Beef jerky traduction Turc
190 traduction parallèle
Your old man wants some biscuits and beef jerky.
Baban ekmekle biftek istiyor.
Let me have a Three Musketeers... and a ballpoint pen, one of those combs there... a pint of Old Harper... a couple of flashlight batteries and some beef jerky.
Bana bir Three Musketeers çikolata... bir de tükenmez kalem, şuradaki taraklardan bir tane... ve bir şişe Old Harper... iki adet el feneri pili ve biraz da pastırma.
We'll need half a side of bacon ten pounds of beef jerky, twenty pounds of horse grain.
Tuzlu yag gerekli bes kilo kurutulmus et, atlar için de on kilo arpa.
Here, have some beef jerky.
Burada kurumus et var.
Beef jerky time.
Acılı biftek zamanı.
- You want some beef jerky?
- Acılı biftek ister misin?
Beef jerky?
Acılı biftek?
Here's chicken feet and beef jerky, couldn't get duck tongues
Alın tavuk budu ve kurutulmuş et. Ördek dili bulamadım.
What they don't know is they're now dealing with Bernie Green, a pretty tough piece of beef jerky.
Bernie Green'le karşı karşıya olduklarını bilmiyorlar. Oldukça sert bir parça.
There's some beef jerky under that pile.
Şu yığının altında biraz yiyecek vardı.
- I'll just take the beef jerky, OK?
- Sadece bir kraker alıyorum, tamam mı?
Usually you have a quick one, some peanuts, beef jerky, pickled eggs, and you're outta here.
Genelde bir bira, bir avuç fıstık kalın bir dilim kurutulmuş sığır eti, bir kaç yumurta turşusu yer giderdin.
Give me some beef jerky.
Bana biraz kurutulmuş et ver.
Beef jerky.
Yiyecek.
Throw the beef jerky in too.
Beef Jerky'den de ver.
Beef jerky.
Sığır eti var.
Yeah, why go out for a succulent steak when you got a dried-up strip of beef jerky at home?
Evet, evde kurumuş, söğüş etin varken, neden dışarıda dolgun bir biftek yiyesin ki?
Pop-Tarts and beef jerky.
Jöleli tart ile füme et var.
Bright Lights, Beef Jerky.
Parlak Işıklar, Kurutulmuş Et.
... beef jerky, just marinate in a combination of soy sauce and brown sugar.
Kurutulmuş eti, soya sosu ve esmer şekerde marine edin.
Place the meat on the trays, you plug it in, and that's all there is to making beef jerky.
Eti tepsilere yayıp fişe takın, yemeğiniz hazır. Size bir şey göstereyim.
And some beef jerky.
Ve biraz da domuz eti.
Some beef jerky.
Biraz biftek.
And our beef jerky is now nearly rectum-free.
Kurutulmuş et ürünümüzü yersen sıçmana bile gerek kalmaz.
Beef jerky carpaccio?
- Alır mısınız hanımlar?
You may not care if you die from heat but becoming a piece of beef jerky is not a lifelong ambition of mine
Demek istediğim sıcaklıktan dolayı ölüp ölmemeni önemsiyorum. Ama bu durumda fırında bir parça et olman iyi bir anlaşma sayılmaz.
I ordered a machine so you can make your own beef jerky.
Bir et tütsüleme makinesi ısmarladım.
Fruit roll-ups, beef jerky.
Meyvalı şekerlemeler, çubukta etler...
Give her big bug, beef jerky?
Git. Ona koca bir paket et ver?
They wrecked the beef Jerky display... stuff all over the floor.
Rafın birini kırıp her şeyi yerlere saçtılar.
Beef jerky.
Vakumlanmış biftek.
The spear struck the beast transforming him into beef jerky!
Mızrak, canavara saplandı ve onu kurutulmuş ete çevirdi!
- Want any beef jerky?
- İster misiniz?
It'd be more like beef jerky, you know?
Et değil... daha çok sığır pastırması gibi bir şey.
Uh, two packs of Drum and some beef jerky.
2 paket Drum ve biraz da sığır salamı.
You want some beef jerky? Absolutely.
Kesinlikle.
As meat goes, your heart's a dried-up hunk of gnarly-ass beef jerky.
Kalbin aslında sallanıp duran iğrenç ve kurumuş bir et parçasından başka bir şey değil.
Got one jumbo-sized bag of beef jerky. Two disposable cameras.
Bir tane büyük boy kurutulmuş et torbası, iki tane kullanıp atılan fotoğraf makinesi.
- Beef jerky.
- Pastırma pişirdim.
You made beef jerky for me.
- Benim için pastırma pişirmişsin.
Dude, I told you not to bring the beef jerky.
Ahbap, sığır etinden yapılmış bu şeyi almamanı söylemiştim sana.
Triple A, number one, first quality beef jerky.
Üç A, bir numara, birinci kalite sığır eti, salak.
- It was never in. - Beef jerky?
- Zaten olacağı yoktu.
"I had beef jerky for breakfast."
"Kahvaltı için biftek dilimi var."
Oh! Free beef jerky for everybody!
Herkese bedava mama!
Beef jerky?
Sığır pastırması?
You gotta be all out of beef jerky, man! You gotta be really fucking hungry!
Gerçekten koduum aç olmalısın!
Why you, blankety-blank hamstrung hunk of jerky beef, I- -
Seni sersem herif, koca kafalı ahmak...
No more goddamn jerky beef.
Ve kahrolasıca acılı biftek de yok.
"We just finished off the last of the beef-jerky,"
"Biftek dilimlerinin sonuncusunu da henüz yemiştik,"
Get me some of that beef-jerky.
Evet. Bana biraz biftek alsana.