Between the two of you traduction Turc
672 traduction parallèle
Say, between the two of you... ... you'd think I wasn't fit to be trusted with money, ideas or anything.
İkiniz de bana ne para, ne fikir ne de başka bir şey emanet edilmez diye düşünüyorsunuz.
If there were a dispute between the two of you, how could you prove ownership?
Sahiplik konusunda tartışma çıksa, ne yapacaktınız?
It was a name he had between the two of you.
İkinizin arasında bir isimmiş.
There should be nothing too personal between the two of you and me.
Seninle benim aramda hiç çok kişisel şeyler olmamalı.
What difference is there between the two of you?
İkinizin arasında ne fark var?
Any problems between the two of you?
Neden orada oturuyorsun?
The Romans want no war between the two of you.
Romalılar ikiniz arasında savaş istemiyor.
This is a plot between the two of you to get control of my ship.
Bu gemimi ele geçirmek için ikinizin arasındaki bir komplo.
I seemed to be floating... between the two of you.
İkinizin arasında gidip geliyor gibiydim.
That's between the two of you.
Bu ikinizin arasında.
- This is a private thing between the two of you.
- Bu ikinizin arasında özel bir şey.
He was just trying to make trouble between the two of you.
İkinizin arasını bozmaya çalışıyordu.
You're 113 years old between the two of you and neither one of you makes any sense!
Yaşlarınızın toplamı 113 ediyor ama ikinizden de doğru dürüst bir laf çıkmıyor!
I sense something between the two of you.
Aranızda bir şey seziyorum.
I spent the last five years trying to drag this mom-and-pop vacuum-tube business into the'80s and now between the two of you and Preston Holt I'm not gonna make it into next week.
Hayatımın son beş yılını ailemin bu vakum tüpü işini 80'lere taşıyarak geçirdim ve şimdi Preston Holt ve tabii sizin sayenizde gelecek haftaya kadar götüremeyeceğim.
Between the two of you, I don't know if sense is possible.
Aranızda makul olmak mümkün mü ki!
It's just a simple matter of formalizing what's been the de facto truth... between the two of you for some time now.
Geriye sadece uzun süredir ikinizin arasındaki fiili durumun resmileştirilip kâğıt üzerine dökülmesi kalıyor.
It's just between the two of you.
Sadece ikinizin arasındadır.
I don't know what really happened between the two of you, but... I must say, you've got a lot of nerve coming up here after what you did to Jordan.
İkinizin arasında neler olduğunu pek bilemiyorum ama itiraf etmeliyim ki... kızıma yaptıklarından sonra buraya gelecek cesareti bulmana şaşırdım.
Between the two of you, you saw and heard everything.
İkiniz birlikte, her şeyi hem gördünüz, hem de duydunuz.
One thing nobody wants to talk about is what happens,... or does not happen, between the two of you in the bedroom.
Hiçkimse yatakta aranızda ne olduğu,..... ya da ne olmadığı hakkında konuşmak istemez.
What happened between the two of you, Peter?
İkiniz arasında ne geçti Peter?
How many Marios are there between the two of you?
Bakın, adlarınızda kaç tane Mario var?
You are so like him making me choose between the two of you.
Sen de onun gibisin beni ikiniz arasında seçim yapmak zorunda bırakıyorsun.
The rumors of the relationship between you two were all over the place and everyone was talking about you two. So, I'll just relay the stories that I've heard from others.
İnsanların orada burada konuştuğunu görüp duyduğum dedikoduları sana anlatacağım.
If you'd walked into an elevator, I would have stopped it between two floors, and we'd have spent the rest of our lives there.
Eğer ki bir asansöre girecek olsanız onu iki kat arasında durdururdum ve hayatımızın geri kalanını orada geçirirdik.
Christine, you'll have to make up your mind finally and irrevocably between the two of us.
Christine, ikimiz arasında karar vermen gerekecek.
The mistake was leaving you two in the depths of the wilderness... with more than $ 100,000 between you.
Hata ikinizi yanınızda 100.000 dolardan fazla parayla... o yabani ortamda bırakmaktı.
That's the conflict between the two of you.
Asıl mesele ne biliyor musun?
Between the two of us, both of us working, we ought to be able to save up steamboat fare for you and Little Eli.
Birlikte daha çok para kazanabiliriz. Küçük Eli ile senin gemi paranı bulmamız gerekiyor.
If it wasn't for this hurt man I just might shoot the two of you right between the eyes.
Eğer bana zarar vermiş olsaydınız ikinizide iki kaşınızın arasından vurabilirdim.
He says that seeing as how you had all them other boyfriends before me seeing as I never even had one single gal friend before you he figures that between the two of us it kind of averages out to things being proper and right.
