Because you're traduction Turc
27,455 traduction parallèle
- Because you're a hell of a salesman, William, when you're motivated, and I'm pretty sure that when you get out of prison, you're gonna be motivated not to live on the street.
Çünkü istediğin zaman herkesi ikna edebilirsin William ve hapisten çıktığında sokakta yaşamak istemeyeceğinden eminim.
I don't wanna be a part of whatever little group you've formed because they're all equally lame.
Küçük grubunuzun bir parçası olmak istemiyorum, çünkü hepsi birbirinden yavan.
Because you're the only person here that's nice to me.
Çünkü burada bana iyi davranan tek kişi sensin.
Huge incentives given to contractors for very long contracts, so it's actually a disincentive to provide the service, because you're going to be paid anyway.
Uzun vadeli sözleşmeler için muazzam teşvikler veriliyor. Hatta hizmeti vermenin bir getirisi yok, çünkü zaten paranızı alıyorsunuz.
No, that's not fair and you know it, because Mike's loyalty is the reason you're not in prison.
Hayır, haksızlık ettiğinin farkındasın çünkü hapiste olmamanın sebebi Mike'ın sadakati.
I asked you to be a part of this because you're one of my brightest students, but I also asked you in particular because I didn't think you'd be so naive.
En parlak öğrencilerimden biri olduğun için senden bana yardım etmeni istedim senden istememin bir başka sebebi ise bu kadar saf olmayacağını düşünmüştüm.
Because we both know that you're out of your mind.
Çünkü kafayı yediğini ikimiz de biliyoruz.
Because you're here, so I didn't care.
Çünkü sen buradasın, o yüzden umurumda değildi.
I also know you have an indictment on the horizon, and you're looking for new representation because no lawyer in his right mind wants to touch you with a ten-foot pole.
Yakında bir davan olduğunu ve yeni bir temsilci aradığını da biliyorum çünkü aklı başında olan hiçbir avukat senin yakınına dahi yaklaşamaz.
Well, I'd say you're shit out of luck because it is not my call.
O zaman şansına küs derdim çünkü ben karar vermiyorum.
Well, then it better be someone huge, and you better do it in the next 48 hours because that's when I set our next appointment with Sutter, and when we get there, we're signing him as a client.
- Büyük biri olsa iyi olur. 48 saat içinde yapman gerek çünkü 48 saat sonra Sutter ile randevun var ve o randevuda onu müşteri olarak imzalıyoruz.
- Because you're still here, and the markets closed six hours ago.
- Çünkü hala buradasın ve piyasalar altı saat önce kapandı.
No, you didn't give me a chance to show you because you're afraid of William Sutter, when the person you should be afraid of is me.
Hayır, bana bu şansı vermedin çünkü William Sutter'dan korkuyorsun hem de esas korkman gereken kişi ben olmama rağmen.
Harvey's idea was for me to tell these guys that the real reason you're here is because you're an informant.
Harvey'nin fikri, buradakilere senin muhbir olduğun için hala burada bulunduğunu söylemekti.
Well, that's never gonna happen, because the only way to win this thing is to get down in the mud, and if I was gonna be your lawyer, which I'm never gonna be, I'd tell you that's the last place you want to be when you're staring down the barrel of an indictment.
Böyle bir şey olmayacak çünkü bunu kazanmanın tek yolu çamura bulanmak ve eğer senin avukatın olsaydım, ki asla olmayacağım çamura bulanmanın, bir çuval suçlamayla karşı karşıyayken iyi bir fikir olmadığını söylerdim.
Well, I hope you know what you're doing, Harvey, because we could have had them both.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur Harvey, çünkü ikisi de bizde olabilirdi.
Because he's in prison, and you're facing an indictment, which makes him the biggest vulnerability you have.
Çünkü o hapiste, sen de iddianameyle karşı karşıyasın bu da en zayıf noktamızı o yapıyor.
Makes me sick to my stomach, but I'm gonna live with it, because you're gonna give me something in return.
Kusmak istiyorum ama idare edeceğim. - Çünkü karşılığında bana bir şey vereceksin.
Nothing. It's just... you didn't want me to take this case, and now you're getting pissed at me because I'm too good a job defending my client.
Şimdi de müvekkilimi çok iyi savunduğum için bana sinirleniyorsun.
No, you had the dream, because you don't want to deal with what you're doing to your friend.
Hayır, o rüyayı gördün, çünkü arkadaşına yaptığın şeyle başa çıkmak istemiyorsun.
Because I wouldn't be doing my job, if I didn't inform you that actions have consequences, and you seem to think that the only consequence of what you're doing is getting out of here early, but it's not.
Çünkü bu hareketlerin sonuçları olduğunu sana söylemeseydim, işimi yapmıyor olurdum. ... ve sen yaptığın şeyin tek sonucunun buradan erkenden çıkıp gitmek olduğunu düşünecektin,... ama öyle değil.
You're not in this position because of something I did.
Benim yaptığım bir şeyden dolayı bu durumda değilsin.
