Basic traduction Turc
4,400 traduction parallèle
At the most basic level, the energy trapped inside the Earth is melting rocks.
En temel anlatımla yerin altındaki enerji : Eriyen kayalardır.
Once absorbed by the jellyfish, glucose and other molecules not only power their daily voyage across the lake, they provide the basic building blocks the jellyfish use to grow the elegant and complex structures of their bodies.
Denizanası tarafından emilen glikoz ve diğer moleküller onların sadece günlük göl geçişlerine güç sağlamaz. Ayrıca denizanasının, bedenlerinin zarif ve karmaşık yapılarını geliştirmek için kullandıkları temel yapı taşlarını sağlarlar.
If they pass the test they get free training, a basic wage and the chance of a job after.
Sınavı geçen ücretsiz eğitim ve maaş alacak. Sonrasında iş bulma şansı olacakmış.
When's the next bus to basic combat training?
Temel savas egitimi için ilk otobüs ne zaman kalkiyor?
No HBO, no Showtime. Just basic cable.
HBO yok, Showtime yok, siradan kablo tv.
Well... you need to follow the four basic business principles- - marketing, quality, research, and service.
Dört temel ticaret prensibini takip etmen gerek. Pazarlama, kalite, araştırma ve hizmet.
I'm not great at reading signals or understanding basic human contact...
İşaretleri okumakta çok iyi değilim. Temel insan iletişimden de pek anlamıyorum.
Water to wine, raising the dead, walking on water- - these defy the basic laws of physics.
Sudan şarap, dirilmek, su üzerinde yürümek- -... bunlar basit fizik kanunlarına meydan okumaktır.
Now, given that every museum in the world is filled with art created from this basic impulse, the greatest literature...
Düşünsene, dünyadaki tüm müzeler bu temel güdüyle yaratılmış sanat eserleriyle dolu.
This past year has been a disaster, and this government is hell-bent on stripping away our most basic personal freedoms.
Geçtiğimiz yıl felaketti ve bu belediye en temel özgürlüklerimizi söküp almak konusunda hız tanımıyor.
Marine Corps basic training.
- Deniz piyade sınıfı temel eğitimden.
You know, humans have taken the basic impulse for sex and turned it into some unrecognizable ordeal... romance, chivalry, codes of etiquette, which necktie should I be wearing, should I say goodnight at the curb or walk her to the door?
İnsanlar, seksin en basit içgüdüsünü alıp gereksiz bir sürü şey karıştırdılar. Romantizm, mertlik, görgü kuralları... Hangi kravatı taksam kaldırımda iyi geceler dilemeli miyim yoksa kapıya kadar götürmeli miyim?
What if we could understand the basic physiology underneath all that nonsense?
Tüm bu saçmalıkların altında yatan temel fizyolojiyi anlayabilsek?
Fresh out of basic.
Eğitimden yeni çıkmışlar.
They're getting advanced trauma training with Seattle Pres, and they're here for a crash course in basic surgical skills.
Seattle Pres'ten gelişmiş travma eğitimleri alıyorlar buraya da hızlandırılmış temel cerrahi yöntemleri kursu almak üzere geldiler.
Okay, so they can debride the wounds with a basic instrument set, but now they're faced with a huge risk of infection.
Temel alet setiyle yaralardaki ölü dokuları atabilirler ama o zaman da büyük bir enfeksiyon riskiyle karşı karşıya kalırlar.
The basic theory behind infrasound is that, even though we can't hear it, it still has a physiological effect on us.
Ses ötesi teorisinin özü şu ki, o sesleri duyamasak bile üzerimizde bazı fizyolojik etkileri var.
- Maybe he went basic.
- Belki daha basit gitmiştir.
I want to complete my undergraduate degree, and one of the requirements for a B.S. Is basic anatomy... your class.
Ben lisans diplomamı almak istiyorum da diploma için gerekliliklerden biri de temel anatomi, sizin dersiniz.
I'm not sure that changes the basic fact that...
Yine de apaçık ortada olan gerçeği değiştirmez.
It would take the brightest men from the finest universities decades to unravel its most basic working.
En iyi üniversitelerdeki en iyi öğrencilerin bunun çok basit olduğunu anlaması yıllar alır.
It's just your basic multi-lateration.
Bu basit multi-laterasyon.
It's the basic ethics talk for the governor-elect's family.