Benden önceki tüm o erkek arkadaşlarını göz önüne alırsak senden önce hiç kız arkadaşım olmadığını da göz önüne alırsak ikimiz arasında her şeyin hemen hemen uygun bir hale döndüğünü sanıyormuş.
Why must you come between the two of us?
İkimizin arasına girmek zorunda mısın?
But if you think I'm gonna ante up for all the beer that hippopotamus of a sergeant can drink between now and the time you leave, you got two more things coming.
Ama çavuşun içeceği biraların parasını ödeyeceğimi sanıyorsan... -... sana iki şey daha gelecek.
Now you can feel the unconscious attraction between the two, the tremulous beginnings of love.
Artık içten içe birbirlerinden hoşlandıklarını seziyor, aşkın başlangıcını görüyoruz.
You know, between the two of us I'd have done it for $ 30.
Aramızda kalsın, ama bu işi aslında 30 dolara yapardım.
Leaving $ 50 to be split between you two and the cab driver and that dear little old man and, of course, the gentlemen from the government.
Geriye 50 dolar kalıyor, bunu... siz ikiniz, taksi şoförü, o yaşlı adam... ve tabii hükümet görevlisi arasında bölüştürdüm.
I told you I'd much rather work the Beale Show out just between the two of us.
Beale Show işini aramızda anlaşarak çözmek istediğimi belirtmiştim.
I'm Mr. Yu Either you live or I live It's between the two of us only
Ben de Yu Bey sonucu ne olursa olsun bu ikimizin arasında bir mesele başkalarını ilgilendirmez
The rising and setting of stars would give you the local time and the difference between the two would tell you how far east or west you had gone.
Yıldızların yükselip alçalması yerel saati belirlerken ikisinin arasındaki zaman farkı gidilen yönde alınan yolu gösteriyordu.
Of the thousands of stars you see when you look up at the night sky every one of them is living in an interval between two collapses.
Gece kafanızı gökyüzüne çevirdiğinizde gördüğünüz... yüzlerce yıldızın her biri yaşamlarını iki çökme evresi arasında geçirir.
Piss off the major, you find yourself escorted out between two of Shawn's Red Berets.
Binbaşıyı kızdırırsan kendini, Shawn'ın iki Kızıl Berelisi eşliğinde dışarı çıkıyor bulursun. Ne zaman bırakacağını bilmiyorsun, değil mi?
I was just thinkin', you know, that just maybe between the two of us, that we could make somethin'happen, somethin'special, somethin'really nice.
Sadece düşünüyordum ki, bilirsin, sadece belki aramızda, birşeyler olur, özel birşeyler, gerçekten güzel şeyler.
Mr Parker says you're a bright lad, and I respect his opinion so I have a particular interest in you - personal, between the two of us.
Bay Parker senin zeki bir delikanlı olduğunu söylüyor ve onun fikrine saygı duyuyorum yani ben de seninle özel olarak ilgileniyorum, kişisel, ikimizin arasında.
" What you should do then, instead of using a dog, is to use a wolf, and have a wolf run between the two fences.
" O halde köpeğin yerine, kurt kullanmaya ne dersin, bir kurt al ve iki çitin arasına sal yürüsün.
Speaking frankly between the two of us, you know, I'm just a little tired. Oh.
Howard, aramızda kalsın ama ben biraz yoruldum.
It's just between the two of you.
Fakat şapka giymeyecek.
You made a statement saying that you had absolutely no intention of going back on plans for providing housing on the site, and then just a week after that, there's a secret meeting between you and two civil servants from the Department of the Environment.
Sit alanı üstündeki konutlandırma planları için geri adım atmaya hiç niyetinin olmadığını belirten bir açıklama yapmışsın, ayrıca bir hafta sonrasında, sen ve çevre bakanlığından... iki memur ile gizli bir toplantı düzenlenmiş.
Captain, would you be prepared to consider the creation of a non-aggression pact between our two peoples, possibly leading to a trade agreement and cultural interchange?
Kaptan, kültürel alışverişe ve ticaret anlaşmasına doğru bizi yönlendirebilecek, 2 halk arasında agresif olmayan bir pakt yaratmayı düşünmeğe hazır mısınız?
And that's a very important fact. Because the beauty of concision, you know, saying a couple of sentences between two commercials...
Cadde'deki anarşist kitapçılar arasında takılıp işçi sınıfıyla muhabbet etmenizi nasıl karşıladılar?
Do you believe... You know, like this is some little thing between the two of...
Sanki bu, ikisinin arasındaki küçük bir şeymiş gibi -