Bid traduction Turc
3,100 traduction parallèle
Yeah. I put in a bid for me and my crew
Ekibimle çatınızı tamir etmek için
That's just a bit more than Charlie bid.
Charlie'nin teklifinden biraz fazla.
Everybody is standing out on the doorstep waiting to bid us a fond farewell.
Herkes kapıda veda etmemiz bekliyor
- Yeah, we should bid on it.
- Evet, buna teklif vermeliyiz.
We'll bid on it, yeah.
Ona teklif vereceğiz, evet.
On behalf of myself, producer Bruce Hammond, and everyone here at the network, we bid you all a fond farewell.
Oncelikle ben sunucu Bruce Hammond ve burada bulunan herkes, size elveda diyoruz.
The opening bid for this will be $ 75,000.
Açılış, 75.000 dolar olacak.
The highest bid is, and the contract for Bristol Bay goes to J.W. McGraw and Alaska Northern Oil.
Bristol Körfezi için en yüksek teklif veren ve ihaleyi kazanan J.W. McGraw ve Alaska Kuzey Petrolleri.
What about the Greenpeace bid?
Greenpeace teklifine ne oldu?
We bid the value of all the wildlife you're putting at risk.
Riske attığınız tüm doğal hayatın değerini teklif ettik.
They bid up the price 50 times on that stupid dog head.
Salak bir köpek kafası için fiyat 50 kat arttı.
Come bid 300.
300 dolar.
Got 400, got a $ 500 bid. Five-and-a-half?
400 veren var. 500.
Can I have an $ 800 bid?
800, 800 veren var mı?
I'll bid farewell to my wife and I'm yours.
Karımla vedalaşıp geliyorum, sonra emrinizdeyim.
The brave king bid farewell to Snow White, leaving her his favorite dagger.
Cesur Kral Pamuk Prensese karşı gelemiyordu ona en sevdiği şeyi bıraktı.
Then I guess we must bid you adieu.
Sanırım sizi oyalıyoruz.
Well, I will pray the same for you, sire. I bid you adieu.
Size dua edeceğim efendim.
Do you want to bid?
Teklif mi vereceksiniz?
I made a bid.
Teklif verdim.
The last time you gave a speech like that, we lost the bid to Firestone.
En son bu şekilde konuştuğunda ihaleyi Firestone'a kaptırmıştık.
Before I bid you welcome -
Size hoşgeldiniz demeden önce...
Before I embark on my final journey, I'd like to thank you for our time together and I bid you farewell.
Son yolculuğuma çıkmadan önce geçirdiğimiz güzel günler için sana teşekkür ediyorum. Ve maalesef sana veda ediyorum.
Starting bid is 10 million dollars.
Başlangıç fiyatı 10 milyon dolar.
'Starting bid is 10 million dollars.
"Başlangıç fiyatı 10 milyon dolar."
'Maybe someone will bid higher than you.'
"Belki birisi senden daha yüksek teklif verir."
A sausage, a steak, a chocolate souffle, some fancy fondue, and I'll bid you adieu!
# Biraz iyi kuzu güveç Ve mumbarlı sosis # İşim bitmeden önce Ya da aylaklıktan atacaklar beni kodese
It was a tight race for over a year between Cross and Kellerman... and then unprecedented events over the last month will lead to threaten Cross's election bid.
Cross ve Kellerman arasında neredeyse bir yıldır devam eden kıyasıya bir yarış vardı ve son bir ayda yaşanan görünmemiş olaylar Cross'un seçilme şansını sekteye uğratmaya başlamıştı.
Where you should bid me that I accept.
Kabul edebileceğim bir teklif verebilecek misin?
In the hour of my death, call me and bid me to come to you.
Ölüm saatim geldiğinde beni çağır ve sana gelmemi iste.
That's where Bid Daddy hang out his day meat.
Babacığım etleri burada tutuyor.
So, shall we make a bid?
Fiyatta anlaşalım mı?
And did a bid for it.
Bunun için bazı teşebbüslerde bulundum.
£ 700,000, the bid's at the back
Arka taraftan 700,000 sterlin teklif edildi.
The bid's at 800.
Teklif 800'de.
With the telephone bid now at 860.
Telefondan 860.000 teklifi aldık.
It's in the room against the telephones now. £ 980,000 bid.
Artık telefondakilerle buradakiler karşı karşıya. 980,000 sterlin.
The bid's on the left at £ 1 million.
Son taraftan 1.000.000 dolar geldi.
£ 1,020,000 to bid.
1.020.000 geldi.
Bid's in the centre now at £ 1.1 million.
Merkezden 1.1 milyon sterlinlik bir teklif geldi.
Do I hear another bid, sir?
Başka teklifiniz var mı, bayım?
The bid's still with you, sir, at £ 1,150,000.
Hala en yüksek teklif sizinki, bayım, 1.150.000 sterlin.
Yeah, I did a 15 year bid.
- Evet, 15 yıla anlaştım.
All five of them. - All eligible to bid on city contracts.
- Hepsi belediye ihalesine girmeye yetkin.
Shortly you can bid on my private collection of ooloutes and corsets.
Biraz sonra özel koleksiyonumun açık arttırmasına katılabilirsiniz.
People wish to bid farewell to the happy couple, and I'm hearing that your bride is nowhere to be found.
İnsanlar mutlu çiftimize iyi dileklerini sunmak istiyorlar ama gelininin hiçbir yerde bulunamadığını duyuyorum.
I would have married as you bid.
Sizin arzu ettiğiniz gibi evlenecektim.
"To my Lucrezia, I bid farewell."
"Lucrezia'ma, elveda."
I would have married Calvino Pallavicini as you bid, dear father.
Sizin arzunuz olan, Calvino Pallavicini ile evlenecektim, babacığım.
Please, sir, d-don't bid me.
Lütfen efendim bana kendimi yedirtmeyin.
Bid you?
Kendini yemek mi?