Seçilen valinin ailesi hakkında temel etik konuşması.
Is it possible that otherworldly beings have been using basic mathematics and geometry in an effort to communicate with us?
Dünya dışından gelen varlıkların, temel matematik ve geometriyi ; bizlerle iletişim kurabilmek için kullanmış olması mümkün mü?
Vampires, what basic general knowledge do you have of their various characteristics, abilities, weaknesses, et cetera? All of'em.
Vampirlerin çeşitli özellikleri, yetenekleri, zaafları ve benzeri şeyler hakkında ne gibi esas genel bilgilere sahipsiniz?
This is the basic rule for all general entries.
Genel girişler için temel kural budur.
Now apply the basic rule to it.
Şimdi buna muhasebenin en temel kuralını uygula.
To become another man for months or years, it's impossible to go through and not be affected at the most basic level.
Aylar veya yıllarca başka bir adam olmak için zor bir zamanı atlatmak imkansızdır ve en temel seviyede etkisi olmaz.
In basic, we did reboot a cadet's CMR while he was sleeping and he practically ricocheted out of his body.
Sadece, bir polis akademisi öğrencisinin CMR'ını uyurken resetledik adam resmen sekerek sıçradı.
Review our positions, go over basic blocks.
Pozisyonumuzu alalım, basit hareketlerle gidelim.
Now, you'll never thread shuttles, piece yarn, but at least you'll be able to do a basic grab.
Tamam. Mekik dokuyamayacaksın, yama yapamayacaksın ama en azından en temel şeyleri tutabileceksin.
That's basic instinct.
Bu basit bir içgüdü.
Well, we only keep very basic files here, the rest would all be in storage.
Burada sadece çok başlıca dosyalar var. - Geri kalanı depodadır.
You guys are so basic.
Siz erkekler çok basitsiniz.
Shane, it's a basic midline laparotomy.
Shane, bu basit bir orta hat laparotomisi.
You used a basic dvb scramble algorithm, So I just...
Temel DVB şifreleme algoritmasını kullandım bu yüzden sadece...
Basic teenage starter kit stuff.
Tipik ergen başlangıç dozajları.
I keep thinking about the basic principle of advertising.
Reklamın temel mantığını düşünüyorum.
You're the volunteer, and if you would prefer to start with something more basic, like male respiration during climax...
Siz gönüllüsünüz ve daha temel bir şeyle başlamak isterseniz mesela orgazm sırasında erkek solunumu gibi...
Now, I want to start with a really basic command, just to see where we're all at.
Basit bir emirle başlamak istiyorum, hangi aşamada olduğumuzu görmek için.
If you play enough of'em, odds are you're in for a big win, and that's just basic science.
Eğer yeterince oynarsan, olasılıklara göre büyük para kazanıyorsun. Bildiğimiz bilim işte.
The Butter Stick is where you get your basic pastries and your coffee.
Butter Stick'te hamur işleri ve kahveler satılır.
I mean, as long as it's someone that was reliable and has basic outdoor experience and had no criminal record, that would be kosher with me. I know just the guy.
Güvenilir, doğa sporlarında tecrübesi olan ve sabıkası olmayan birisiyse, benim için uygun.
You had to have a basic understanding of'em. Which means that anybody who had these early bikes, you know, it wasn't a convenience, it was a dedication.
Bu erken motosikletlere sahip olan her hangi birinin bu motorlar hakkında temel bilgilere sahip olması gerekiyordu, bilirsiniz, bu rahatlık değil, kendinizi bu işe adamaktı
The basic elements are apparently unstable... I will turn my attention to correcting that.
Görünüşe göre temel elementler dengesiz durumda dikkatimi bunu düzeltmeye vereceğim.
In Texas, it's part of basic training.
Teksas'da eğitimin bir parçası.
I don't know, I just know about basic tasks.
Bilmiyordum, onun hakkında sadece temel şeyleri biliyordum.
Well you can continue educating her in the basic necessities and keep her safe.
Peki, temel ihtiyaçlarla ilgili onu eğitmeye devam edebilirsin. ve güvende tut.
I had done my basic training in Pensacola.
Acemiliğimi Pensacola'da yapmıştım.
Bit basic, isn't it?
Biraz basit olmuş, değil mi?
is a basic life necessity.
Animasyonda oynayan ayının "Gangnam Style" dansını izlemek bir temel yaşam zorunluluğu.