Booger traduction Turc
326 traduction parallèle
- Ain't that a booger?
- Harika, değil mi?
♪ had folks starting'to booger
Ürk erdi herk es
You know, this is a heap of money. We take it, they'll booger us forever.
Bunu alırsak, bizi sonsuza dek rahat bırakmazlar!
Oh, listen to him. Who's afraid of a little booger?
Birazcık rahatsızlıktan kim korkar?
If I had a big horse-pistol like that, I wouldn't be scared of the booger man.
Benim de öyle kocaman silahım olsa, gulyabani gelse korkmazdım.
I'm not scared of no booger man.
Ben gulyabaniden falan korkmam.
It's a booger!
Sümük!
I don't care how hungry I am, I'II never eat a booger!
Ne kadar aç olursam olayım, asla sümük yemem!
That's a woolly booger.
Kazak yünü bu.
I want to hear about the Booger.
Booger hikâyesini dinlemek istiyorum.
- Dad says you're gonna be late again, you booger!
- Babam gene geç kalacağını söylüyor, sümüklü sörfçü!
Call me "Booger".
Bana "Booger" deyin.
Booger.
Booger.
Ah, excuse, please, but why do they call you "Booger"?
Ah, lütfen affedin, ama niye Booger diye çağrılmak istiyorsunuz?
Good night, Booger.
- İyi geceler, Booger.
- Oh, Booger, I feel nothing.
- Oh, Booger, hiç bir şey hissetmedim.
- What about you, Booger?
- Ya sen, Booger?
- Booger.
- Booger.
# We got Booger Presley on a mean guitar And a rap by little old me, Lamar
# Booger Presley gitarda ve rep de bende, Lamar'da
Please don't let it be a booger.
Lütfen sümük olmasın. "
Marty's a booger.
Marty salağın teki.
You never mean to. I hate you, you booger!
Senden nefret ediyorum.
Get that booger off yourjacket before it freezes and you scratch yourself.
O sümüğü de donmadan sil, yoksa elini çizebilirsin.
Hey, he's a gross lookin'booger, ain't he? I'd nuke that sucker!
Çirkin, koca bir sümüğe benziyor, değil mi?
Some kind of crazy booger just skipped through here.
Çılgın sümüklünün biri hoplaya zıplaya buradan geçti.
No, a booger?
Olamaz, sümüklü mü?
A big crazy booger.
Kocaman çılgın bir sümüklü.
( Booger ) Wait up!
Bekleyin!
- Booger!
Sümük!
( Booger ) Must be checkout time.
Çıkış zamanı herhâlde.
( Booger ) Would you pick up five guys in their underwear?
Evet. En azından evimizdeyiz. Buna inanamıyorum.
They call me Booger.
Bana Sümük derler.
- ( Booger ) We're screwed.
- Hayır bitmedik.
- ( Booger ) All right!
- Tamam. - Harika oldu.
Awesome, Booger.
Harika Sümük.
( Booger ) Whatever's in this drink, I want a case.
Bunun içinde ne varsa bir kasa istiyorum. İçkiden değil.
- ( Booger ) Have a seat.
Bir sandalye çek.
( Lewis ) Hey, Booger.
Sümük!
Booger, come here, man.
Sümük buraya gel ve şuna bir bak!
( Booger ) Cut it out, you crazy maniac!
Manyak mısın?
I would rather watch Roseanne Barr do a striptease than take these little booger - machines camping.
Bu baş belası veletleri kampa götürmektense Roseanne Barr'ın striptiz yapmasını izlemeyi tercih ederim.
Two booger-eaters dead ahead!
Yiyici iki ilerliyor!
Michael Wolff, take us home with some of that nasty, booger-nose funk.
Michael Wolff, hadi bizi pis, burnu sümüklü funk bir parça ile eve gönder.
- A booger?
- Çapak mı?
I got some kinda hellacious booger hangin'out of my nose?
Ne bakıyorsun, ayı mı oynatıyoruz?
- Where did Booger go?
Sümük nereye kayboldu?
( Booger ) Boys, our ship has come in.
Gemimiz geldi.
Booger!
Sümük!
Come on, Booger.
Hadi Wormser.
( Booger ) Oh, boy, oh, boy, oh, boy, oh, boy, oh, boy, oh, boy, oh, boy.
Sence ne yapacaklar?
- ( Booger ) We're sorry.
- Özür dileriz.