Bayou traduction Turc
279 traduction parallèle
There's Bayou Belle and Donna Cona in the stables.
Ahırda Bayou Belle ve Donna Cona vardı.
I just kind of squinched through the cane by the bayou.
Nehir kolu boyunca iki büklüm geldim.
- You swam the bayou?
- Yüzdün mü?
It's from the Great Bayou Novelty Greenhouse!
Great Bayou Novelty Greenhouse'dan geliyor!
You don't seriously believe, do you, that the Great Bayou or whatever the greenhouse novelty company that sent Tom his package is owned and operated by six-foot-tall mushrooms from another planet?
Böyle bir şeye gerçekten inanmıyorsun, öyle değil mi? Great Bayou ya da Tom'a paketini gönderen her ne yeşillik şirketine bir başka gecegenden 1.80 boyundaki mantarların sahip olup onlar tarafından işletildiğine.
They do it a lot down in the bayou.
Bataklıklarda bu zoka çok kullanılır.
He's headed for the Irish Bayou.
İrlanda koyuna doğru gidiyor.
You just try that in my bayou, boy!
Bunu benim nehrimde yapsaydın!
Nobody takes advantage of you bayou people.
Kimse sizi suiistimal etmiyor.
Come what may, to Blue Bayou
# Ne seni kederlendirir...
Bayou All those fishing boats with their sails afloat If I could only see
# Yüzerek salınan tüm bu balıkçı tekneleri tek görmek istediğim.
Bayou Sam from South Louisiana
Güney Louisiana'lı Sam
I thought you lost your hair down in the Bayou Sallot.
Bayou Sallot'ta kafa derini yüzdüler sanıyordum.
This is it. Bayou Plantation.
Bu bir bataklık çiftliği.
Now, she's gonna go back into that bayou and she's gonna be forgotten.
Şimdi o bataklığına geri dönmüş olacak ve unutulacak.
Now you stay out of that bayou.
O bataklıktan uzak dur.
You're not from the bayou.
Sen bataklıktan değilsin.
This place, the bayou, it is my home.
Bu yer, bataklık benim evim.
If I leave the bayou, I will die.
Bataklığı terk edersem, ölürüm.
But if you don't leave the bayou- -
Fakat bataklığı terk etmezsen de...
She's here, in the bayou.
O burada, bataklıkta.
Nobody knows the bayou like a Cajun.
Hiç kimse bataklığı bir Cajun kadar iyi bilemez.
The best hunters in the bayou.
Bataklığın en iyi avcıları.
Layla, what's at the northeast end of the bayou?
Layla, bataklığın kuzeydoğu tarafında ne var?
Then one day they'll find me, holed up in a shack in the Louisiana bayou.
Sonra bir gün beni bulacak ve Louisiana gölü kıyısında bir barakaya tıkacaklar.
He's in the bayou tonight.
Bu gece bataklıkta.
It was a bayou and it was grassy, snaky-looking area.
Bataklık, çimenlik, yılanlarla dolu bir yerdi.
Son of a gun, we'll have big fun on the bayou.
# Köftehor seni, bataklıkta çok eğleneceğiz #
- Bayou.
- Bayou.
Goin'to the Bayou and there it'll begin.
Bayou'ya gidip, yeniden başlayacağız.
Bayou Tesche?
Bayou Tesche'ye mi?
Guess you knew you made me jealous and longing with all you talk about Bayou.
Bayou hakkında söylediklerinin beni kıskandırıp buraya çekeceğini biliyordun sanırım.
Ft. Jefferson, Bayou Bluff, Morgan City, you name it. McAllen, Texas?
Zaten ClA tarafından uyarıldım, bu da bir diğer tehditse...
The "angry lone nut" solution is beginning to take shape.
Jefferson, Bayou Bluff, Morgan City, her yer.
Bayou expresso.
Bayou espresso.
Son of a gun, we'll have big fun on the bayou tonight.
Hay aksi. Bu gece burada büyük bir eğlence olacak.
Did you hear the joke about Andre and Beaudreau hunting on the bayou?
Körfezde avlanan Andre'yle Beaudreau fıkrasını duydun mu?
Virginia gentlemen fighting alongside Texas frontiersmen and bayou bushwhackers from Louisiana.
Teksas sınırında yaşayanlarla yanyana çarpışan Virginialı centilmenler... ve Louisiana bataklıklarından gelenler.
I'm gonna take Elvira south, then to Bayou La Fouche March Gras graveyard.
Elvira'nın güneyinden, Bayou La Fouche'ye,.. ... Mardi Gras mezarlığını alacağım.
We'll set up an ambush this side of Bayou La Fouche.
- Bayou La Fouche'nin bu tarafında bir pusu kurduk.
His body was found in a lonely cottage, near the Louisiana bayou he loved.
Cesedi Louisiana'da tenha bir dağ evinde bulundu.
The sisters tell me your last posting was at a women's prison facility in the Louisiana bayou.
Rahibeler son görevinizin Louisina kadınlar hapishanesinde... - olduğunu söyledi.
So Bubba was from Bayou La Batre, Alabama, and his mama cooked shrimp.
Bubba, Alabama, Bayou La Batre'lıydı ve annesi karides pişirirdi.
- What the hell is in Bayou La Batre?
- Bayou La Batre'da ne var?
I didn't stay home for long because I'd made a promise to Bubba, and I always try to keep my promise, so I went on down to Bayou La Batre to meet Bubba's family.
Evde fazla kalmadım çünkü Bubba'ya söz vermiştim ve sözlerimi hep tutmaya çalışırım ve Bubba'nın ailesiyle tanışmak için Bayou La Batre'a gittim.
Bayou La Batre's entire shrimping industry has fallen victim to Carmen and has been left in utter ruin.
Bayou La Batre'daki tüm karides sanayii Carmen'e yenik düştü ve harap oldu.
And I gave a whole bunch to the Bayou La Batre fishing hospital.
Ve bir miktar parayı Bayou La Batre balıkçılık hastanesine verdim.
It was like just before the sun goes to bed down on the bayou.
Çölde günbatımının hemen öncesine benziyordu.
The mysterious Dr. Fishburn derives the extract from a plant, found deep in the Louisiana bayou.
New Orleans'lı doktor AİDS'e tedavi buldu! Esrarengiz Dr. Fishburn Lousiana bataklığının derinliklerinde yetişen bir bitki özü buldu.
Look at that thing, he's got all the look like a plant from the bayou, then I don't know bayous.
Şuna iyice bir bak bataklıktaki bitkisinin dış görünüşünü tamamen aynı. Ama ben bataklıktan anlamam.
Ah, that's what happens when you go tromping around the bayou in the middle of the night.
Gecenin bir yarısı su kenarında körlemesine gezerseniz böyle olur.