English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Bellevue

Bellevue traduction Turc

239 traduction parallèle
Johnson, Bellevue Hospital, 1918.
Johnson, Bellevue Hastanesi, 1 91 8.
Clang, clang. Bellevue.
Düüt, Düüt!
- Bellevue.
Bellevue.
Bellevue?
Bellevue?
The place is called Bellevue Court.
Bellevue Sitesi diyorlar.
Call Bellevue Hospital, Psychiatric Department.
Bellevue Hastanesi'nin, psikiyatri bölümünü arayın.
I work up at Bellevue Hospital.
Bellevue Hastanesi'nde çalışıyorum.
Because Backalis ain't in Bellevue.
Çünkü Backalis Bellevue'de değil.
He says he'll contact Scalise in an hour, and you should be in the East River Drive across from Bellevue at 3 : 00am.
Scalise ile bir saat içinde temasa geçeceğini söyledi. Ayrıca gece 3'te Bellevue'nun karşısındaki East River yolunda olmanı söyledi.
He's in Bellevue in a pretty bad way, they tell me.
Dediklerine göre, Bellevue'deymiş, durumu çok kötüymüş.
Okay McLeod for the wagon to Bellevue.
Evet, McLeod arabayla Bellevue'ye gidecek.
Bellevue Hospital.
Bellevue Hastanesi.
Army-Navy games, parties at the Bellevue Stratford hops at the academy, graduation hats in the air, wedding in the chapel, honeymoon.
Ordu-Donanma karşılaşmaları, Bellevue Stratford'da partiler akademiye geçiş, mezuniyet şapka fırlatmalar, kilise düğünü, balayı.
Call Bellevue and ask them to send over a psychiatrist.
Bellevue'yü ara ve onlara bir psikiyatr göndermelerini söyle.
He's down at Bellevue.
Bellevue'dan arıyor.
We got two brain surgeons, a proctologist and three nurses from Bellevue.
İki beyin cerrahımız, bir kulak, burun, boğaz uzmanımız Bellevue'den de üç hemşiremiz var.
- He's on his way to Bellevue Hospital.
- Bellevue Hastanesi'ne doğru devam etmekte.
He's in the prison ward at Bellevue.
Bellevue'de hastane koğuşunda.
You can't think about that until he's released from Bellevue.
O Bellevue'den salıverilmeden bunu aklına bile getiremezsin.
But you can't do anything until they release Ringerman from the prison ward at Bellevue.
Ama onlar Ringerman'ı Bellevue'deki hastane koğuşundan tahliye edene kadar hiçbir şey yapamazsın, tamam mı?
Take him back to Bellevue.
Onu Bellevue'ya geri götürün.
Then you don't lay a glove on him until he's officially released by Bellevue.
Bellevue'dan resmi olarak tahliye edilene kadar ona elini bile sürmüyorsun.
Just get me on a bus. You ain`t sendin` me to Bellevue.
Beni otobüse bindir yeter.
Harvard, Bellevue Johns Hopkins.
Harvard'a, sonra Bellevue'ye... ve Johns Hopkins'e.
Well, we couldn't get in at the Bellevue.
Bellevue'ye giremedik.
We went to Bellevue where you told us... ... said he was his wife.
Bize söylediğin gibi Bellevue gittik karısı olduğunu söyledi.
- Near Bellevue Hospital. - Anything past Broome Street.
Bellevue Hastanesi yanı.
- Know where Bellevue Hospital is?
- Bellevue Hastanesinin yerini biliyor musun?
You're trying to put me in fucking Bellevue.
Beni oyuna getirmeye çalışıyorsun.
I do some work it Bellevue.
Bellevue'de bazı çalışmalar yapıyorum.
And then if he's ever sane enough to get out of Bellevue, they'll try him.
Ve sonra ruh sağlığı Belveu'den çıkacak kadar düzelirse, onu yargılarlar.
The governor is now at the Bellevue Stratford where he will soon address the kickoff dinner of the Liberty Day celebration.
Vali şu anda Bellevue Stratford'nun balo salonunda Özgürlük Günü kutlamaları için akşam yemeğine katılıyor.
Joan, any word from the Bellevue Stratford yet?
Joan, Bellevue Stratford'dan bir haber alabildik mi?
We've got the Bellevue Stratford.
Bellevue Stratford'dan elimize bir haber ulaştı.
Let's go live to our political correspondent, Frank Donahue, at the Liberty Ball at the Bellevue Stratford Hotel.
Şimdi "Gözümüz Şehirde" programı haber muhabirimiz Frank Donahue'ya bağlanıyoruz. Bellevue Stratford Otel'inde düzenlenen Özgürlük Balosu'ndan bildiriyor.
I'm Frank Donahue. "Eye on the City" News, Bellevue Stratford.
Ben Frank Donahue. "Gözünüz Şehirde" programı, Bellevue Stratford.
I'm at Bellevue.
Bellevue'deyim.
He took a hike from Bellevue last night.
Dün gece Bellevue'den bir otostopçu almış.
- I shouldn't have called Bellevue.
- Bellevue'yu aramamalıydım.
She was in the Bellevue refugee camp!
Bellevue mülteci kampında!
Remember, Bellevue refugee camp!
Unutma Bellevue mülteci kampı!
Hey, fellas, this is monk. He spent the past few days in bellevue.
- Bu arkadaş birkaç gündür iyi durumda değil.
We put out a story that cheryl died en route to Bellevue, just to put her attacker at ease.
Cheryl'nin öldüğüne dair basında haber yayınlayacağız. Böylece saldırgan kendini rahat hisseder.
Remember Dr. Carlson over at Bellevue?
Dr. Carlson'ı hatırlıyor musunuz?
People who see things that don't exist... usually end up in Bellevue. Now, this is tricky territory, Ed.
Şimdi, bu çok aldatıcı bir durum, Ed.
Yeah, well, you know, Fleischman, five minutes of self-examination... and you'd end up being your own patient at Bellevue.
- Evet, beş dakika iç gözlem yapsan sonun Bellevue'de kendini tedavi etmek olur.
We're dying to try the new rib joint on Bellevue Way.
Bellevue Yolu'ndaki yeni et lokantasına gideceğiz.
I ain't going to no Bellevue.
Bellevue'ye gitmiyorum.
Ernest Strohbecker and two accomplices escaped from a maximum - security ward in Bellevue Hospital last night after brutally stabbing two nurses and a custodian to death.
Ernest Strohbecker ve iki suç ortağı dün gece iki hemşireyi hunharca bıçaklayıp bir görevliyi öldürdükten sonra Bellevue Hastanesi'nde azami korunan bir koğuştan kaçtı.
You can prevent that.
Bellevue!
- Bellevue.
- Bellevue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]