Because it's you traduction Turc
14,003 traduction parallèle
Look, I know I'm always busting your balls, but it's just because you're the only person in this house whose judgment actually matters to me.
Bak, her zaman üstüne vardığımı biliyorum. Ama evimizde görüşünü önemsediğim tek kişi sen olduğun için.
It's probably because of all those apps you've been downloading.
Muhtemelen indirdiğin o uygulamalardandır.
Because hate to break it to you, but that's not really your strong suit.
Sana yüklenmek istemiyorum ama bu konuda çok başarılı olduğun söylenemez.
It's funny, because you're the one who made me realize that I could never be a Time Master.
Tuhaf, asla bir Zaman Efendisi olamayacağımı anlamamı sağlayan sendin.
Well, if I'm being brutally honest, it's because you can't fucking move past it.
Iyi, ı'm acımasızca dürüst olmak eğer, Tamam en geçmiş geçelim.
You know, like, you don't wanna wait too long, right, because they say, like, after you pass 35, it's harder to get pregnant.
Eğer gibi, biliyorum Ister, doğru, çok uzun beklemek yok Eğer 35 geçtikten sonra, çünkü onlar, gibi, demek
Because I think it's ridiculous that you won't just move over to third base, so...
Bu sadece üçüncü baza üzerinde hareket, yani olmayacaktır.
Just because your boyfriend went AWOL doesn't mean you have to slum it with this loser.
Sırf erkek arkadaşın ortadan kayboldu diye bu ezikle takılmak zorunda değilsin yani.
But the one thing I know is you keep going through the pain because if you stop, it's going to hurt a whole lot more to get started again.
Ama bildiğim şey şu. Acıya rağmen devam etmen gerekir. Eğer durursan yeniden başlaması çok daha acı verecek.
I will not be woken up in the middle of the night because it has fever or croup or fucking colic because you will not be living under my roof.
Ateşi ya da sancısı var diye gecenin bir yarısında uyanmayacağım. Çünkü benim çatım altında yaşamayacaksın.
It's because you're the only one I didn't hurt... personally, I mean.
Zarar vermediğim tek kişi sen olduğun için.
Then that's on you, because I deserve the blame... all of it.
O zaman bu senin hatan. Çünkü ayıplanmayı hak ediyorum. Hepsini.
I'm not telling them, because you're not doing it, because it's not something one does.
Onlara söylemeyeceğim çünkü bunu yapmayacaksın çünkü bu yanlış bir şey.
First of all, it's "lie." Second of all, no, you can't, because we don't want to give Mommy lice.
İlk olarak bunların hepsi palavra. İkinci olarak da hayır yatamazsın çünkü bitleri annemize bulaştırmak istemeyiz.
Oh, I'm lying because I've- - ♪ Never been in love B-4 ♪ ♪ Now all at once it's you ♪
Yalan söylüyorum çünkü... â ™ ª Hiç B-4 ile aşk yaşamadım â ™ ª â ™ ª Şimdi tüm önceliğim sensin â ™ ª â ™ ª Her şeyden daha fazla â ™ ª
Because I knew that you would try to talk me out of it.
Çünkü söylesem beni bu işten vazgeçirmeye çalışırdın.
Because it's not safe for you to be pursuing him on your own.
Çünkü onu tek başına kovalaman çok tehlikeli.
Because the woman you love doesn't care about your real-estate holdings. It's you she loves.
Çünkü sevdiğin kadın sahip olduğun binaları umursamıyor.
You're focusing on Christopher because you want it to be Christopher, but we can't ignore the other two crime families that were there last night.
Suçlunun Christopher olmasını istediğin için ona odaklısın ama dün gece orada olan diğer iki suç ailesini de unutmayalım.
Just because it's not you and me getting wasted every night, with different women every night...
Sırf her gece seninle değil de, başka kadınlarla sarhoş olmam...
They're gonna click on that link, watch the footage, hear the record, and they're gonna love it because it's great, because you're great.
Linke tıklayacaklar, klibi izleyecekler, albümü dinleyecekler ve bayılacaklar. Çünkü albüm muhteşem, çünkü sen muhteşemsin.
You know, and it's kind of not fair, because I talk to you about mine all the time.
Bu hiç adil değil çünkü ben her zaman sana anlatırdım.
It's bad timing, I know, but I'm not gonna let you lock me up, because I'm not the one doing crazy things.
Kötü zamanlama, biliyorum ama beni bir yere kilitlemene izin vermeyeceğim çünkü akıldışı şeyleri yapan kişi ben değilim.
Because it's not enough to just love it, you also need to perceive it.
Çünkü sadece sevmeniz yeterli değil. Anlamanız da gerekir.
If you remember those, that's probably because we're continuing lecturing you about how wrong it is to remember them.
Onları hatırlıyorsanız, sebebi muhtemelen hatırlamanın ne denli yanlış olduğuna dair çekmeye devam ettiğimiz nutuklardır.
There's still another path that'll allow you to find the people and things you are looking for, even if you can't see it now... because all you can see before you now are your own doubts and the darkness.
