Boiler traduction Turc
720 traduction parallèle
The boiler house will meet the quota of the Plan's decisive year.
Planın belirleyici yılında Kazan daireleri kotalarla tanıştı.
Friedemann and August are searching the boiler room now.
Friedemann ve August kazan odasını araştırıyorlar.
He's not in the boiler room or the coal-cellar.
- Ne kazan odasında ne de kömürlükte.
Father used to hang with Rocky at the old boiler room?
Peder, Rocky'le kazan dairesinde mi takılırmış?
Don't sit with your back against the boiler.
Sırtını ısıtıcıya dayayarak oturma öyle.
I want to perform in a theater, not a boiler factory.
Oyunumu tiyatroda icra etmem gerekiyor, kazan fabrikasında değil.
One of these days, Mrs. Gaddis is gonna throw away that old wash boiler of hers.
Bir gün, Bayan Gaddis o eski çamaşır kazanını atacak.
" Down in the boiler room
Kazan dairesinde
Whole boiler would blow up.
Bütün kazan havaya uçardı.
If we can keep the steam up and the boiler don't bust and that mend holds. And we don't pile up on them rocks.
Hızımızı korursak ve kazan patlamazsa ve direk yıkılmazsa ve çağlayandan sağ salim çıkabilirsek.
Maybe Dr. Carrington will ask it to crawl into a boiler.
Belki Doktor Carrington onu kaynatıcının içine çekebilir.
We're taking water in number 1, 2 and 3 holds, and number 5 and 6 boiler rooms.
1, 2 ve 3 numaralı ambarlarla 5 ve 6 numaralı kazan daireleri su alıyor.
Number three boiler room flooded.
3 numaralı kazan dairesi suyla doldu.
The starboard boiler's gone, and the port one's about to go!
Sancak tarafındaki kazan gitti, iskele tarafındaki de gitmek üzere.
You should have seen us the day we knocked over the coffee boiler.
Cezaevinde kahve makinesini devirdiğimiz gün bizi görmeliydin.
The heated liquid is then run through a boiler where it produces an almost endless stream of hot steam.
# Hunları ülkemizden kovalım #
I got too hot a fire in my boiler to sing this morning.
Bu sabah içim, şarkı söyleyemeyecek kadar çok kaynıyor.
But then, down here in the boiler room, I know I need advice.
Ama sonra buraya dönünce, tavsiyeye ihtiyacım olduğunu anlıyorum.
Water in the forepeak. Numbers one and two holds. The mail room and boiler rooms six and five.
Bir ve iki numaralı ambarlar... posta ofisi ile altı ve beş nolu kazan daireleri... su altında.
Well? The pumps are keeping the water down in this boiler room... but the first five compartments are flooding.
Su pompaları burada seviyeyi sabit tutuyor, ama ilk beş bölme su almaya devam ediyor.
- Yes. Well, you can cut the boiler room fans for a start.
Kazan dairesi fanlarını kapatmakla başlayabilirsin.
She's got a boiler that'll give you 350 pounds of pressure as long as you ask her.
Öyle bir buhar kazanı var ki, 350 poundluk basınç bile verebilir, ne kadar isterseniz.
A prison is a vast boiler of despair, stoked by hatred and anger.
"Bir cezaevi, altındaki ateşin kin ve öfke ile canlı tutulduğu..." "... koskocaman bir umutsuzluk kazanıdır. "
We'll make 25 miles an hour or bust a boiler trying.
Saatte 25 mil hızla gideceğiz veya kazanı patlatacağız.
Has the rice been put in the boiler?
Pilav mı yapıyorsun?
He burst like a boiler.
Bir kazan gibi patlamış.
How about we put him in the boiler throw him in with scrap, he melts in the furnace next thing he's a chassis for a Buick?
Hurdalarla beraber onu oradaki kazana atıp eritirsek belki de bir Buick şasesi olur? !
The steam is generated in the boiler and travels through the pipes.
Kazandan çıkan buhar borularla buraya geliyor.
- I can stoke the boiler, sir.
- Ben kazan işini yaparım efendim.
This is the boiler.
Bu kazan.
- I'll turn on the boiler.
- Şofbeni açayım.
The boiler might take a while to be ready.
Şofbenin hazır olması biraz sürer.
We simply plant a tiny bomb in the boiler room.
Makine dairesine küçük bir bomba koyacağız.
There's a bomb in the boiler room.
Makine dairesinde bir bomba var.
I think I'd be happier in a boiler room.
Kazan dairesinde daha mutlu olacağımı düşünüyorum.
Boiler work is a humiliation.
Kazan dairesinde çalışmak utanç verici bir şey.
- Behind the boiler, you mean?
- Kaloriferin arkasında mı diyorsun?
Davis, mount the guard at the bridge. Reese, care of the boiler.
Davis, Straza ikiniz kaptan köşküne gelin, diğerleri arkada olsun.
Take Mrs. Gloop to the Fudge Room, but look sharp or her boy will get in the boiler.
Bayan Gloop'u Lokum Odası'na götürün, ama dikkatli olun oğlu buhar kazanına düşmesin.
- if the boiler's full.
- sorun çıkmaz.
Put more coal in the boiler.
Kazana kömür ilave et.
I could've snuck out the back or hid in the boiler room.
Arkadan kaçabilir, ya da kazan dairesine saklanabilirdim.
You wouldn't catch me hiding that much gold in the boiler of a six-wheeler!
O kadar parayı tren kazanına asla koymazdım ben!
Ma'am, it's time to take the boiler off.
Ham'fendi artık ocağı kapatmak gerekiyor.
Boiler, can you set me up with some drive figures?
Boiler şu rakamları verir misin bana?
What do you have for us now, Boiler?
Eee, elinde bizim için bir şey var mı Boiler?
Don't give me that kind of bull.
Böyle şeyler söyleme bana, Boiler.
Wanna blow it up?
Yok ederiz? Çok güzel Boiler.
Let's have some music in here, Boiler.
Biraz müzik dinleyelim Boiler...
And Boiler punches me in the arm when no one is looking!
Boiler da kimse bakmazken beni tokatlıyor.
Real good, Boiler. That's what I'm looking for.
Ben de bunu arıyordum.