English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Bases

Bases traduction Turc

973 traduction parallèle
Warn Royal Canadian Air Force bases at Churchill and Wakeham Bay to send out patrols.
Kanada hava kuvvetleri Churchill ve Wakeham Körfezi üssünü devriye göndermeleri için uyarın.
Instead our victorious planes have blasted invasion bases on the continent, destroying enormous stores of material and troops.
Muzaffer İngiliz pilotları, Alman istilacılarını yok etmiş, düşmana ait mühimmat ve askeri birliklere büyük kayıplar verdirmiştir.
Yes, or between any of the bases in the game of baseball.
Evet. Ya da beyzbolda herhangi iki kale arasındaki mesafe.
Now, he's gonna try to hit the ball as far as he can and get around as many bases as he can.
Topu mümkün olduğunca uzağa atmaya çalışacak ki mümkün olduğunca çok kaleye gidebilsin.
If he could get around all the bases and back to home plate that would mean a run for his team.
Bütün kalelere gider ve başlangıç kalesine dönerse takımına bir sayı kazandırmış olacak.
You got a title? Bases Loaded.
- Başlığın var mı?
Call Readers Department. Find out what they have on Bases Loaded.
Okutman bölümünü ara ve "İlk Vuruş" hakkında elindekileri iste.
Hello, Mr. Sheldrake. On that Bases Loaded, I covered it with a two-page synopsis.
Merhaba Bay Sheldrake. "İlk Vuruş", iki sayfalık bir özet yazdım.
Bases Loaded. Wait.
- Dur bakalım.
With launching bases in the Caribbean, there is not a vital area in the United States that is not within striking distance.
Karayib'deki füze üsleriyle... Birleşik Devletlerin her yeri... füzenin menziline girer.
All I have to do is join the Kiwanis club and Fisher Sons will have all our bases covered.
Ben de Kiwanis KIübü'ne katıIırsam Fisher OğuIIarı köşeyi döner artık.
I'm interested in some proposed air bases your army's building in Portugal.
Ordunuzun Portekiz'de inşa ediyor olduğu bazı hava üsleriyle ilgileniyorum.
The bases were loaded and there were two out.
Alçaklar sarhoşmuş ve uygunsuz durumdaymışlar.
Bases loaded, two out.
Alçaklar sarhoşmuş ve uygunsuz vaziyetteymişler.
Not too near our bases, and a plenty a room to maneuver.
Üslerimizin çok yakınında değil, manevra alanı var.
"Corsica, Leghorn, last remaining British bases." Message ends.
"Korsika, Leghorn, kalan son İngiliz üsleri." Mesaj bitiyor.
Here, he won't be trapped or cut from his bases and supplies by the enemy fleet.
Burada tuzağa düşmez ya da düşman ordusu, üslerle ve erzakla bağlantısını kesemez.
If, on the other hand, we launched an attack on all their bases, we'd stand a good chance.
Eğer, diğer bir şekilde de, onların bütün üslerne bir saldırı düzenlersek, şansımız büyük olur.
It's that Congressman Raskob, who's been nosing around the bases.
Şu üslere burnunu sokup duran parlamento üyesi Raskob gelecek.
At any given moment, night or day, those airplanes are in the air... in case of any surprise attack on our bases.
Bu uçaklar gece-gündüz, sürekli havadalar... ve üslerimize yapılabilecek ani bir saldırıya karşı bekliyorlar.
We could come to a mutual agreement with the Russians... to strike only at missile bases.
Ruslar'la sadece askeri üslere saldırı yapacağımıza dair... bir anlaşma yapabiliriz.
What if the missile bases were near the cities?
Ya askeri üsler şehirlerin yakınlarındaysa?
The multiplicity of our secret bases confuses ourselves more than the Soviets.
Gizli üslerimizin bu kadar değişik türde olması, Sovyetler'den çok bizim aklımızı karıştırıyor.
No, there are no bases at Gloucester.
Hayır, Gloucester'de hiç üs yok.
Earth bases, which were only days away, are now years in the distance.
Normalde birkaç günlük mesafede olan Dünya üslerine gitmek, şimdi yıllar alır.
