Bira traduction Turc
19,282 traduction parallèle
A cup of beer, please.
- Bira lütfen.
You want a beer or somethin'?
- Bira falan ister misin?
And never before the Bren'in have her a child spend his days ineeb on their beer, his spirit gone, his powers nil.
Daha önce hiçbir Bren'in'in de tüm gün bira içip ruhunu kaybeden ve gücünü sıfırlayan bir çocuğu olmadı.
Maybe get some chicken wings and some beer.
Biraz tavuk kanadı ve bira alabiliriz.
Since when do you drink beer?
- Ne zamandır bira içiyorsun?
Hey, can I get two beers, please?
İki bira alabilir miyim?
Beer.
Bira getir.
♪ I've only got one beer inside me ♪
Bir bira var içimde...
I was too tired, I couldn't even drink a goddamn beer, you know.
Çok yorulmuştum, lanet olası bir bira bile içemedim.
And grab me a beer!
Bana da bir bira kap.
Come on. Riddle me with bullets, so you can go home, drink an ice-cold beer, and feel better about yourselves!
Hadi, bana kurşun yağdır ki evine gidince, buz gibi bir bira içip vicdanını rahatlatabilesin!
He said he was gonna go get a beer.
Bira almaya gideceğini söylemişti.
Mel said he went out for a beer.
Mel bira almaya gittiğini söyledi.
A beer.
Bira.
There's an old brewery on Third.
Üçüncü Cadde'de eski bir bira fabrikası var.
- Two Buds, you got it.
- İki bira tamamdır.
Just be glad you don't have roommates that steal them for beer. ( both chuckle )
Bira içmek için biberon çalan ev arkadaşların olmadığı için mutlu ol.
Ari, why do I get a beer from you?
Ari, bu bira ne için?
Um, just a beer, if I may?
Bir bira, mümkünse?
Can I have another root beer?
Başka bir alkolsüz bira alabilir miyim?
What I'm ready for is to knock back a couple of beers.
Arkama yaslanıp iki bira içmeye hazırım.
Beer?
Bira?
You want a beer or something?
Bira falan ister misin?
- Sure.
- Bira olur.
The killer's sitting poolside in Acapulco drinking dollar beers and knockoff pain killers.
Katil de Acapulco'da havuz kenarında oturmuş bira içip kafayı buluyor.
Throw back a few clams and pitchers of beer.
Biraz midye gömüp bira içer.
Mary doesn't throw back clams or pitchers.
Mary midye gömüp bira falan içmez.
Thanks.
Evet, ben de bir bira alayım.
Have another beer, Gracie-loo-hoo, while I reload.
Ben şarjörü doldururken bir bira daha iç, Gracie
Well, you'd had a few beers. Yeah.
Evet, birkaç bira içmiştin.
It was on a beer-mat.
Bira örtüsü üzerindeydi.
Can I get 2 rum and cokes and 2 beers?
2 rom, kola ve 2 bira... alabilir miyim? Elinde ne varsa...
I'll get you a beer.
Sana bira getireyim.
Would you like a beer?
- Bira alır mısınız?
Did you not take the boys for a celebratory glass of beer last night?
Dün akşam kutlamak için çocukları bira içmeye götürmedin mi?
Uh, just a beer. I guess, a Bud.
Bir bira sadece, Bud olsun.
Eight beers, please.
Sekiz bira, lütfen.
One beer for me.
Bana bir bira ver.
You want to spend your shift tagging beer bottles and used condoms? Knock yourself out.
Madem mesaini bira şişelerini ve kullanılmış prezervatifleri etiketlemekle geçirmek istiyorsun, keyfin bilir o zaman.
Beer for me.
Bana bira.
Can I get a beer and, uh, your number?
Bir bira ve bir de numaranı alabilirim. - Şey... ben -
Go grab a cold one from the trunk and stop complaining.
Bagajdan soğuk bir bira kap ve şikayet etmeyi kes.
I said go grab a beer, not brew it from scratch!
Bira kap dedim, sıfırdan mayala demedim!
Went over to Blanco's and had a few beers before they closed.
Blanco'nun yerine gidip kapanmadan önce birkaç bira içtik.
Well, we were gonna take a quick jaunt through wine country, grab a couple of beers in Belgium, and move on to...
Şey, şarap diyarına doğru hızlı bir gezinti yapacaktık. ... Belçika'dan bir kaç bira kapıp, sonra da...
No, we're just getting an early start, seeing as that beer is the only thing German we like.
Hayır, Bira hoşumuza giden tek Alman ürünü olduğu için, erken bir başlangıç yapalım dedik.
You know, hit some ball games, grab some beers.
Biraz beysbol maçı falan izlerim, bira falan içerim.
No, I'm sorry, I've been waiting for cold beers and a night out.
Hayır, kusura bakma, ben soğuk bir bira ve gece gezmesi istiyordum.
- It's a bear.
- Bira.
- Two Buds.
- İki bira.
Yes, a beer.
Ben bir bira alırım.