Aradığın insanları ve şeyleri bulmanı sağlayacak bir yol daha var. Şu anda göremesen bile. Şu an tüm görebildiğin şüphelerin ve karanlık.
She thinks it's because you're angry with her.
- Ona sinirli olduğun için dedi.
- Because it's what you think.
- Öyle düşünüyorsun çünkü.
He told you lies because it was inevitable, but you must decide ifyou want him, and ifyou can forgive him or not, that's the real problem.
Bu durum kaçınılmaz olduğu için sana yalan söyledi. Senin yapman gereken, onu isteyip istemediğine affedip affedemeyeceğine karar vermek. Asıl mesele bu.
- Uh-huh. Turns out, research says that it's, you know, it's super-hard for millennials to get interested in mortgages because of the economy and stuff.
Araştırmalara göre 20-30 yaş grubunun ekonomi vb. şeyler yüzünden ipoteklere merak salmaları çok zormuş.
Because once you realize how much better Rebirth's products are than what you get in the store, it just... It sells itself.
Çünkü Yeniden Doğuş'un ürünlerinin mağazada aldıklarından ne derece daha iyi olduklarını anladığın zaman o şey kendini satmış oluyor.
Look, man, it's a long story, and the only thing you need to know is that some innocent people are gonna get hurt, because the Ancestors, they don't give a damn if this whole city becomes a war zone.
Bak dostum, bu çok uzun bir hikaye ve bilmen gereken şey.. .. masum insanların zarar görecek olması.. .. çünkü Atalar şehrin..
And then you blamed Lucien because it's always somebody else's fault.
Sonra da Lucien'ı suçladın.. çünkü her zaman başkası suçludur.
Maybe it's because I've been in your mind, or maybe that's just how you know you love someone.
Belki de bunun nedeni, zihninde olduğum içindir. Ya da bu birini nasıl sevdiğini bildiğini gösteriyordur.
But I really think you should because it's just... It's just a fine brew.
Ama cidden ortak olmalısın bence çünkü harika bir alkol.
No, it's been hard on her because you're pussy.
Onun için zor çünkü sen bir korkaksın.
No, it's not the same because we're not gonna leave you for the police.
Aynı şey değil. Hayır, aynı şey değil. çünkü seni polise bırakmayacağız.
Right, but I think, at this point, what's less important is whether or not you hit it, more just where your eyes end up because that's what people'd be looking at.
Doğru, ama bence bu noktada gözlerinin yukarı bakması vurup vurmamandan daha önemli. Oraya bakacaklar.
It's because you babied her.
Çünkü el bebek gül bebek büyüttünüz.
It's because you're...
Çünkü sen bana...
I don't know what tanked it, but I know we had a shot, mostly because I worked my ass off to cover for you.
Neden başarısız olduğunu bilmiyorum, ama bir fırsatımız olduğunu biliyorum bilhassa da seni korumak için kıçımı yırttığım için.
You're here because you're almost as crazy as Frank Castle, and that's it.
Buradasın çünkü neredeyse Frank Castle kadar manyak birisin.
Maybe it's because you've been humoring his metaphor without fully embracing it.
Belki de onun durumunu tamamen kabullenmiyorsunuzdur.
The case that's been consuming you, causing people to despise you, call you names... I even quarreled upon occasion because of it?
Seni yiyip bitiren, insanların senden nefret etmesine, sana lakap takmasına hatta kavgaya bulaşmama sebep olan dava mı?
So I came to save your ass, but just because these wings aren't the ones you wanted, that's it? We're done?
Buraya seni kurtarmaya geldim ama sırf bu kanatlar istadiğin kanatlar değil diye bitti mi yani, ortak değil miyiz?
Maybe it's because you've been humoring his metaphor without fully embracing it.
Belki benzetmelerini tamamen kabullenmeden sadece ayak uydurmaya çalıştığındandır.
Ah. Or it's because you think that everybody's out to get you.
Ya da herkesin sana zarar vermeye çalıştığını sandığın içindir.
Maybe it's entirely in character, but you wouldn't know because we haven't talked in so long.
Belki de tamamen karakterime aittir, ancak bilemezsin çünkü ne zamandır konuşmuyoruz.
She's gonna point right at you, because... well, it's the truth, so she won't be lying.
Parmağıyla seni gösterecek çünkü gerçek olan bu, yani yalan söylememiş olacak.
It's because rusty told you about the threats that Gary made.
Rusty size Gary'nin ettiği tehditleri anlattığı için mi?
It's just, you know, kind of a fling, because, you know, he's young.
Sadece bir nevi deneme gördüğün gibi çok genç.
because it's true 90
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's embarrassing 16
because it's the truth 44
because it's not true 18
because it's 93
it's your choice 290
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's embarrassing 16
because it's the truth 44
because it's not true 18
because it's 93
it's your choice 290
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your turn now 40
it's your funeral 64
it's your life 157
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your turn now 40
it's your funeral 64
it's your life 157