In July, 1967, still with a heavy heart I ordered my pilots to destroy Chinese nuclear bases
Temmuz 1967'de, hala büyük bir keder duyarak pilotlarıma Çin Nükleer Tesislerini bombalama emri verdim.
Alert to all bases :
Üssün dikkatine!
So terrorism supposes underlying bases.
Pekala, terörizm de altta yatan bir takım temeller olduğunu varsayar.
Listen. Within 10 years, there will be permanent bases on the moon, perhaps even on Mars.
Dinleyin. 10 yıl içinde Ay'da kalıcı üsler kurulacak hatta Mars'ta bile.
- Military bases.
- Askeri üsler.
She hit 330, stole 24 bases.
330'a vurdu, 24 sayı yaptı.
- Photographing missile bases.
- Füze üslerini fotoğraflayarak.
In addition, jet bombers capable of carrying nuclear weapons are now being uncrated and assembled in Cuba while the necessary air bases are being prepared.
Ayrıca, Küba nükleer silah taşıyabilecek kapasiteye getirmek için misilleme saldırılarda kullanılacak bombardıman uçaklarını savaş durumuna getiriyor.
Bases loaded, Mazeroski up, ninth inning...
Hücum oyuncuları yerlerinde, Mazeroski vuracak, son hakkı.
They've got bases all over the world now.
Artk dünyanın her yerinde üsleri var.
Because their bases are here on the Sierra Madre.
Çünkü üsleri burada Sierra Madre'de.
Never having a real home, she lived on army bases while her father pursued a brilliant military career.
Hiçbir zaman gerçek bir evi olmaz, hep askeri üslerde yaşamıştır. Parlak bir askeri kariyer babasının peşini bırakmaz.
No more NATO bases!
NATO üssü istemiyoruz!
We want the foreign bases to be dismantled!
Yabancı üslerin sökülmesini istiyoruz!
No more foreign bases!
Yabancı üsler istemiyoruz!
You may ask yourselves how come we're to destroy a town with no industry, no enemy bases, no strategic value to anyone...
Sanayisi, düşman üssü, stratejik bir değeri olmayan bir kasabayı niye yok edeceğimizi merak edebilirsiniz.
Churchill wants those bases destroyed.
Bay Churchill, roket üssünün yok edilmesini istedi.
"Occupy power bases."
"Seçmen Grubunu işgâl edin."
The Japanese transmit situation reports... to their bases at Rabaul and Truk on Wednesdays and Sundays.
Japonlar Rabaul ve Truk'taki üslerine... Çarşamba ve Pazar günleri telsizle durum raporları geçiyor.
U.S. BASES OUT OF JAPAN
ABD ÜSLERİ JAPONYA'NIN DIŞINA
Just covering all bases, sir.
Her açıdan incelemiş olmak için efendim.
Hi, y'all. 3-2, but the other team has got the bases loaded with only 1 out.
Selam. 3-2 ama diğer takımın sadece bir hakkı kaldı.
The huntings alone had fuel to fly over during half hour, while the British huntings, close to the bases, they could aterrisar and replenish e to come back toward the battle.
Alman avcı uçaklarının yakıtı, İngiltere üzerinde yalnızca yarım saatliğine uçmaya yetiyordu. Oysa İngiliz avcı uçakları, kendi üslerine yakın olmalarından dolayı, üslerine dönüp hızlıca yakıt tazeleyebiliyor ve savaşa tekrar katılabiliyordu.
They were all to the reach of the German Air Force with bases in France e in the Netherlands.
Tüm bu şehirler Almanların Fransa ve diğer ülkelerde bulunan üslerinin menzilindeydi.
e we must have 335 airplanes of first-classroom with the army protecting the bases and the aerodromes e the idea was they to attack the Japanese while they were in the sea
335 adet birinci sınıf savaş uçağı mevcuttu. Bir de üsleri ve hangarları koruyan yardımcı birlikler. Saldırı öncesinde yapılan savunma planı, Japon filosu daha denizdeyken bu uçaklarla karşı bir harekat yapılması üzerine kurgulanmıştı.
The Luftwaffe was taken possetion of the greater part of the Norwegian air bases.
Luftwaffe, Norveç havaalanlarının bir çoğunun kontrolünü ele geçirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]