English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Beating

Beating traduction Turc

6,740 traduction parallèle
We've got a couple of local spotters down there beating the bushes for leads.
Bölgede birkaç ipucu bulmak için çalışan birkaç gözcümüz var.
His hobbies include beating on me, and watching kung-fu movies so he can find new ways to beat on me.
Hobileri beni dövmek ve kung-fu filmleri izlemek daha sonra izlediği filmlerden öğrendikleriyle beni tekrar dövmek.
Can you feel its heart beating?
Kalp atışını hissedebiliyor musun?
I'll stick to beating your ass in court.
Senin kıçını mahkemede tekmelemekte kararlıyım.
He won't die from that feeble beating.
O kadarcık dayakla ölür mü?
Your heart's still beating, hers stopped 13 years ago.
Senin kalbin o zamanlar atıyordu, ama onunki 13 yıl önce durmuştu.
" Your heart's still beating,
" Senin kalbin hala atıyordu,
Good luck beating Harvey without money.
Paran olmadan Harvey'i alt etmede başarılar dilerim.
And what are you beating right now?
Peki şu anda ne yiyorsun?
Would you care to share with the Khan the words that you keep so closely to your still-beating heart?
Kalbine çok yakın tuttuğun bu sözleri Han ile paylaşmak ister misin?
That beating you took done scrambled your brain.
- Yediğin dayak beynini sulandırmış.
Whoever gave him that beating had to know how to handle themselves.
Onu döven artık her kimse kendini savunmayı bilen biriymiş belli ki.
Timing this beating?
Zaman mı tutuyorsun?
"But the next moment, Peter was standing on the rock again, " with a smile on his face and a drum beating within him.
Ama sonra, Peter yüzünde bir gülümseme ve içinde çalan davul sesleri ile yeniden kayanın üzerinde dikiliyordu.
- Watch out. The ladies are gonna be beating a path to your door in no time.
- Haberin olsun yakında kadınlar kapında sıra olacak.
You came back for a beating, didn't you?
Kavga etmek için geldin, değil mi?
~ Or beating the crap out of my friend?
-... arkadaşımı öldüresiye dövmen mi?
Those soldiers gave you a good beating.
Askerler pestilini çıkarmıştı.
I'm beating the shit out of a Brazilian dude in front of 15,000 Japanese people.
Brezilya'lı bir adamın pisliğini yeneceğim 15.000 Japon halkın önünde.
I challenge any man here to endure a beating like that and keep his mouth shut.
Öyle bir dayağa katlanıp, çenesini tutabilecek buradaki her erkeğe meydan okuyorum.
I thought I had done a lot of bad things, but you are getting a beating one by one.
Yeterince kötü şey yaptığımı düşünmüştüm ama sen dayak arıyorsun.
Looks like you were born to take a beating.
Dayak yemek için doğmuşsun.
Looks like you were born to take a beating, Allen.
Dayak yemek için doğmuşsun Allen.
He started beating the crap out of the guy.
Adamı dövmeye başladı.
I say he's a coward, and I happen to know that he took a beating last night and ran off like a little girl.
Bence tam bir korkak, ve bil ki dün gece benden dayak yiyip küçük bir kız gibi kaçtı.
Yeah, but didn't one of the trophies rise above the rest, beating out some stiff competition?
Evet ama yaptığın bir ödül hepsinin arasından "yükselip" bu "sert" yarışmada öne geçmedi mi?
I held a beating heart in my hand once, and I wrote a paper about it.
Bir keresinde, atan bir kalbi elimde tutmuştum ve bunun hakkında bir yazı yazdım.
Martin's been secretly taking self-defense courses, and now he's beating up Nelson.
Martin gizlice kendini savunma eğitimi almış, şimdi de Nelson'u alt ediyor.
With Rut beating Adam with a time of 52 seconds, it was down to my sister's little Honda to sink their dreams of a win.
Rut'ın Adam'ı 52 saniyelik bir süre ile geçmesiyle,... onların kazanma hayallerini bitirmesi için sıra kız kardeşimin minik Hondasındaydı.
I may have lost to Rut, but I enjoyed beating race boy...
Rut'a kaybetmiş olabilirdim ama yarışçı çocuğu geçmenin keyfini çıkarıyordum.
Pizza did sound good, but I was focused on beating these guys to the finish line, and I had one last trick up my sleeve.
Pizza kulağa hoş geliyordu, ama ben şu herifleri finiş çizgisine kadar yenmeye odaklanmıştım. Ve son defa gizli bir stratejim vardı.
Be stiller, my beating heart.
Benim kalbim atmaya devam ediyor.
I'm just sick of nerd-girls like you beating up on stars like me.
Senin gibi ineklerin benim gibi yıldızları hırpalamasından bıktım.
Didn't say a word, just started beating me.
Hiçbir şey söylemediler, birden beni dövmeye başladılar.
You know, there's a rumor going around that Falcone gave your latest boy-toy... a nasty beating.
Falcone'un senin yeni oyuncağına temiz dayak attırdığına dair dedikodular dönüyor.
Not everyone's built for a beating like that.
Herkes böyle bir şey yaşayıp boynu dik yaşayamaz.
Beating addiction is work.
Bağımlılığı yenmek çaba ister.
Now that's a terrible beating when you have to stay resting for 30 days.
30 gün hastanede kalmak için iyi dayak yemiş olmalısınız.
He's saying he has a right to stop me from beating on a mope.
- Serserileri dövmeme engel olmaya hakkı olduğunu söylüyor.
You can work up an appetite beating somebody up.
Birini döverken iştahlı olabiliyormuşsun demek ki.
You were the subject of a grand jury hearing for the beating of a witness, a psychologist named Dr. Booth?
Bir tanığın dövülmesinde büyük jüri duruşmasının konusuydunuz,... Dr. Booth adında bir psikologun?
You want a... beating or a bullet?
Dayak mı yemek istersiniz kurşun mu?
I did my job, I did exactly as I was told to... and then, because you screwed it, I took the beating and the Horse thinks I'm a useless prick.
İşimi bana tam söylendiği şekilde yaptım... sonra sen bunu bozduğun için dövüldüm ve At beni işe yaramaz bir pislik gibi görüyor.
She was beating me, like, 155 to 90, but I'm pretty sure she cheats, so, you know...
Beni 155'e 90 yenmişti ama hile yaptığına eminim.
Someone who looks like you.. " was beating up the goons, slicing them up.
Aynı sana benzeyen bir adam kötü adamları pataklayıp, kesti ve öldürdü mü?
Because that's where the killer would have placed his hands during the beating.
Çünkü katilin bu esnada ellerini oraya koymuş olması gerek.
That time in the cave we can't remember, you took a beating from someone or something.
Mağarada neler olduğunu hatırlayamadığımız o dakikalarda biri ya da bir şey seni dövmüş.
Victim also has perimortem fracturing related to a beating.
Maktulün ölüm anında dövülme kaynaklı kırıkları var.
Wait a second, a beating before dumping?
Bir saniye. Cesedi atmadan önce dövmüşler mi?
Okay, so you're telling me that he was willing to forget about the beating because of a bracelet?
Tamam, yani bilezik yüzünden dayağı unutmaya mı niyetliydi?
[Drums beating] _
OBURLUK.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]