You're in it because of Sutter, and he'd be demanding you have this case dismissed whether we have his other business or not.
Sutter yüzünden bu durumdasın... ve o da davayı düşürmeni istiyor biz onun diğer işlerine sahip olsak da olmasak da.
Because I want to know if you're willing to give me access to certain records.
Çünkü bazı kayıtlara erişim izni vermeye razı olup olmadığını bilmem gerek.
And that's the truth, but I guess it doesn't matter, because if you don't find Maria, someday they're gonna walk me down that hall and put me to death.
Gerçek bu, ama sanırım bir şey fark etmiyor, çünkü eğer Maria'yı bulmazsan, bir gün beni o salona çıkarıp ölüm cezamı kesecekler.
That would be a lot easier if I had access to Sutter's files. - Because he can't know we're doing this. Well, I can't get that to you right now.
- Sutter'ın dosyalarına ulaşabilsem çok kolay olurdu.
That's too bad because if you don't, you're both gonna end up behind bars.
Bu çok kötü olur çünkü, eğer ele vermezsen ikiniz de hapsi boylayacaksınız.
I give a shit that you start listening to what I'm goddamn telling you because when the SEC gets you on the stand, they're going to go through your life with a fine tooth comb, and if you got something to hide,
Söylediğim şeyleri dinlemeye başlaman umurumda ama. Çünkü SPK seni duruşmaya çıkardığında hayatını didik didik edecekler ve eğer sakladığın bir şey varsa emin ol bulacaklar.
In case you haven't noticed, your life is already screwed up. You're in here because of some other guy's crime, and if he gets caught, you're gonna be in here together.
Fark etmediysen hayatın zaten mahvolmuş başkasının işlediği bir suçtan buradasın ve eğer o da yakalanırsa ikiniz birlikte içeride olacaksın.
Because the person you're looking for doesn't work for William Sutter. Holy shit.
Çünkü aradığın kişi William Sutter adına çalışmıyor.
Because I know what you're up to in here.
Çünkü senin burada ne yaptığını biliyorum.
It's the first you're hearing about it because the witness just came forward yesterday.
İlk kez duyuyorsun çünkü tanık dün ortaya çıktı.
Because when you're happy, you don't go looking somewhere else. Donna- -
- Çünkü mutluyken gidip başkasını aramazsın.
Because if she turns on you, you're gonna be getting a hell of a lot more.
Çünkü eğer o seni ele verirse çok daha fazlasını yersin.
Because I went to Cahill and cut you the best deal you're ever gonna get.
Çünkü Cahill'e gidip sana alabileceğin en iyi anlaşmayı ayarladım.
Maybe it's because you're crazy.
Belki de delirdiğin içindir.
Because... because you're not happy?
Çünkü sen mutlu değilsin.
Because they wanna see if you're honest.
Çünkü dürüst müsün görmek isteyecekler.
You get so hooked on it, they gotta put you in a straitjacket and drag your ass off the field because when you're playing, as you guys know, you're all king shit.
O kadar çekilirsiniz ki seni halata bağlayıp sahadan çeke çeke çıkarırlar çünkü oynarken, bildiğiniz gibi hepiniz kralsınız.
I can tell because you're shivering.
Titriyorsun çünkü söyleyebilirim.
You're here because we're having a natural pregnancy.
Doğal yoldan doğum istediğimiz için buradasın.
Uh, you're... you're gonna judge me because I steal condiments?
Sen...
Maybe you're not meeting someone because on some level, you don't want to be truly known.
Birini bir aşamaya kadar tanımadığın için karşındakinin seni gerçekten tanımasını istemiyorsun sanırım.
- You're right, it's fine because you are a great dad.
- Haklısın, bu güzel, çünkü sen harika bir babasın.
Well, it doesn't matter who was driving before, because you're behind the wheel now.
Önceden kimin sürdüğü artık önemli değil, çünkü şu anda direksiyonda olan sensin.
Well you're never gonna see her again because she's dead!
Onu bir daha göremeyeceksin çünkü öldü!
It's because you're drunk.
Sarhoşsun ondan.
I'm taking it, and you're letting me because that's how our deal works.
Bunu alıyorum, ve bana karşı çıkmayacaksın çünkü anlaşmamız böyleydi.
Because you're not the same man.
Çünkü aynı adam değilsin.
But I think that that is good for the world, and I simply got you these cool and funky pastries'cause they're cool and funky, not because they're Latino, or whatever.
Ama bence bunlar hep dünyanın yararına ayrıca bu havalı ve farklı hamur işlerini almamın sebebi de havalı ve farklı olmaları Latin yemeği oldukları için değil.
You just ad-admit pre-defeat because the odds are that you're gonna be right?
İhtimaller yenilgiyi gösteriyor diye yenilmeden kabullenecek misin yani?
because you're stupid 16
because you're my friend 21
because you're right 26
because you're afraid 18
because you're here 18
because you're not 32
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
because you're my friend 21
because you're right 26
because you're afraid 18
because you're here 18
because you're not 32
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645