Bathrooms traduction Turc
758 traduction parallèle
All you're interested in is having fun with windmills and hotel bathrooms.
Tek ilgilendiğin şey yel değirmenleri ve otel banyoları ile dalga geçmek.
- Bathrooms?
- Banyolar?
Now look here, man... bedbugs, broken down bathrooms and all, we are taking over the Empress of Britain as our temporary headquarters.
Bak bana, tahtakuruları, bozuk banyolar falan Britanya Kraliçesi'ni geçici karargâhımız olarak tutuyoruz.
Old World, bathrooms outside.
Eski dünyada, banyolar dışarıdaydı.
New World? Bathrooms inside.
Yeni dünyada, banyolar içerde.
I live my whole life in a 2-story house with 5 bathrooms.
Beş tuvaletli iki katlı bir evde yaşıyorum.
There are no bathrooms, and Annarella is clean, so Clean bathing in the bucket.
Kova kova su getirtti.. ve Annarella banyo yapıp, kokular sürdü.
Her Majesty has complained about the primitive bathrooms at the castle.
Majesteleri şatodaki ilkel tuvaletlerden şikâyetçiler.
Papers say barely 11 % of Paris Apts. have bathrooms
Gazeteler, Paris evlerinin yüzde 11'inde bile banyo yok diyorlar.
And you, the bathrooms.
Ve sen de banyoya.
All our bathrooms are identical to this one... and, I assure you, we've never had a complaint,
Bütün banyolarımız standarttır. Bu konuda daha önce hiç şikâyet almadık.
Where are the bathrooms?
Tuvaletler nerede acaba?
When it was returned to me it had flowered wallpaper three new bathrooms and four new closets.
Evi onlardan geri aldığımda çiçekli duvar kağıtları üç yeni banyo ve iki tane de tuvalet vardı.
Americans, I think, are over-devoted to bathrooms and closets.
Sanırım Amerikalılar banyo ve tuvaletlere fazla düşkün.
And the bathrooms?
Peki ya banyolar?
During the elections in March, the only people to talk of the price of a fridge, of work rates or bathrooms, and not just general philosophy... It wasn't Mitterrand or Mendes France, it was the delegates of the French Communist Party.
Bakın, mart seçimleri sırasında, genel felsefeden değil de bir buzdolabının fiyatından, çalışma koşullarından ya da banyolardan tek söz edenler, Mitterand veya Mendes-France değil Fransız Komünist Partisi temsilcileriydi.
- How many bathrooms? - Three.
- Kaç banyo var?
Don't forget to do the bedrooms and clean the bathrooms.
Yatakları toplayıp banyoları temizlemeyi de unutma.
But we had both fallen in love with it when we learned it had four bathrooms.
Ama dört banyosu olduğunu duyunca ikimiz de eve aşık olduk.
All the bathrooms are a colour, all the bedrooms are a letter.
Her banyo bir renk. Her yatak odası bir harf.
No bathrooms.
Hiç banyo yok.
We can order five bathrooms and take cold baths!
Beş tane banyo tutar, hepimiz buz gibi banyo yaparız.
Now let's let him look for us in all the bathrooms.
Şimdi artık, bizi bütün helâlarda arasın dursun bakalım.
Man, the bathrooms and ceiling are off limits but the basement isn't!
Oğlum, hela yasak, tavan arası yasak ama bodrum yasak değil ya!
26 bedrooms, 12 with private bathrooms.
26 oda, 12 tanesi banyolu.
It's not amatter of bathrooms
Sorun banyo meselesi değil.
No, not the bathrooms!
Hayır, banyolar değil!
Kitchens and bathrooms in portable homes.
Mutfak banyo ve portatif evler.
Go upstairs and get Manuel, then check the bathrooms for soap and paper and get those pigeons out of the water tank.
Çık, Manuel'i bul... banyolardaki malzemelere bak... ve su deposundan güvercinleri çıkar.
I saw him earlier today near the first floor bathrooms.
- Birinci kattaki tuvaletlerin yakınında görmüştüm.
She just faints in strange bathrooms.
Ama durumu iyi. Başkasının banyosunda kendinden geçer.
Please, in my next life, I only ask to have two bathrooms.
Lütfen, ikinci hayatımda iki banyo olsun.
There are public bathrooms everywhere!
Her yerde tuvalet var.
But I better check the bathrooms.
Tuvaletlere baksam iyi olacak.
Yeah, you're very big in bathrooms, aren't you?
- Tuvaletlerde çok iyisin değil mi?
Nor bathrooms, neither! Shit, woman! You're lucky I am housebroke!
Ve dua et kakamı da dışarı yapıyorum.
Bathrooms stink.
Tuvaletler kokuyor.
They say we've got to eat together and use the same bathrooms as the niggers.
Zencilerle aynı masada oturup aynı tuvaleti kullanmalısınız diyorlar.
Well, sir, there are 15 bathrooms.
- Burada 15 tane tuvalet var.
15 bathrooms?
- 15 mi? Tuvalet mi?
When you're cleaning those bathrooms, what you do is you pick up the towel, and you give it a good shake and a good look, and you say to yourself, "Would I dry myself on this towel?"
Banyoları temizlerken, şöyle yapacaksın : havluyu alıp, ve iyice bir sallayıp bakacaksın, ve kendine şunu soracaksın, "Kendimi bu havluyla kurular mıyım?"
Separate bathrooms, darling
Ayrı banyolar canım.
"Ln our country, bathrooms are generally outside the house."
"Ülkemizde, banyolar genellikle evin dışındadır hanımefendi!"'
I've been having some bad luck with bathrooms lately.
Son günlerde tuvaletlerle ilgili bir şansızlığım oldu
Amazing how many locked bathrooms there are in Chicago at night.
Şikago'da geceleri kaç tuvaletin kilitli olduğuna inanamazsınız.
Two bathrooms, one in the front yard, one in the back.
İki tane tuvaleti olan : Biri ön birisi arka bahçede olan.
Why do they hide the bathrooms in these malls?
Bu alışveriş merkezlerinde tuvaletleri neden saklarlar ki?
A sense of melancholy and frustration... overtook all the guests, making them take refuge on the patio... in the barns and bathrooms... as they yearned for'the love of their lives'.
Bütün misafirleri saran melankoli ve... düş kırıklığı, onları terasa... ambara ve banyolara taşıyordu... kavuşmak için can atıyorlardı'hayatlarının aşkına.'
It's in the bathrooms.
- Aynen öyle.
Some bathrooms have windows this side of the house.
Bu cephede bazılarında var.
15 bathrooms, you'd think I could find one.
15 tane banyo varken birini bulurum sanıyorsun.