Baska traduction Turc
266,345 traduction parallèle
I have to go now, but we'll meet again, and you'll have no choice but to join me.
Şimdi gitmem lazım, tekrar görüşeceğiz ve bana katılmaktan başka şansın olmayacak.
In another life... we could have been family.
Başka bir hayatta aile olabilirdik.
Or we just leave and rebuild our lives elsewhere.
Ya da gidip başka bir yerde yeni bir hayat kurabiliriz.
Would anyone else like to share?
Başka paylaşmak isteyen var mı?
Yeah, well, you know what else takes years of specialized training?
Evet, şey, Başka neyin öğrenilmesi yıllarını alır biliyor musun?
There's another update!
Başka bir güncelleme var!
On any other day that would be so exciting.
Başka zaman olsa heyecanlanırdım.
Workout room, kegerator cellar, another workout room, and over here's a room that's just got a lit candle on a bale of hay.
Spor odam, Bira soğutuculu kilerim. Başka bir spor odası. ve orada da balyanın üstünde... yanan bir mum var.
When pressed for further comment,
Başka yorumunuz var mı diye zorlayınca,
Anyone else here know this?
Burada başka bilen var mı?
My guess is she was killed elsewhere, killer dropped her here.
Tahminime göre başka bir yerde öldürülmüş ve katil onu buraya bırakmış.
Another den of battle droids.
- Savaş diroidle dolu başka bir çıkmaz.
What else is it protecting?
O başka neyi koruyor?
What else you got in there?
Orada başka neyin var?
We'll have to find another way out.
Çıkış için başka bir yol bulmamız gerekiyor.
I don't want to do this, but you leave me no choice.
Bunu yapmak istemiyorum fakat bana başka bir şans tanımıyorsunuz.
Maybe there are other survivors.
- Belki başka kurtulanlar da vardır.
I know it caused my family nothing but trouble after Maul took it.
Maul onu aldıktan sonra ailemin başına dertten başka bir şey açmadığını biliyorum.
Anyone else have an opinion they want to share?
Fikrini paylaşmak isteyen başka biri var mı?
Gave me no choice.
Bana başka şans tanımadılar.
I told you, they had other followers.
Sana başka takipçileri olduğunu söylemiştim.
But you left me no choice.
Ama bana başka şans bırakmadın.
But the hotel came to be known by another name.
Ama otel daha sonra başka bir isimle anılmıştı.
I didn't have a choice.
Başka şansım yoktu.
You also have this other trick...
Aynı zamanda başka numaraların da var...
I have another idea.
Başka bir fikrim var.
There is no other pilot.
Başka pilot yok ki.
Now, the guy you're looking for... he's currently serving for two other murders in San Quentin.
Aradığın adam... San Quentin'daki başka iki cinayet yüzünden hapiste yatıyor.
You can call it a truce, or whatever, but they gonna want you all to come on in.
Buna bir ateşkes ya da başka bir şey diyebilrsin ama onlar hepinizi gözetim altında istiyorlar.
This is something else entirely.
Bu tamamen başka bir şey.
No more messages.
- Başka mesajınız yok.
And there's nobody who can help you more than our sister Cosima.
Tamam mı? Ve sana Cosima'dan başka yardım edebilecek kimse yok.
Well, we meet a driver, who takes you to another driver, and then another.
Bir sürücüyle buluşacağız, sonra bizi başka bir sürücüye götürecek ve sonra başka bir sürücüye daha.
And you go, "Well, if it's happening to one of my favorite creatures, what else is it happening to?"
"Bu, en sevdiğim hayvanlardan birine oluyorsa, kim bilir başka nelere oluyordur?" diyorsunuz.
I think I admitted to him that I thought this was far more deadly than some of the other things that are facing reefs.
Durumun, mercanların karşılaştığı başka şeylere nazaran daha ölümcül olduğunu ona itiraf ettim.
And you look at some of the other hotspots around the world, it's 11.3 degrees, five degrees hotter, 8.2 degrees hotter than it normally would be.
Dünyadaki başka önemli noktalara baktığınızda da normalde olacağından 11.3 derece, beş derece ve 8.2 derece daha sıcak olduğunu görürsünüz.
[Ackerman] After that, there was nothing to do but wait.
Artık beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
Corals, unlike any other form of life on Earth, except man, have the capacity to build their own environments, to create their own habitats.
Mercanlar, insan dışında, dünyadaki başka yaşam formlarının aksine, kendi çevrelerini kurup yaşam ortamlarını yaratma kapasitesine sahip tek tür.
There's another one called bryostatin that comes from coral rhizomes, and it fights cancer, too.
Bryostatin isimli başka bir ilaç da mercan rizomlarından gelir ve o da kanserle savaşır.
I hope they worked elsewhere.
Umarım başka yerde çalışmıştır.
We're gonna have to figure something else out.
Başka bir çaresini bulmak zorundayız.
We've got no choice.
Başka şansımız yok.
You've got no choice, I'm afraid.
Üzgünüm senin de başka şansın yok.
For the record, have you ever used human growth hormone or any other performance-enhancing substance?
Kayıtlara geçmesi için, hiç insan büyüme hormonu ya da başka performans artırıcı maddeler kullandınız mı?
Could we send'em to Salt Lake City or another lab?
Salt Lake City'ye ya da başka bir laboratuvara gönderebilir miyiz?
I guess they're called the FSB now... they're in the lab, who else could finance them but Vitaly Mutko?
Eğer KGB... Sanırım artık FSB diye anılıyorlar. Laboratuvardalarsa onları Vitaly Mutko'dan başka kim finanse ediyor olabilir?
The criminal police, they sentence me to another psychiatric clinic... which is for those who are sadist, who are totally worst-of-the-worst criminals.
Kriminal polis, beni başka bir psikiyatri kliniğine gönderdi. Sadistlerin, en kötü suçluların yattığı bir yerdi.
If you don't send him to London, we send to London another director. "
Londra'ya onu yollamazsanız başka bir başkan atarız. "
He's my friend since school time, and he never complained about his heart or any health problem, and...
Okul çağından beri arkadaşımdı, kalbinden veya başka bir sağlık sorunundan şikâyet ettiğini hiç duymadım.
They want him for something else that they're doing.
Başka bir araştırmayla ilgili onu istiyorlar.
It was our entrance, but from this behind, where we have a fire exit, there is another building.
Girişimiz buradaydı ama arka tarafta, yangın çıkışı olan yerde başka bir bina var.