeğinizden yemek için 4.40 dolar ödemeyi ne kadar istesem de sık sık Samuel Johnson'ın sözlerini hatırlamam gerekiyor.
Enjoy your baguette.
Ekmeği de almışsın.
- Madam. - A baguette, please.
Bir baget alabilir miyim?
A baguette, please.
Bir baget lütfen.
- It's a baguette.
Çantanı! - Bu çok pahalıdır.
Will I ever be able to take a stroll on Everest, grab a baguette in Paris
Ben, şöyle bir Everest'e tırmanıverip,